Akşam olmuştu Min ah fazla o adamın istediği kadar para toplayamadı ama yinede yeteri miktarda vardı.
Feci şekilde öksürüyordu bunu durduramıyor sürekli küfürlerle yoluna devam ediyordu bir ara başı döner gibi oldu.. Ordan bir genç kız onu tuttu.
"Bir şeyin var mı? iyi misin?"
"Evet iyiyim canım teşekkür ederim" "Ah bir saniye sen korelisin..değil mi?"
"Evet. Koreliyim."
*Korece konuşur*
"Ben fazla ingilizce bilmem ama korece konuşmak istiyorum"
"Peki canım ama sen hiç iyi değilsin gel bir doktora felan görün.."
"Yok yok teşekkür ederim. Bazen oluyor böyle aksilikler"
"O zamaan sana bir kahve ısmarlayayım?"
"Peki."
Ordan en yakın kafeye giderler..
"Anlamıyorum sen çekik değilsin ve nasıl ingilizce konuşamıyorsun fazla?"
"Çok uzun hikaye gerçekten"
"Lütfen anlat ben dinlerim."
"Boşver özel aile meseleleri."
"Çok merak ettim. Belki iyi arkadaşlar oluruz.. Benim bir tane arkadaşım var. O da beni fazla sevmiyor gibi. Her zaman kendini düşünen bencil biri.. Sen iyi birine benziyorsun"
"O zaman onunla takılma"
"Çok yalnızım demesi kolay tabi."
"Özür dilerim.."
"Önemli değil.. Üstün başın çok pis ve çok ince..Bunlarla üşümüyor musun?"
"Hayır.. Ben alışığım"
"Yarın burada buluşalım. Sana yeni kıyafetler alacağım"
"Yok, yok cidden istemiyorum teşekkür ederim çok düşüncelisin"
"Ah cidden.. "
"Benim gitmem lazım. Herşey için teşekkür ederim."
"Önemli değil. Seni çok sevdim. Bir daha görüşelim olur mu? Hah. Bu arada adın.."
"Min ah..Neun Min ah."
"Memnun oldum. Ben de Hara"
Min ah o pis eve geri dönmüştü.. çaldığı cüzdanların hepsini o adama verdi. adam şöyle bir baktı ve bir tokat geçirdi.
"Ben sana demedim mi? Yoksa o beynin almıyor mu? Ne yapıp edip getireceksin demedim mi? İstediğim kadar para yok burda?"
"Ç..Çok.. özür dilerim..Polisler doluydu"
"Banane bundan.. Burdasın ve benim evimde kalıyorsun. Benim elime muhtaçsın."
"Beni affedin.."
O adam çok pis bağırır küfürler eder.. Yumruklar geçirir.
"Sana bu akşam yemek yok. Siktir git şimdi."
Tekmeleyerek odadan çıkarır
Min ah o gece çok ağlar.. Gözü çok şişmiş,morlar içindedir. Dudağı patlamış bir halde kanını durdurmaya çalışsada öksürükler onu bırakamaz.
Alışmıştı artık bunlara Yapacağı hiç birşey yok. Çaresiz,Kimsesiz,Umutsuz,Hayalleri yoktu. Olmayacağını biliyordu ve hayal kurmayı sevmiyordu.. Sabaha kadar ağladı. Uyku tutmamıştı Min ah'ı..
Odanın içi çok soğuktu öksürükleri günden güne artıyordu sanki. Başında o kadar bela varken bu da neyin nesi?