Camdan dışarıyı izlerken hocanın dediklerini sadece duyuyordum, dinliyor veya kâle alıyor değildim. Gözlerimi sol bileğimdeki kol saatime çevirdim ve teneffüse 4 dakika kaldığını görüp biraz olsun mutlu oldum. Dersten çok sıkılmıştım. Tekrar camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Son baharda idik ve okul bahçesindeki bir çok ağaç sarılara bürünmüş, heybetini kaybetmiş ve yerlere yapraklarını bırakmışlardı.
Sonunda zil çaldığında silkelendim ve Alara'nın yanına gittim. Alara benim en samimi arkadaşım, canım, kardeşimdi. En sevdiğimdi.
Yanına gidip gülümsedim. Alara pek konuşmazdı, ama bilirdim beni çok sevdiğini.
"Kantine gidelim mi? Çikolata istiyorum."
Gözleri hala bir noktada duruyordu. Aralıksız oraya bakıyordu. Dalmıştı. Elimi gözlerinin önünde salladım ve beni umursamasını sağladım. Kahve harelerini bana çevirdi. Sorumu tekrarladım. "Kantine gidelim mi?" Yavaşça başını salladı. Ayağa kalktı ve bileğini tutarak onu arkamdan sürükledim.''Sende bir şeyler ist-'' derken gözlerini duvardaki boşluğa sabitlediğini görüp duraksadım. ''Alara.''
Yanıt yok.
''Alara?''
Bir kaç adım gerileyip yanına vardım. Gözlerini kırpmadan o noktaya bakıyordu. Durum garibime gitti. Fakat daha sonra düşününce Alara'nın bu işlemi hep yaptığını fark ettim.
''Alara.'' kolunu dürttüm. Fakat cevap yoktu. Tam ağzını açmış, bir şeyler söyleyecek iken, onu şiddetli bir şekilde dürtmemle bana döndü.
''Duymuyor musun? Sana sesleniyorum.''
Cevap vermedi. Yüzüme bön bön bakıp;
''Gerizekalı'' dedi. Evet kendindeydi.
''hadi, devam et.'' dedim ve kolundan çekiştirdim. Bu hareketleri sorumu ağzıma tıkmıştı. Onda bir farklılık vardı.
Kantine inince 1 karam ve 1 sütlü kahve alıp boş turkuaz renkli masaya geçtim. Elimdeki kahveyi kavrayıp kendimi ısıtmaya çalıştım. Alara parmaklarıyla oynuyordu.
''Çıkışta ne yapacaksın?'' bir süre sessiz kaldı.
''Eve giderim galiba yaa. Sen?''
''Bende öyle tahminimce. Bizde gelsene.''
''Olur. Ama Esra Teyze müsait mi?''
''Evde değildir ki. Sabah anneanneme gideceğini söylemişti.''
''Peki, sen bilirsin.''
Zilin çalması ile yanaklarımı hava ile doldurup ''Hadi kalkalım.'' dedim ve sınıfa çıktık. Sıkıcı bir coğrafya dersi daha...
*******
Çıkma zili çaldığında Alara ile okuldan çıkıp Tranvaya bindik. Şansımıza boş yer bulup oturduk ve eve gidene kadar sohbet ettik. Hava kapalıydı ve rüzgarlıydı. Eve gidince tahmin ettiğim gibi annem evde değildi. Ocaktaki yemekleri ısıtıp Alara ile kendime birer tabak koydum. Sohbet edip yemeklerimizi yedikten sonra odama gittik. Dizi-Film izledikten sonra sıkılıp onu da bıraktık. Yatakta otururken konuşmaya başladık.
''İlaç almalıyım. Başım çok ağrıyor.'' ''Tamam.'' Çantasının en ön gözünü açıp oradan bir paket ağrı kesici çıkarttı. Adını göremedim fakat umurumda da değildi.
Bir süre daha bir şeyler yaptıktan sonra annem geldi ve saat geç olmuştu. ''Artık gitmeliyim.'' dedi. Bende başımla onayladım ve onu kapıya kadar geçirdim. ''Tek gidebileceğinden emin misin?İstersen seninle gelebilirim.'' ''Yok yaa. Giderim kendim. Her şey için teşekkürler. Görüşürüz.'' ''Görüşürüz'' deyip o aşağı inice kapıyı kapattım ve odama gittim. Biraz ders çalışıp uykum gelince uyumaya karar verdim.
*******
Sabah okula gittiğimde ilk teneffüs her zamanki gibi kantinden kahve aldım. Uykum vardı ve açılması gerekti. Alara'yı ilk ders sınıfta görememiştim ve belki gelmiştir diye tekrar sınıfa baktım. Çantası oradaydı fakat kendisi orada değildi. Tuvalete gitmiş olabileceğini düşünerek oraya baktım. O sırada zil çalmıştı ama umursamadım. Bizim kattaki tuvalette değildi. Bir aşağıdaki kata baktım. Kapıyı açtım ve içeriyi kontrol ettim. Biraz ileriden bir nefes sesi duydum ve oraya dönünce Alara'nın orada olduğunu gördüm. Anladığım kadarıyla yene düşmüştü, dizlerinin üzerinde oturuyordu. Hemen hızlı adımlarla yanına gittim. Gözleri doluydu ve gene bir noktaya odaklanmıştı. ''Alara iyi misin?''
Cevap vermedi
''Alara, Alara iyi misin??''
''Bak. Yanımda bir tek o var fakat o da seni göremiyor.''
Ne?
Alara ne demek istemişti hiçbir şey anlamamıştım.
''N-ne? Alara ne demek istiyorsun?''
Cevap vermedi.
Fakat ben korkmaya başlamıştım.
Onu kollarından tuttum ve kaldırdım. Hafif bir şekilde sarstım.
''Alara kendine gel!''
Gene cevap yok.
Tokat attım. Sola savrulan başı ile sonunda ilgisini çekmeyi başarabilmiştim.
''Neden onu göremiyorsun Yakamoz?''
İrkildim. Neyden söz ediyordu? Kimi göremiyordum?İçimi bir korku kapladı. Bu hiç normal değil.
Alara'yı alıp bahçeye çıkarttım. Bir süre hiç konuşmadık. Hala aklım almıyordu. O, o iyi değildi. Garip bir şeyler olduğu kesindi. Daha sonra hiçbir şey demeden oradan kalktım ve onu arkamda bırakıp sınıfa çıktım. Çok garip şeyler döndüğü kesindi...
Merhaba arkadaşlar, yeni hikayemizin ilk bölümü hayırlı olsun...! Konusu diğer genç burgulardan farklı olacak zaten anlamışsınızdır. Umarım farklı konum ilginizi çeker, şu an olaylar Alara üzerinde ama baş roldeki kızımıza dönecek hiç merak etmeyin. İsmi sadece bir kez geçirdim fakat kızımızın adı Yakamoz. umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarını görmek istiyorum. Teşekkür ederim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki O
Teen Fiction"Onu bende görüyorum." Gözlerimi şaşkınlıkla ona çevirdim. "O'nu görebiliyor musun?"