Evet dediğim gibi bugün bölüm yayınlayacağım. Bir kaç düzenleme yaptım. Şimdi sizlerleyim. İnşallah ilk bölümü beğenirsiniz. Eleştiride bulunun lütfen. Hatalarımı doğru yerleri söyleyin. Sizin düşenceniz önemli benim için. İlk bölüm gelsin o zaman :))
Nilay.NOT: MEDYADAKİLER ZÜMRA VE BATUHAN. DİĞERLERİNİ SONRA YAYIMLAYACAĞIM. KARAKTER BULMAK ZOR OLUYOR. ANLAYIŞLA KARŞILAYACAĞINIZI UMUYORUM.
Sabah o alarmın iğrenç sesiyle uyandım diyemicem. Çünkü alarm sesinden önce uyanmış, Güneşin o yakıcı ışınlarıyla baş başa kalmıştım. Yaklaşık 10 dakikadır o yakıcı ışınlara bakıyordum. Artık gözlerim sulanmıştı. Alarmın sesini duyunca Güneş ışınlarından gözlerimi çekip alarmı kıstım. 'Yine iğrenç bir Pazartesi sabahı ve çabucak biten bir yaztatili' diye söylendim kendi kendi kendime.
Yorganı üstümden itip,yatakda doğrulup ayaklarımı sarkıttım. Ve şöylece bir etrafa baktım. Ne kadar çok özlemişim kendi evimi.
Babamın iş nedeniyle 1 yıl boyunca İstanbul'da kaldık. İzmir'den ayrılmak o kadar kolay olmamıştı benim için. Arkadaşlarımı,evimi,çocukluğumu bırakıp gitmek zorunda kalmıştım. Ama çok şükür babam yaz tatiline kadar her işini düzene sokmuş ve İzmir'e geri dönmüştük. Bugün okulun ilk günüydü. Eski okuluma geri dönecektim. 'BestTatlışTayfa' mızı çok özlemiştim. Yorganı tamamen üstümden itip, ayağa kalktım. Sanırım çok oyalandım. Hemen odam da bulunan banyoya girip rutin işlerimi halletip çıktım. Bugün eski okulum geri dönecektim. Aklıma geldikçe mutluluktan uçuyordum. Tabii ki, hiç birine söylememiştim aksine 1 yıl daha İstabul'da kalmamız gerektiğini söylemiştim. Hepside çok üzülmüştü. Ama en önemlisi ben gittikten sonra Tayfamıza bir çocuk daha gelmiş. Bizimkiler öyle herkesi olmaz yanımıza. Çok merak ediyordum çocuğu. Erva'dan edindiğim bilgiler üzerine Adı 'Batuhan' mış. Babası benim babam gibi tanınan bir Mimar'mış. Bir de bizim gibi bir kaç Holding'leri varmış. Sınıfa gelince hemen bizimkilerle kaynaşınca bizimkilerde onu çok sevmiş. Bakalım ben sevecek miyim?Dolabına geçip, ne giysem diye düşündüm. Okulun ilk günü forma ile gitmek istemiyordum. Ki, zaten kimse ilk gün, ilk hafta forma giymez diye düşündüm. Zaten Özel Karahan'lar Koleji de buna kızacaklarını sanmıyorum. Havalar oldukça sıcaktı. Yazlık kıyafetlerime bir göz gezdirdim. Bir kaç kıyafete baktıktan sonra, siyah yüksek bel şort, ve üzerine beyaz Latince 'Fortuna' yazan tişortumu giymeye karar verdim. Doğal esmer saçlarımıda at kuyruğu yapmaya karar vermiştim, zaten abartıları sevmem. Nike'lerimide giydiğimde tamam olacaktı. Aynaya geçip kendimi süzerken gözüm tişörtumda takılı kaldı. Latince de 'Fortuna' Cesur demek. Aldığım dövüş derslerine İstanbul'da da devam etmeyi düşünmüştüm. Bir gün derse gittiğimde çocuk sırtına 'Fortuna' yazan bir dövme yapmıştırmıştı. Çok dikkatimi çekince sormuştum o da bana anlamını söylemişti. Ertesi gün bana bu tişörtü almış 'Kader Cesurlara Güler' diyip bana hediye etmişti. Bende teşekkür etmiştim. O gün den sonra zaten İzmir'e gelmiştim. Ama çocuk çok ilgimi çekmişti. Çok iyi dövüşüyor,çok cesur ve çok güzel gözleri vardı. Mavi,mavi bakıyordu böyle. Ayy, ne diyorum ben sanki bir daha nerede göreceğim çocuğu.
Aşağıya indiğimde. Annemle babam kahvaltı yapıyorlardı. 'Günaydın Melek Sultan ve Oğuz Bey' diyip yanaklarına öpücük kondurdum. Ayaküstü bir kaç bir şey ağzıma tıkıştırırken Annem 'Kızım öyle olur mu hiç otursana masaya güzelce yap kahvaltını' dedi. Hemen içeriye Ayten Teyze elinde bir tepsi börekle girdi. 'Ah Zümra 1 sene geçti aradan hâla ayakta bir şeyler yiyosun. Otur bakalım şu sofraya senin sevdiğin böreklerden yaptım' dedi. 'Ahh, Ayten Teyze 1 sene geçti aradan hâlâ benle inatlaşıyosun,şu böbreklerin hatrına oturayım bari' deyip yanağına öpücük kondurdum.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra babam okula ben bırakayım demişti. Bende kabul etmiştim. Okula gelmemize 10 dakika kaldığında Erva'ya mesaj attım. 'Sana bir sürpizim var bestatlış kankam. Hatta tayfaya sürpizim var ;)' yazıp yollamıştım. Ervada çok merak ettiğini belirten mesaj atmıştı. Ve okula gelmiştim. Anlamsızca kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Kapıyı açmadan babama teşekkür edip çıkışta kendim geleceğimi söylemiştim. Kapıyı açtım ve arabadan indim. Hemen gözüm bizim mekanımız olan çardağa baktım. Hepsi ordaydı. Tayfamızın her dakika yemek yiyip kilo almayan Meriç'i, en sert olan Aras'ı, tayfamızın en duygusalı olan Selen,ve en minnoş best kankam Erva. Ve yanlarında yabancı bir çocuk vardı. Sanırım Batuhan'dı. Koşarak 'BestTatlişlerim' diye bağırdım. Bu saçma ismi ben bulmuştum. Ve bu zamana kadar tayfanın ismi hep öyle kaldı. Hepsi birden bana bakınca Erva 'Zümraaa' diyerek koştu bana sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı. En yakın dostum benim bee. O ağlamaya başlayınca ben de ağlamaya başladım. 'Şiiitt ağlamak yok tatlişim. Hadi bakalım artık burdayım' deyince çığlık attı. Herkes teker teker bana sarıldı ve çok mutlu olduklarını söylediler. Herkesle sarıldıkdan sonra gözüm Batuhan denen yeni şahısta takılı kaldı. Arkası dönüktü. Sonra kafasını bana doğru çevirince. Yanıma yaklaştı ve 'Hoşgeldin cesur kız' dedi. Şaşkınlıktan bir kaç dakika konuşamadım. Sonra Erva beni dürtükleyince kendime geldim ve 'Seen?' Sadece bunu diyebildim. Sonra bir çift mavi gözlere takılı kaldım.
Eveeett. 1. bölümü yazdım. Kısa oldu ama diğer bölüm uzun olacak. 2.bölümü kısa bir süre sonra hemen yayımlayacağım. Yorumlarınızı bekliyorum :))
Bakalım Zümra Batuhan'ı nerden tanıyooorrr ;))) :Ddd