Flowwer | Niall Horan Fanfic |

1.3K 23 1
                                    



Selam, ben sabah ve wattpad'e yeni katıldım.Bu yazdığım,sevdiğim hikayelerimden bir tanesi okumanızı, kendinizi kaptırmaızı istiyorum.Aksiyon,gerilim seven bir insanım ^^ Ekşınlı bir hikaye olacak.Lütfen beni eleştirin. :* 

Londra’da yine bir yağmurlu okul sabahıydı.
Sabah büyük bir zorlukla yatağımdan kalkıp siyah bir pantolon , üzerime beyaz baskılı t-shirt geçirdim.
Aynada son gülerde solmuş yüzüme baktığımda koyu mavi iri gözlerimle siyah küt saçlarım tezat oluşturuyordu.
Çantamı takıp her sabah yaptığım rutin işlemleri tekrarladım. 
Yine aynı kavşaktan döndüm. Yine aynı ağacın önünden geçtim. 
Her okul sabahı benim için aynıydı, ama hemen hemen 1 haftadır okul sabahlarım değişmeye başladı.

Son bir haftadır olduğu gibi arkamda yine bir gölge hissettim. 
Beni okula kadar takip eden bir gölge. 
Arkaya dönmeye cesaret edememem bugün yinelenmişti, ama bugün yapmalıydım. Derin bir nefes aldım. Sol ayağımın üstüne basarak arkama döndüm. Gölge bir anda kaybolmuştu. 
Sanki arkama döneceğimi hissetmişti. 
Tuttuğum nefesimi üfledim.

“Kim var orada?” dedim sesimdeki korkuyu gizlemeye çalışarak.
Birkaç saniye bekledim.
Bir ses gelir diye, ama havada sadece yaprakların hışırtısı ve rüzgârın uğuldaması vardı.



***


Yerdeki taşları izleye izleye okula ulaştım. 
Okul girişinin 1 koridor arkasında olan dolabıma geldim. 
Dolabımın kilidini açtım.

“Merhaba!” Yerimden sıçradım. Yüzümün kızardığına emindim. 
Hızlı bir hareketle arkamı döndüm. 
Elimi kalbimin üzerine koydum.

“Özür dilerim, seni korkuttum.”dedi bu okuldaki tek arkadaşım Jenny.
Kafamı iki yana salladım.

“Önemli değil, sadece bugün fazla dalgınım.” 
Üzerimdeki montumu çıkardım ve dolaba tıkıştırdım. 
Yine Jenny’e döndüm.

“Son bir haftadır olduğu gibi.”dedi gülümsemesini bastırmak için uğraşırken. 
Kafamı salladım.
Bu okulda tek arkadaşım olduğu için gider her şeyimi ona anlatırdım.
Eğer aileme anlatsam beni bu okuldan alıp, eve kapatırlardı.
Daha yeni özgürlüğüme kavuşmuşken aynı şeyleri yine yaşayamazdım.
Bu arada fark ettim de bugün çok ‘yine’ kelimesi kullandım. 
Garip.

“Evet, son bir haftadır olduğu gibi,” Dolaptan matematik ve fizik kitabımı aldım.

“Sen sınıfa git, ben tuvalete gideceğim.” Kafasını onaylar gibi salladı.
Dolabımı kapattım ve sola döndüm. 
Kafamı kaldırmamla bir çocuğun bana baktığını gördüm. 
Onu bu okulda hiç görmemiştim. 
Yeni gelmiş olmalıydı.
Fen sınıfının yanındaki duvara belini yaslamış, bana bakıyordu ya da bana bakmayıp arkamdakine bakıyordu. 
Arkamda birisi olup olmadığını kontrol etmek için kafamı çevirip gözlerimle koridoru yokladım, ama arkamda birisi yoktu.
Bakışlarımı tekrar ona çevirdim, ama orada yoktu.

Dolabımın önünde sadece bomboş bir duvar kalmıştı. 
Birkaç adım ileri attım ve gözlerimi kıstım.
Gözlerimle etrafı inceledim, ama yoktu. 
"Bu çok garip."diye mırıldandım kendi kendime.



***


"Dolabımın karşısındaki duvarda birisi vardı ve bana bakıyordu, buna yemin edebilirim." 

Yemeğimi öne doğru itip Jenny'e bakarken. 
Jenny ise bana bakmayıp tepsisindeki soslu makarnayı bitirmeye çalışıyordu.

Böyle zamanları çok iyi bilirdim, bana inanmıyordu.
En yakın arkadaşının kaçık olduğunu düşünüyordu. 
Aslında aynı şeyleri bana Jenny söyleseydi, ona 10 saniye bakar ve kahkaha atardım. 
O yüzden daha fazla üstelemedim.
Kendimi yemekhaneden gelen seslere odakladım. 
Bir yandan çatal, bıçak sesleri, diğer yandan yere düşüp kırılan tabak sesleri geliyordu. 
Yemekhanen en ortasındaki 4 kişilik masada oturuyorduk.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               

Flowwer | Niall Horan Fanfic |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin