Sabah alarmıyla irkildim. Saat daha 5.30 du. Alarmı bu kadar erken saate kuran akıllıda kimdi? Alarmı kapatıp battaniyeyi kafama kadar çektim. Bu arada annemin o muhteşem sesiyle gözlerimi geri açtım. "Doğa kızım hadi kalk bugün yeni evimize gideceğiz. Evi temizlememiz lazım biliyorsun yarın tamamen oraya taşınmış olacağız hadi meleğim kalkta bana yardım et" bu kadar muhteşem sesle söylenen bu kibar ricayı nasıl geri çevirebilir ki insan. Hemen kalktım ve duşa girdim. Rutin işleri mi hallettikten sonra dıştan çıktım ve dolabımın karşısına geçip kendime uygun kıyafet aramaya başladım. Dolabımda ki renklere baktım. Dolabım da sadece siyah ve beyaz kıyafetler vardı. Çoğunluğu siyah ağırlıklıydı. Çünkü ben siyaha aşıktım. Hemen siyah bir pantolon ve üzerine siyah bol bir tişört giydim siyah deri montumu da giydikten sonra saçlarımı düzleştirip siyah bere taktım. Ağır makyaj yapan biri olarak bu defa sadece maskara ve bordo rujla yetindim. Çantamı alıp hemen annemin yanına indim. Kendine kahvaltı hazırlamıştı bana ise kahve yapmıştı. Ben kahvaltı yapmazdım. Sabah sigara ve kahve yetiyordu bana. Çantamdan paketimi çıkardım ve bir sigara yaktım. Sonra annenin yaptığı kahveden bir yudum aldım. "Anne gitmek zorunda mıyız ? " dedim annem başını önüne eğdi " Evet bebeğim daha fazla bu evde kalamayız. Lütfen beni anlamaya çalış Doğa olur mu?" diyince sesimi çıkartmadan başımı olumlu anlamda salladım. Ben pek takmazdım aslında ev veya okul olayını. Burada da hic bir komşumla veya okuldakilerle samimi degildim. Hatta hiç konuşmazdım bile. Sonra arabanın anahtarlarını aldım ve kapıya doğru yöneldim. Orda duran topuklu siyah botlarımı ayağıma geçirdim ve çantamı tek omuzuma takıp kapıyı açtım. Annem de hemen arkadan gelip bana yetişti. Ben arabamın kapısını açınca annem o ince sesiyle "hızlı kullanma olur mu Doğa bu konuda sana pek güvenemiyorum kızım sonuçta daha 19 yaşındasın." demesiyle gözlerimi devirdim. Ehliyeti mi alalı daha bir yıl olmuştu ama benim yarışlara katıldıgımı falan biliyordu annem şimdi neden böyle dedi ki. Benim aksine korkak bir annem var galiba diyip serseri bir gülüş atıp."Atla bebeğim seni uçuracağım" diyince annem gözlerini kocaman açıp korkak bir şekilde"Doğaa" diyip uzattı. Sadece göz kırptım ve arabaya bindim. Annemle hemen yanıma oturdu. Radyodan yabancı bir müzik açıp gaza bastım. Annem kemerini takıp dua etmeye başlayınca kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Biraz yavaşladıktan sonra anneme baktım ve bir kahkaha attım. Annem bana bakıp" komik mi Doğa " diyince daha yüksek sesle gülmeye başladım. Nasılsa korkmuştu benim melek annem. Kiyamam ona ya ama korkusunu yenmeli kızı yarışçı sonuçta. Birden gaza bastım ve annem "Allah'ım sen bana sabır şu Doğaya biraz akıl ver " diyince biraz daha hızlandım ve normalde 1.30 saatte geleceğimiz yolu sadece 23 dakikada gelmiştir. Birden firene bastım ve anneme dönüp baktım. Gözlerini sım sıkı kapatmış hâlâ dua ediyordu. Elini tuttum ve öptüm" Geldik sultanım aç artık gözlerini korkma ben sana en ufak bir şekilde zarar verecek bir şeye bile kalkışmam güven kızına" diyince annem gözlerini açtı ve o melek yüzüyle masum ama korkmuş olduğunu belli eden bir gülümseme yansıttı. "Ben sana güveniyorum hayatım zaten benim sen ve Can dan başka kimim var ki " diyip gözünden akan bir damla yaşı silip bana ağladığını belli etmemeye çalıştı. Can benim ağabeyim olur gayet uyuz ve öküzdür kendisi. 22 yasında ama bazen 5 yaşında ki çocuktan bile daha uyuz ve sinir bozucu olabiliyordu. Herşeye rağmen onu çok seviyorum. Bana hem babalık hemde abilik yapıyordu. Anneme döndüm ve sarıldım. Keşke birazda olsa acılarını hafifletebilseydim. Bizim için en iyisini yapmaya çalışırken yıpranıp duruyordu. "Doğa üzerinden kalkta boğulmayayım kızım" diyince istemsizce gülmeye başladım. Sarılmayı bıraktım ve arabadan indim. Gidip annemin kapısını açtım. Buyrun matmazel dedim. Gülüp "Ah deli kız seni" diyince göz kırpıp kapıyı geri kapattım. Eve girdiğimizde kendimi kötü hissetmiştim. Sonuçta 19 yılımı geçirdiğim evimi bırakıp bana yabancı olan bir eve gelmiştik. Üzüntümü anneme belli etmemeye çalışıyordum. Belli edersem üzülürdü ve buna mecbur olduğumuzu hatırlayıp belki de kırılırdı. Cebimden telefonumu çıkartıp Can'a mesaj attım.
