|2.Bölüm|

2K 66 4
                                    

"Evet anneanneciğim gazmış. Hayır anneanne Hazal doğurmadı. Biz iyiyiz. Tamam iletirim. Görüşürüz. Öpüyorum seni."
Defne aramayı sonlandırıp telefonunu çantaya koydu.
"Anneannemin hepinize selamı var. Ayrıca Hazalcım sana da" geçmiş olsun"dileklerini iletmemi istedi."
"Sağolsun. Canım Türkan teyzem. Defne diyorum ki ben doğurmadan bir İstanbul'a gidip onları görsek mi?"
"Bilmem ki. Senin için tehlikeli olmasın."
"Yok Defneciğim. Ben doktorla görüştüm. Sorun olmaz dedi."
Defne, Hazal'ı onaylayıp pencereden dışarı bakmaya başladı. "İstanbul. Geçmişimi, duygularımı, benliğimden bir parçayı bıraktığım şehir. Denizine gözyaşlarımın karıştığı, rüzgarına duygularımın karıştığı şehir. Düşünme bunları Defne. Sil gözyaşlarını. Onu unutma ama şimdi de hatırlama. Zamanı değil Defne. Zamanı değil... "
Defne'yi düşüncelerinden uzaklaştıran Hazal'ın sesi oldu.
" Tunacığım iyi misin? Hastaneden beri ağzını bıçak açmıyor. "
Tuna silkelenip arabayı durdurdu. Emniyet kemerini çözüp sıkıca Hazal'a sarıldı. Hıçkırarak ağlamaya başladı.
" Çok korktum Hazalım. Sizi kaybedeceğim diye çok korktum."
Hazal, kocasının bu dediklerine buruk bir şekilde gülümseyip ağlamaya başladı. Defne de genç çiftin bu yaptıklarına gülümseyi onlara sarıldı.
"Eşek sıpaları. Beni de ağlatacaksınız."
Üçü birbirine daha sıkı sırıldılar. Bu duygusal anı bozan Hazal'ın sesi oldu.
"Aşkım benim canım Meksika fasulyesi çekti."
🍓
Defne oğlunu son kez kontrol edip odanın kapısını örttü. "Biriciğim. O siyah, yumuşacık, mis kokulu saçların benim nefesim oldu o zor zamanlarımda. O kalemle çizilmiş burnun, kulakların, dudakların geleceğim oldu o zor zamanlarda. O kömür karası gözlerin umudum oldu o zor zamanlarda. Babandan almışsın çoğu özelliğini. O dokunmaya kıyamadığım babandan. Öpmelere doyamadığım, sevmekten asla vazgeçmediğim babandan. Ama sen ondan daha merhametlisin, anlayışlısın. Kalbin sımsıcak. Ne kadar babanla aynıysan o kadar da farklısın. Ki baban bunu bilmiyor. Bilmeyecekte..."
Defne'yi düşüncelerinden ayıran telefonun melodik sesi oldu. Ekranda" Hazalım" yazısını görünce gülümseyip aramayı cevapladı.
"Hazalım."
"Defnem hazırlan uçuyoruz."
"Ne?"
"Kızım bu hafta sonu İstanbul'a gidiyoruz. Al yazmalı Türkanıma."
Defne şaşkın bir şekilde karşısındaki tabloya baktı. "Bu kadar erken mi?" diye düşündü Defne.
"Defne hatta mısın?"
Anneannesini, Nihan'ı, Serdar'ı, Ekmek arasını, Bebek İso'yu, Dostu İso'yu çok özlemişti. Ama korkuyordu.
"Defne sen iyi misin?"
Defne, Hazal ve Tuna'ya geçmiş hakkında hiçbir şey anlatmamıştı. Rüzgar'n babasını sordukları "Terketti." cevabını vermişti. Hazal'ın sesini tekrar duyduğunda silkelendi.
"Çok şaşırdım Hazal. Ayrıca çok mutlu oldum. Gidelim tabi gidelim."
"Oh! Bende bir anda olumsuz yanıt vereceksin sandım. Peki öpüyorum seni. İyi geceler."
"Sanada."
Defne derin bir nefes alıp konuştu.
"Hadi bakalım Defo. Yapabilirsin. O zaten İtalya'da. Daha birkaç gün önce gazetedeydi. O kadınla. Fikret Galo'yla..."
🍓
Yazarın Notu: Her şey için teşekkür ederim❤️

Defne Di Ömer (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin