011

730 86 7
                                    

"Yah! Doyoung!"

Yanında oturanın dürtmesiyle kafasını yasladığı masadan kaldırdı. Dersin ilk dakikasında uyumaya başlamıştı ve kesinlikle pişman değildi. Aksine, uykusu bölündüğü için sinirli bile sayılabilirdi. "Zil mi çaldı?"

"Hayır," Ten gülerek telefonuna baktı. Normalde çok güzel olan gülüşü, telefonundan gelen ışıkla birlikte korkunç bir şekilde gölgelenmişti ve bir seri katil gibi gözüküyordu. "sevgili arkadaşın pek de zeki değilmiş."

Yeni uyandığı için gözleri kısılı olan Doyoung, henüz her şeyi anlayamıyordu. Bir süre düşündükten sonra kimden söz ettiğini anladı, gözlerini büyüttü ve olması gerekenden yüksek bir sesle konuştu. "Ne?!"

Ten kıkırdayarak onu susturdu. Sınıfın içinde yüksek sesle konuştuğu için hocadan ve dersi gerçekten dinleyen diğer insanlar tarafından kötü bakışlar aldı ve azarlandı ama pekte umrunda değildi.

"Arkadaşın diyorum, şu mesaj atan."

Doyoung endişeli bir şekilde etrafa gözlerini gezdirdi ve sınıfta onu aradı. Gelmemişti bile, ne tür bir salaklık yapmış olabilir ki? "Ne dediğini anlayamadım."

Ten masanın altından telefonunu Doyoung'a verdi ve ekrandaki yazışmaları okumasını işaret etti.

Doyoung mesajlara hızlıca göz attıktan sonra gülerek telefonu geri verdi. "Bir sorun göremedim?"

Ten sırıtıp telefonunu cebine attığı sırada zil çaldı. "Bu konuşma demin oldu ve tüm gün evde yattığını söyledi. Görünüşe göre okula gelmemiş ve bugün okula gelmeyen çok fazla kişi yok." Konuşmasını bitirip ayağa kalktığı sırada Doyoung eliyle yüzünü kapatıp kendi arkadaşı yerine utanmıştı. Normal utanmak gibi değil, böyle ben niye bununla arkadaşım yada bu kız diye bu kadar salak şeklinde bir utanma.

"Hyung, kalk ayağa!" Sınıfın kapısından bağıran Jaehyun'la birlikte utanma seansını bitirip ayaklandı. Hızlıca, sınıf arkadaşlarını iterek, ona seslenen arkadaşının yanına gitti.

-
Bazen din dersinde sıkılırsın ve minicik de olsa bölüm atasın gelir

the texter→ [ten]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin