Annemin nasihatları bittikten sonra kapıyı çarpıp çıktım.Neden bu aileler her zaman 'ders çalış' kafasındadır? Niye bi kere de 'iyi misin gerçekten, ben senin yanındayım' demezler anlamıyorum. Tabi ki onlara göre her zaman hep gelecek önemlidir. Şuanın şimdinin hiç önemi yok onlara göre ama onların benim için hiç önemi yok. Her zamanki gibi he deyip geçtim.
Balkona çıkıp sigaramı yaktım. Bu insana huzur veriyordu ya da ben öyle sanıp ona sığınmaya çalışıyordum. Bu lanet olası şey yüzünden ölebilirim belki ama yine de içiyorum. Annem çekmecelerimde bulduğu her paketi atsada bana engel olamıyordu. Artık bu şeyin bağımlısı olmuştum. Bi şeye bağlanmaktan ne kadar nefret etsemde bunu bıramıyordum ya da bırakmak istemiyordum. Etrafımda çok fazla insan vardı ama ben yanlızdım. Kalabalığın içinde yanlız olmak. Ya müziğe ya da sigaraya sığınıyorum zaten. Bunun sebebi insanlar hiç kimseye güvenemiyorum daha doğrusu dünyalıları pek sevdiğim söylenemez. Sevgilim olmadı çünkü diğer cinsiyetle anlaşabildiğim söylenemez. Ama sadece güvendiğim insan vardı o da Ömer di. Kardeşim olarak gördüpüm tek insan. Zaten kız kankası olan birisi deilim. Erkeklerden sadece onunla anlayabiliyorum. Çok iyi geliyo bana sadece.
Saçma sapan hayalleri olana kızlardan deildim işallahta olmam. Çünkü hayaller gerçekleşmez. En azından benimkiler. Çok karamsar olduğumu herkes söyler aynen de öyleyim. Ama ben de buyum.
"Hazar "
Arkamı döndüğümde annem sesleniyordu. Sigarayı aşağıya attım. Yanıma doğru geldi. Bana baktı kokladı. "Yine mi kızım?" dedi. Onu sallamayıp odama girip kapıyı kapattım. Dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım. Duşa girdim. Suda olmayı çok seviyorum çünkü suda ağladığım belli olmuyordu. Suyu açtım. Soğuktu üşüdüm. Yaşadaklarımı düşündüğüm zaman ağlayasım gelirdi hep. Her zaman. Babam annemi seksi bi kadın bulup terketmişti. Beni de. Annem o günden beri duygularını yitirdi. Bunu anlayabiliyordum. Kendini hep işe verdi gece gündüz projelerle uğraştı. Saçmalık. Ama ona hak veriyorum. Babamdan da nefret ediyorum. Gözlerimden yaşlar döküldü. Kimsenin yanında ağlayamazdım ben zaten. Aşık olup annem gibi ortada kalmak istemiyorum.Duştan çıkıp okul kıyafetlerimi giydim. Servisle gittiğim için aşağıya inip bekledim. Beş dakika sonra gelmişti. Bu servisdeki kızlar tam bi salak. Neye bu kadar gülüyolar. Bu hayatta bu kadar gülen insanlara şaşırıyorum. Amaçları ne? Yok. Hepsi ailesinin zoruyla okula gidip geliyo ama haddinden fazla gülüyorlar. Kulaklığımı takıp son ses müzik açtım. Onları duymak istemiyorum. On -on beş dakika sonra okula gelmiştik. Servisten inip okulun dışarısına çıktım daha zilin çalmasına vardı. Sigaramı çıkartıp yaktım. Dumanı içime sertçe çekince öksürdüm. Fazla gelmişti bu bana. Zilin çaldığını duyunca okula girdim. Sınıfa çıkıp en arkaya duvar kenarına oturdum. Kulaklık hala kulağımdaydı. Hoca girdi. Ayağa kalkamadım o kimki onun için ayağa kalkıcam. Saçmalık. Hoca yanıma doğru geldi. Kulaklığı çıkar der gibi baktı. Bir tanesini çıkardım. "Evet? " dedim. "Çıkar onları " dedi. Çıkarmadım tabikide. "Onun yerine sınıftan çıksam" deyip ayağa kalktım. Sınıftan çıkarken 'edepsiz' desede umrumda olmadı. Zaten genelde sınıftan kovulurdum ya da derse girmezdim.
Bahçeye çıktım. Havayı içime çektim. Şimdi okulun bitme saatine kadar dışarda gezecektim. Telefonumu cebimden çıkartıp saate baktım. Bi tanede mesaj vardı. Annemden "bu seferde derstern kovulma lütfen bitanem" yazıyordu. Malesef anne kovuldum bile. Telefonun ekranına bakarken. Birisi koluma çarptı. "Önüne Baksan iyi olur omzumu çökerttin" dedim. Benden bi kaç yaş büyük olduğu belliydi. Kulaklarında iki tane küpe, hafif sakalları olan bi çocuktu. "Sen de önüne bakarak yürü o zman" dedi. "Sen önüne baktında noldu?" desemde beni dinlemeyip gitti. Sadist. Onu sallamayıp. Okuldan çıktım.
Sahilde her zaman oturduğum çay bahçesine oturdum. Çay söyledim. İkinci bardağamı içerken. Ömer aradı. "Alo nerdesin Hazar ?" diye sordu. Kimseye hesap vermeyi sevmesemde Ömer'e veriyordum işte. "Sahilde ki çay bahçesindeyim" "bekle geliyorum" deyip kapattı. Yaklaşık yirmi dakika sonra geldi. İstanbul da bu kadar çabuk gelmesi değişikti demek ki konu önemliydi. Karşıma geçip oturdu "Anlat" dedim. "Annemle babam ayrılıyolar annem babamı aldatmış gece bizim evde babam basmış bitti her şey yani " deyince şaşırmadım bu insanlar evlendiği insanı niye aldatırlar kardeşim o zaman ondan insan gibi boşan sonra ne bok yersen ye yani.
Akşam olduğunda eve gittim kapıyı açtım. Gelmeden önce sigara içmiştim. Parfüm sıkmıştım yani iğrenç kokuyordum. Odama giderken "Hazar " diye çağırdı. Annemin olduğu odanın kapısından baktım masada yine proje çalışıyordu. Bu kadının beyni yorulmuyor mu?
"Geç otur "oturdum masaya. "Bugün sınıftan kovulduğumu biliyosun. " dedim kısaca. "Hayır bilmiyorumdum söylediğin iyi oldu" dedei. Salağım ben ya. "Noldu o zaman? " dedim. "Baban seninle birlikte yaşamak istiyomuş" dedi. Yüzüme bakmadan içi gidiyordu biliyorum. "Hayır" deyip masadan kalktım. "Benim için diyosan bu hayır baban beni aldattı seni değil." Dedi. "Anne babam seni aldattıktan sonra beni unuttu. Aradım açmadı. Evine gittim o kadın çıktı kovdu beni" dedim. Annemin gözünden yaş aktığını görebiliyordum her ne kadar gözlerime bakmasada çok utanıyordu ama o utanılacak bir şey yapmamıştı. Neden utandığını gerçekten anlamıyorum. "Anne sakın bi daha o adam için ağlama yeter artık!" deyip odama çıjtım çantayı yere atıp sigara aldım paketten balkona çıktım. Yaktım sigaramı. Babamın yanına asla gitmek istemiyordum. Annemin etkisi vardı evet ama babamın bana yaptıklarını asla unutmam. Telefonuma gelen mesaj sesini duyunca cebimden çıkardım.Babam
Hazar beni affet kızım. Sana çok ağır şeyler yaşattım farkındayım. Her şey için özür dilerim. Her şeyi telafi etmek istiyorum. Pazartesi günü lütfen sahile gel seni bekliyorum güzel kızım. Konuşmamız gereken şeyle var.Bu adam beni delirtiyordu bide farkındaymış daha yeni mi farkına vardın be adam. O görüşmeye de gitmeyeceğim. Umrumda bile deilsin. Ya da hatta gidip yüzüne yüzüne söylerim her şeyi. Onu istemediğimi annemi nasıl bırakıp gittiğini. Sonra da kalkar giderim. Evet aynen böyle yapıcam.
Pazartesine kadar düşensemde gitmeden edemedim. Babamı çok özlemiştim aslında. Beni küçükken her pazar balıpa götürürdü. 'Balıkları ürkütme eğer ürkütürsen kaçarlar aynı insanlar gibi güzelim ' derdi bana. Duşa girdim. Yine ağlıyordum. Babama karşı yine yenilmiştim. Bu görüşmeden annemin haberi yoktu. Konuşup karar verince söyleyecektim. Annemde kırılacaktı tabiki. Duştan çıkıp üstmü giyindim saçlarımı kurutup düzleştirdim.
Taksiye bindim. Yarım saat sonra gelmiştim. Hala içimden bi ses git dese de çay bahçesine girdim. Babam çay içiyordu dışarıyı izleyerek. Karşısına geçip oturdum. Yüzüne baktım biraz daha zaman geçse yüzünü unutacaktım. Bu adama bakınca annem aklıma geliyordu her zaman. "Hazarım" dedi. "Ne?" dedim tersledim içimden baba deyip sarılmak gelmiyordu. "Özür dilerim" deyip tekrar devam etti gözlerini kaçırıyordu benden. "Ben gerçekten çok pişmanım annen beni affetmez biliyorum o kadın beni terketti." "Banane bundan" "kızım böyle yapma" "ne yapmim ya sen neyden bahsediyorsun" diye bağırdım. Ayağa kalktım giderken "ben çok hastayım" "tedavi ol" "olamam kanser son raddesindeyim ömrüm az kaldı yani doktor öyle söyledi..." deyip sustu birlikte sustuk....
Tatata ilk bölüm nasıl kızımızın karakterini beğendiniz mi?
Yorumlarınızı bekliyorum canlarım 😀😀😀☺☺☺☺☺
Bu arada 1050 kelime yazdım arkadaşlar. Çok öpüyorumm..
Şimdilik görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAR
Teen Fiction"Sen benim yaşama sebebim oldun artık ama kendime verdiğim sözleri senin yüzünden tutamıyorum bu yüzden bitti!" deyip ağlamaya devam ettim. Gözyaşlarım hiç bu kadar akmamıştı. Babamdan sonra. Duvardan kayarak yere oturmuştum. Kollarımdan tutup kaldı...