TANIŞMA

3 0 0
                                    

Sabahın 6'sında alarmın çalmasıyla uyandım. Her zamanki gibi söylenmeye basladım. "Sabahın köründe okul mu olur muş? Ben böyle işin" devamını ne kadar getirmek istesemde kalkıp hazırlanmam gerektiğini hatırladım. Zorla yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sonra atıştırmak için mutfağa gidecektim ki biran da canım istemedi. Zaten sabahları kahvaltı eden bir tip değilim. Sonra giyinmeye gittim. Saçımı yapıp aynanın karşısından çekildim. Bir dakika, bir dakika aynanın karşısına tekrar geçince  eteğimin çok kısa olduğunu farkettim ve hemen biraz indirdim. Çünkü öyle bacak gösteren bir tip değilim. Bağzıları var hiç giymese iyiymiş. Bu düşüncelerimden sıyrılıp çantamı hazırlamaya başladım. Saat daha 6.40 'dı. Biraz daha bekledim. Sonra okulun yolunu tuttum. Okula geldiğim de Deniz ve Ceren çoktan gelmişlerdi. Deniz kuzenim olur. Aynı sınıftayız ve çok güzel bir kız biraz rahat davranır. Ceren ise kendini sıkar ve hemen telaş yapan birisidir. Tabiki Ceren'de çok güzel. Kimin kardeşleri hdhhdd. Neyse beni gördüklerinde benim yanıma gelirlerken Deniz daha gelmeden bağıra bağıra;
- Ooo Hira hanım okula gelmeyi başarabilmiş.
- Off Deniz sus lütfen zaten ters tarafımdan kalktım.
- Sen zaten ne zaman düzünden kalktin ki , dedi ve gülmeye başladılar. Espiri anlayışınıza sıçayım demek istesemde söylemedim daha doğrusu söyleyemedim desem daha iyi olur. Çünkü Ceren hemen konuyu değiştirip;
- Gelişmeler var kızlar unutmayın.
- Kızım daha yeni geldim. Ne bu böyle! Ne oldu yine?
- Bizimkiler, diyince anladım. Ne oldu demeden Ceren hemen olanları bir çırpıda anlattı. Aramızda en konuşanımız Ceren'di. He bizimkiler derken üçümüzün sevdiği kişiler. Aramızdan sadece Ceren söylemişti duygularını ama dur, dur hayır çuçuga gidip ilk biz söyledik, konuşmayı ona bıraktık. Ceren'in sevdiği kişinin adı Can'dı ve çok yakışıklıydı. Ceren ile de çok yakışıyorlardı.Can'ı her yerde konuştuğumuz için kimse anlamasın diye meçhul derdik. Deniz'inkinin adı Efe'ydi ve tabikide buna da isim takmıştık. Çok güzel bir isim (halterci) diyoruz. Benimkinin adı ise Ömer'di. Kızlar sadece seninki derlerdi. Neyse benimkiyle meçhul okula gelmemiş. Nedenide hasta olmuşlar. Ayy kıyamam yaaa. İlk der edebiyattı ve dersi sevmediğim için başımı sıraya yatırıp uyumuştum. Deniz gelip uyandırdığında iki ders geçmiş. 'Ha mal ya bir ders önce uyandırsana' demek istesemde söylemedim. Çünkü kıyamamışlardır. Neyse altıma çok kısa olmama şartıyla şort geçirdim. Üstüme tek renk salaş bir blüz geçirdim. Dışarı çıktığımda da Deniz  hemen yanıma gelip;
- Hira gel seni birileri ile tanıştırıcam, dedi.
- Tamam, Ceren'i çağırıp geliyorum, dedim. Yanına bile gitmeden bağırarak " Ceren hadi çabuk "dedim ve hemen geldi. Sonra Deniz'i takip etmeye başladık. Biraz ileride bir kaç kişi duruyordu. Galiba ölüyodum. Çoçuklar çok yakışıklı ve tatlıydı. Aralarından biriyle göz göze geldik ve sırıtmaya başladı. Bir dakika onların yanına gidiyorduk. Şurda düşüp bayılıcam şimdi.
Deniz hemen;
- Gençler sizi en yakın arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum.
- Tabi kimmiş bu bayanlar , dedi içlerinden kumral olan.
Deniz, Ceren'i gösterek;
- Bu Ceren, dedi.
Hepsi biranda "tanıştığımıza memnun olduk" dediler.
Deniz sonra beni göstererek.
- Buda Hira, dedi. İçlerinden uzun boylu esmer olan göz göze geldiğimiz çocuk hemen söze atıldı.
- Bende  memnun oldum  Kerem, dediğinde sıratmaya başladı.
Deniz sonra onları bize tanıttı. İçlerinden kumral olanın adı Burak'mış ve oda çok tatlıydı. Kerem'i biliyoruz. Biri daha vardı. Ela gözlü oda çok tatlıydı ve adıda Mert'mış."Allahım cennete düştüm galiba " dedim ama tabiki içimden. Dışımdan söyleyerek rezil olmak istemedim. Hayır zaten Kerem'le Mert çok yavşaklarmış. Herkese yavşıyorlarmış. Neyse ortalık bir süre sessiz kalmıştı. Burak bu sessizliği bozan kişi oldu. Belliki ben gibi oda sıkılmıştı.
- Bu ders mi beden dersiniz?
- Bu kıyafetle olduğuma göre , diyip sırıttım.
- Hahaha çok komiksin , diyerek göz kırptı.
- Saol Burak'cım, diyerek göz kırptım.
Kerem'de ;
- Bizim de bir ders  sonra Hira. Bak sen şu raslantıya.
- Oooo basketbol maçı yapalım o zaman
- Hira eminmisiz ağlamayın sonra , dediği anda herkes gülmeye başladı tabiki ben hariç. Hemen söze atılarak;
- Kerem ben senin peçetelerini hazırladim bile ne diyosun, diyince yavaş yavaş üstüme geldi ve şöyle dedi;
- Hadi canım, ağlarsam silersin o zaman sonrada peçeteleri saklarsın, dedi. Çocuktaki egoya bak ya allahım böylelerini bir kaşık suda boğcan aslındada neyse artık. Ben tekrardan
- Ben napcam o peçeteyi hem üstüme gelmeyi keser misin?
Durdu, sırıttı. Buraklar bizi izliyordu ve gülüyorlardı. O an zil çaldı. Sonra kulağıma eğilip ;
- Diğer ders görüşürüz, dedi.
Bir şey diyememiştim. Kokusu beni benden almıştı. Onlar gittikten sonra Deniz ile Ceren hemen;
- Bu çocuk neden seninle uğraştı, deyip gülmeye başladılar. Bende;
- Ben nerden biliyim, dedim. Arkalarından bakarken hocanın bağırarak "sıraya" demesiyle kendime geldim.

( Arkadaşlar ben daha ilk defa yazıyorum. Eğer yanlışlarım varsa lütfen söyleyin ki bende düzeltiyim. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin canlarım.) :) ♥♥♥

Hira Akarsu:Barbara Palvin
Kerem Akkaya:Vini Uehra
Deniz Sönmez:Daniella Comphell
Mert Arslan:Francisco Lachowski
Ceren Sevgen:Jessian Gravel
Burak Ayberk:Sergio Carvajal
Sarp Kuyu:Milolochowski
Can Demir:Jessy Stevens
Ömer İğneci:Neals Visser
Efe Uysal:Joe Collier

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

♥ KALBİNDEKİ GÖKYÜZÜM ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin