Gecikti birazcık.Evet birazCIK.Bu bölümü hiç yayımlayasım yoktu ama hadi neyse. .s Hiç olmadı abi bu bölüm. :(
Hiç beklemediğim bir anda dudaklarımda bir sertlik hissettim.Bunu yapamazdım yeniden, bu halde, bu durumda.Hayır asla olmaz.Hızlıca onu ittirdim.Kafasını sert demire çarpmıştı.Ve oldukça kötü çarpmıştı.Herneyse,kötüler ölmez.Sadece küçücük bir baygınlık.Ne olabilir ki? Kafasını tutarak yere çöktü.Tam gidecekken, karşıdaki açık kapıdan bizi izleyen Liam'ı gördüm.Lanet olsun Louis'in odası asansörün tam karşısındaydı. Tek tuhaf gidenler bu değildi.Hiç bir hemşire yada doktor burada değil.Hiçbir hasta ve hasta yakını bile yoktu.Kafamdakileri dağıtıp, Liam'ın yanına gittim.İçeri girerken beni durdurdu. Kapıyı arkamızdan çekip sandalyelerin birinde oturup kafasını tutup iki büklüm olan Harry'i gösterdi.
"Ona ne oldu?"
Omuz silktim.Cidden görmemişmiydi?
"Emin ol ki hakketmişti Liam."
Saçlarını karıştırıp derin bir nefes verdi.
"Ne oldu dedim."
Burnundan soluduğunu farkettim. Ama hayatta söylemezdim.Harry, -doğruyu söylemeyeceğinden eminim.- söylerdi.
"Harry sana söyler.Şimdi izin verirsen içeri girmek istiyorum."
Gözlerini kısarak bana baktı.
Ona muhteşem piç gülüşlerimden birini gönderdim.
İçeri girdiğimde Zayn birden irkildi.Niall ise konuşmasına devam ediyordu.Beni görünce gülümseyip yanıma geldi.
"Louis' in doğumgünü yaklaşıyor Cara! 5 gün sonra büyük bir parti düzenliyoruz." Olduğum yerde çivilenmiş gibi durdum.Gözlerimi kocaman açıp Louis'e baktım. Omuzlarını kaldırıp 'Ne bileyim ben?' bakışı attı.Partiyi sorduğumu biliyordu.Ben, partilerden nefret ederim.Neden diye sormayın, biliyorsunuz.
"Tamam Niall.Ne kadar güzel."
*** 1 saat sonra ***
Aklım durmadan Harry'deydi fakat hayır, ona acımıyordum.Odandan çıktığım an başım fena şekilde döndü kuvvet almak için duvara bir elimi tutup nefes alışverişlerimi düzeltmeye başladım.Gözlerimi sıkıca yumdum.
"Benimle gel." diye emreden Liam'ı duyunca kendimi toparlayıp onu takip ettim.Harry kendisine gelmişti. Öyle gözüküyordu en azından.Onun yanına oturdum.
"Noldu?"
"Bekle ve gör." dedikten sonra Harry'e döndü.Harry ikimizede boş gözlerle bakıyordu.
Bir kaç dakika sonra Harry'nin numara yaptığını düşünmeye başladım.Cidden güzel rol yapıyor.
"Harry bırak şu numaraları." diye söylendim.Harry ise omuz silkmekle yetindi.Sonra ise konuşmaya karar verdi.
"Bu kim peki Liam?" eliyle beni gösterdi. Muhteşem rol yapıyorsun Harry. Liam sadece iç çekti.Sonrada aşağı indi.Yandaki odadan Jack'in çıktığını gördüm.Hayır, kesinlikle düşündüğüm şeyi yapacaktı.Harry ona mutlu mutlu bakıyordu.Lanet olsun.Jack Harry'nin yanına gelip, ona hafızasını geri hatırlamasında yardımcı olacağını söyledi.İyide bu bunları nereden biliyordu?Harry şirince kafasını salladıktan sonra beni gösterdi.Tanrım biri doktor çağırsın.Harry cidden iyi değil.
"Bu kim?" Aha, rol yapmıyorsa ben gidiyorum.Doktorun yanına giderken Jack'in konuştuğunu duydum.
"O senin karın Harry.Hatta senden hamile." Gözlerimi kocaman açıp onlara döndüm.Harry çok mutlu gözüküyordu.Jack'in üzerinde ise yine o piçliği vardı.Eğer bu yanlışı hemen düzeltmezsem hayatımın dahada kötüleşceğini biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal
RomanceBir yandan ünlü bir boyband üyesinin sevgilisi, bir yandan itaatkâr bir kız.İtaatkâr dediğime bakmayın, asi kızdır falan ama aptaldır.Yoksa onun hiç itaat etmeye hali yok.Kim itaat etmek isterki? Ama o istekleri doğrultusunda hareket edemiyordu.Onu...