1. Bölüm part 3 (KRİS)

8 0 0
                                    

Bahçe kapısını arkadan kapayan genç, adeta bir gölge gibi hareket ediyordu. Hızlı adımlarla evin bahçesine geçen yakışıklı çocuk deri ceketinin önünü biraz daha kapattı. Gül çalılarını görünce aniden durdu. En kırmızısından geniş yapraklı bir gül koparan genç çakısıyla bu gülü kestikten sonra gülü beyaz dişlerinin arasında sıkıştırdı. Sırt çantasını önüne alan çocuk çantadan ince ama dayanıklı bir ip çıkardı.

Beresini anlına biraz daha dayadıktan sonra yukarı baktı. Balkon ikinci kata göre biraz yüksekteydi ,ipin yetip yetmeyeceğini aklından hesaplayan çocuk ani bir kararsızlıktan sonra çantasının yanından ayrıldı. Dört adım geriye gittikten sonra hızlıca ipin ucundaki kancayı yukarı savurdu. Sağlamlığını kontrol ettikten sonra çantasını omzuna takıp hızlı hızlı tırmanmaya başladı. İkinci kata ulaştığında ipi toplayıp kemer niyetine beline sardı. Balkon kapısının ardına geçerken botlarının çamurlu olmadığını görünce rahatladı. İkinci kattaki koridorun sonundaki tahta kapıya giderken sürekli arkasına bakıyordu.

Kapıya ulaştığında elini kapının tokmağına atıp yavaşça çevirdi. Başını yukarı çevirdiğinde kendi yaşlarında bir kızın kendisine bakmakta olduğunu gördü. Kızın çantası yere düştüğünde çıkan gürültü yüreğini hoplatmaya yetmişti. Kız saniye kaybetmeden arkasını döndü. Ellerini yüzüne kapatmıştı. Oğlan koşarak kızın yanına vardı. Kızı sert bir şekilde kolundan tutarak kendisine çevirirken kız oğlanın kaslı vücuduna çarptı. Dişlerinin arasından kayan kırmızı gül kızın dikkatini çekti.

—Hey! Kimsin sen ? Ve burda ne arıyorsun?
—Seni ilgilendirmez.
Kız kendi sesinin bu kadar güçlü çıkacağını sanmıyordu.
—Belinde bir halat olduğuna göre sen de bir hırsız , yankesici, tacizci, ya da sapık birisin
—Ne yani bütün bu sıfatları kendine yakıştırıyor musun?
Muzipçe sırıtan oğlan kızın gözlerinin içine baktı. Ama kızın gözlerinde sadece nefret gördü.
—Kısaca soruyorum sana? Buraya neden geldin?

Kız tam oğlandan ayrılmak için bir adım attığında kolunun acıdığını hissetti. Daha çok kolunu sıkmıştı.

Tam o sırada dış kapının açılmasıyla kız ve oğlan birbirlerine endişeli ve 'senin yüzünden bütün bunlar' bakışı attı. Bu sefer kız oğlanın kolundan sürükleyerek çalışma odasından dışarı çıkardı.

Bu sırada aşağıdan gülüşme sesleri geliyordu. Kuma bir kadın ve bu evin sahibi 50 yaşlarında bir adam merdivenlerden yukarı çıkıyordu.
—Yatak odasına! Hadi çabuk ol yoksa görecekler.
Kız söylediği cümleyle çocuğu çekiştirip yan kapıya çekti.
Oğlan:
—Ama yatak odasına gelmezler mi?
—Ne bileyim ben? Konuşma da saklanacak bir yer bulalım.

Oğlan tam ağzını açacakken kız çoktan dolabın içine girmiştir bile. Dolap küçük olduğu için kız oğlana eliyle "gelme gelme" der. Oğlan odada dönüp kendine saklanacak bir yer ararken yatak odasının kulbu yavaşça döner. Oğlan ne yapacağını şaşırarak hızlıca kızın yanına gider.

Kapı açılıp kuma kadın gülerek içeri girdiğinde dolaptan çıt bile çıkmıyordu. Dolabın içinde birbirlerine şaşkınca baktı bizim çatlak ikili. Ama oğlanın bakışlarından hiç rahatsız olmadığı anlaşılıyordu. Kızın sıcak nefesi oğlanın çenesinde buhar oluştururken kız istemsizce oğlana baktı. İç güdüsel bir hareketle kız dolaba daha da dayandı. Oğlan hareket etmeye çalıştı ama başaramadı. Kızın yanağına yanlışlıkla sürtülen kuru dudaklar kızın kalbinin çarpmasına neden olmuştu. 5 dakika sonra oğlan daha fazla dayanamadı ve içinde bulunduğu atmosferden dolayı boncuk boncuk terlemeye başladı.

Ve aniden kapının açılma sesi duyuldu.
Derin bir nefes aldıktan sonra kız eliyle dolabın kapağını gösterdi:
—Hadi gidelim yoksa başımıza bela alacağız.
— Tamam. Haydi çabuk ol.
—Hey! Dur bir dakika. Çantam YOK.
—Ne demek YOK! Sen ne biçim hırsızsın?
Çocuk tek kaşını kaldırırken kıza sen salak mısın der gibi baktı.

—Yahh! Sessiz ol. Duyacaklar!
—Tamam.  Sen benden çok bağırıyorsun susar mısın?
— Tamam.  Çantayı boşver de gidelim.
—Emin misin? İçinde herhangi bir şey var mıydı?
— .... Şey. Hayır. Yoktu.
— Tamam çabuk ol. Görmesinler. Balkona gidelim ben oradan çıktım. Bu arada eyeliner'ını çok güzel çekmişler.
— Yahh! Gülme!
—Tamam tamam.
Birden kolunu çekti oğlan kızın. Balkona koşarlarken kız gülüyordu. Oğlanda öyle.

Oğlan birden saldı kendini. İki ayağının üzerine düştü. Eliyle gel işareti yaptı.
— Hey! Ben atlayamam.
—Ne? Ne biçim bir hırsızsın sen.
— Hadi.  Ne yapmalıyım?
—Ayağını demirliklerin üzerinden at. Sonra kendini yavaşça yere bırak.
Derin bir iç çekti kız. Ayağını atarken endişeli gözlerle oğlana baktı.
—Hadi ama çabuk ol.
—Ne.........ah!?
Yerle buluşan kızın gözlerinden yaşlar inci gibi akıyordu.

Tam o sırada -aksilik ya- bekçi sesin geldiği yöne doğru fenerini doğrulttu.

—Ağzını açayım deme!

Hızlıca kafasını salladı kız. Yere çömelirlerken bekçi hiç birşey olmadığına kanaat getirip oradan uzaklaştı.

—Gidiyoruz!
Çocuğun sesi kızın kulaklarında çınlamıştı.
—Nereye?
—Çok konuşma da sırtıma atla!
Çocuk yere çömelince kız zorla yapılı oğlanın sırtına bindi. Kollarını da oğlanın boynuna dolayınca:
—Tamam.
Dedi.

Karanlık sokaklarda kaybolurlarken yıkık dökük bir evin önüne geldiler. Kızı sırtından indirmeyen oğlan kendi evinin anahtarını çıkardı.

Kapının çıkardığı ses ile birlikte uyanan kız dalgınca oğlanın boynuna daha sıkı sarıldı.

Devamı gelmeyecek ancak isterseniz bu konuyu başka bir kitap üzerinden ele alabilirim. Ya da boşverin.

Just Follow Your Dream.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin