Söyle ben saçlarımı kestirirsem ne olur?
Bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur.
Herkes annesi sanır bir kısır yalnızlığı.
Oysa herkesin annesi aslında bir baruttur.
Eylül'den ürken Temmuz,şafaktan korkan gece,dağları bölümleyen o babadan kaçan,sudur.
Hatırla her gün bir çalar saatle oynadığını.
Çalar saatler bir çocuğun uyanılacak uykusudur.
Soğuk iklimler,kırımlar akar gider derisinden.
Çalıp söylediği öğrenip oynadığı bir tabuttur.
Anne saklanır,baba koşar,günleri münleri bölerler.
Anne de baba da parça parça bir geyik yavrusudur.
Birinin sırtı ince,birinin elleri kalın.
İkisi de bir gölün saygıdeğer komşusudur.
Ey hayalin sonsuz çalıştığı gölleri bölmek dönemi!!
O zaman artık bir yerlerde hazin mevlûtler okunur.
Dersin ki ay ışığı kimin babası,kimin oğlu o zaman.
Sanki herkesin işi bir bölmedir,uzun uzun solunur.
Senin şarkın bir avcı borusudur. Ormanları tutar,büyür,yankılanır,bir kale yıkıntısında saygıyla durur.
Ey en bilge sesi gelip duran,sonra akan suların.
Bilirsin her akşam nasıl öksüz,nasıl güçlükle olur.
Her akşam nerden baksan yine de bir eksiği doldurur.
Babalar geri çekilir,anneler onlara teslim olur.
Saçlarımı hep kestim.
Tutacak kadar kalmasın dedim.
Çünkü bir başkaldırma,ancak saçlarından tutulur.
Gölleri bölümlediler ve sonra suya gittiler çoğu.
Babalar hep Perşembe,anneler hep Cuma olur...