Gönderilen: Kaslı Serserim
Nerdesin sen sabah evde de yoktun. Akşamda gelmemişsindir kesin. Çabuk yeni evimize gel.
Gönderen:Siyah Meleğim
Sakin ol lan geliyorum anneme bir şey belli etme omurgamdan bir kemiğin çatladı. Akşamki maçım biraz sıkıntılı geçti ama kazandım.
Gönderilen:Kaslı Serserim
Of Can ya doktora falan gitti mi çok acıyor mu?
Gönderen:Siyah Meleğim
Gittim Meleğim iyiyim biraz ağrım var ama geçer. Sen anneme belli etme üzülmesin o.
Abim dövüş sporlarının hepsini yapıyordu dün akşamda box maçı vardı. Vazgeçilmezleri dövüş, bira ve kadınlar olduğu için akşamda bir kadınladır diyip mesaj atmıştım ama o geceyi hastanede geçirmiş olmalıydı. Annem" Kimle konuşuyorsun Doğa yüzün düştü birden ne oldu ?" diyince kekeleyerek "Şe- şey anne bir yarışım vardı da iptal olmuş ona üzüldüm" diyince "Ah be kızım sen de abinde bir gün beni kalpten götüreceksiniz" diyince güldüm" Sen bize güven yeter sultanım" diyip hemen işe koyuldum. Yarısı gelmişti daha eşyalarımızın. Gelen dolapları silmeye başladım. Annemle bardak ve tapakları kutudan çıkarıp dizmeye başladı. 10 dakika sonra kapı çaldı ve Can gelmiştir diyip kapıya koştum. Gelen bir bayandı. Tanımıyordum. Elinde bir saklama kabı vardı. Annemi çağırdım ve ben işime devam ettim. Annem hemen gülümseyip içeriye davet etti. Benim aksime annem fazla güler yüzlü ve iyi kalpliydi. Muhtemelen yeni komşularımızdır. O arada bir daha kapı çaldı. Umarım bu defa Can dır diyip kapıya koştum. Evet bu defa gelen Can dı. Hemen içeri davet ettim. O da benim gibi sim siyah giyinmişti. Abim diye demiyorum çok yakışıklıdır. Koyu kahve saçları, esmer teni, saçlarıyla aynı renkte olan gözleri ve kaslarıyla muhteşem görünüyordu. Abim olmasa yavşardım galiba. Hemen annem gelmeden durumunun nasıl diye merak edip üst üste sorular sormaya başladım. "Nasıl oldu? Doktor ne dedi? Canın acıyor mu?" derken eliyle kafama bir tane patlatıp." Sussana sen geveze anlatırım hepsini annem duyacak şimdi" diyip gülümsedi. O an içimden sadece ona sarılmak geldi ve beline sarıldım. O da bana sarılıp saçlarını okşadı ve alnından öptü. "İyiyim rahatla artık melegim " diyince geri çekilip bende onun kafasına patlattım bir tane "Rahatım ben sadece sarılmak istedim ama ter kokuyodun" diyince gülmeye başladı. Onla tartışmak hoşuma gidiyordu. O arada annem geldi ve büyük ihtimal komşumuz gitmişti. "Yan komşumuz bize çikolatalı kurabiye getirmiş" diyince ben hemen atladım. Tabi çikolata diyince kendime hakim olamıyordum. Hemen aldım ve yemeye başladım. Can "Oha öküz yavaş boğulacaksın " diyince hep birlikte gülmeye başladık. Sonra yine kapı çaldı.