Yanlış kapının önünde isen, kapalı olması açık olmasından hayırlıdır."
(Seyyid Abdulkadir Geylani hz.)
.................................................................................................................................................Tarih= 2009
Yer=KahramanmaraşEmir, cebinden gümüş taşlı tespihi çıkararak hasret ile kokladı. İki aydır özlemini duyduğu, her şeyi ile tepeden tırnağa örnek aldığı tek gerçek kahramanı babası gelecekti. Annesine çevirdi bakışların heyecan ile:
"Sabah olacak mı anne? Zaman bir türlü geçmek bilmiyor." Annesi Selma Hanım, uzandığı kanepeden başını Emir'e doğru kaldırarak: " Emir, önce sakinleş elbette sabah olacak. Şimdi odana git uyumaya çalış, güneş hepimiz için bir başka güzel doğacak."Emir' in babası Cemal Bey, ailesini geçindirmek için özel bir lojistik firmada uzun yol şoförü olarak çalışıyor, sefere çıktı mı en az iki ay gelmediği oluyordu. Emir, bundan dolayı baba şefkat ve sevgisinden uzak büyüdü. Babasızlık içinde her geçen gün kanayan ve bir türlü kabuk bağlamayan bir yaraydı...
Emir heyecan ile odasına çekildi. Gümüş taşlı tespihi öperek yastığının altına koydu. Garip bir sessizlik kapladı geceyi, her şey lisanını yitirmiş; karanlığı dinliyor gibi sakin ve sessizdi. Yatağına yatmadan son kez babasından ayrı geçireceği karanlık geceye bakmak için perdeyi araladı. Bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Gözünü yavaş yavaş yaklaşan kara buluta sabitledi. İçine istemsiz bir sıkıntı düştü. Yavaşça perdeyi kapattı. İçindeki sıkıntıyı ancak odanın içinde biraz dolandıktan sonra atabildi. Kendisini babasına kavuşturacak sabahı beklemek için yatağına uzandı.
Dışarıda rüzgar, sokak boyunca uluyarak esiyor ve camları hırçın bir şekilde dövüyordu. Doğa bütün öfkesi ile gecenin huzur veren sessizliğini bozuyor ve ardından gelen yağmur bulutları damlalarını katre-katre yeryüzüne indiriyordu. Şiddetini kısa sürede arttıran yağmur sert rüzgar ile beraber yatak odasının camına huzursuzca çarpıyordu.
Emir yatağından korku ve heyecan ile sımsıkıya sarıldığı yorganı hışımla üzerinden atarak baba diye haykırdı. Gördüğü rüyanın izleri hala yüzünden akan terdeydi, nefes alamıyor yutkunmaya çalıştıkça boğazına hançer gibi ağrı saplanıyordu. Bu haykırış yağmur sesi ile dolan karanlık odasından havayı yararak annesine kadar ulaştı. Emir'in sesini duyan Selma hanım, telaş ve korku içinde yatağından ok gibi fırlayarak karanlık holden Emir'in odasına doğru yöneldi. Odanın ışığını yaktı. Emir'i korkmuş halde görünce şefkatle yavrusuna sarıldı. Yüzünden akan teri eliyle silerken yavrucuğum diye seslendi;
-Neyin var Emir'im neden bu korkun?
Korkunun ve görmüş olduğu rüyanın tesirini üzerinden henüz atamamış kendisine gelemeyen Emir, ağlamaklı titrek ses tonu ile;
-Aa-Anne, ba-babamı göörrdüm rüyamda!
Biraz duraksadı ve yutkunarak rüyasını anlatmaya devam etti.
- Babam bana arkasını dönüp gidiyordu anne, avazım çıktığı kadar bağırdım ama beni duymuyor dönüp de yüzüme bakmıyordu. İleride bekleyen tanımadığım iki kişi babamı alıp götürdüler. Yapayalnız kaldım orada anne çok korktum. Neden beni de babamla almayıp yalnız bıraktılar?
Yavrusunun başını şefkat ile sinesine bastıran Selma hanım huzur veren sesi ile "Emir'im kötü bir rüya görmüşsün üzme kendini.
Emir annesinin sinesinden başını kaldırdı ve nemli gözlerini annesine doğru dikerek "Biliyorum anneciğim ama yine de içime bir sıkıntı düştü işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ARAYIŞ- (Kitap olacak)
Ficción General"Yanlış kapının önündeysen kapalı olması açık olmasından hayırlıdır." On yedi yaşında babasını elim bir trafik kazasında kaybeden kahramanımız Emir'in, bu acı kayıp ile beraber kadere olan isyanına şahit olacaksınız. Bu isyan kahramanımızın iç...