Bağde içeriye doğru gelmeye başladı. Resmen karşımda duruyordu. Ne kadarda güzlelleşmiş böyle. Ayağa kalkıp boynuna atlamak istiyordum. Doğrulmaya çalışırken ayağıma giren ağrıyla birden durdum. Canım acıdı hem de çok canım acıdı. Beni öyle gören Bağde hemen koşup boynuna sarıldı ve ağlamaya başladı. Bende ona sarılıp ağlamaya başladım. Sonra göz yaşlarım arasından boğuk sesle konuşmaya başladım. "Neden gittin? Bağde babam gittikten sonra daha onun acısını unutamadan bana neden kardeş acısı yaşattın? Beni neden yalnızlığa terk ettin?" diyip daha çok ağlamaya başladım
Bağde'nin ağzından:
Doğa'nın sözleri aklımdan çıkmıyordu. Sonuna kadar haklıydı. Biz birbirimize söz vermiştik. Yolun sonu uçurum bile olsa oraya el ele yürüyecektik. Ama ben kaçtım. Bana en çok ihtiyacı olduğu anda kaçtım. Bunları ona nasıl anlatabilirdim ki?Ben Doğa'yla bebekligimden beri beraberdim. Gözümü onunla açtım ve onunla kapatacağıma söz vermiştim. Ta ki Can'a aşık olana kadar.
Ben Can'ı çok sevdim. O ise beni hiç sevmemişti. Bir süre onunla çıktık. Seviyor sanmıştım. Ama onunla olan ilişkimi kimsenin bilmesini istememişti. İlk başlarda bunun sebebini anlamamıştım. Güzel vakit geçiriyorduk. En azından ben öyle düşünüyordum. Bana sürekli mesaj atmazdı ve çok sık buluşmazdık. Beni önemsemezdi. Yanında birisi olduğunda veya benim yanımda birisi olduğunda yüzüme bile bakmazdı. Ben tüm bunlara rağmen onu sevmeye devam ettim. Ona hediyeler alırdım. O ise hiç birini kabul etmezdi. Ben her gece yıldızlara onu anlatırdım. Her gece resimlerine bakarak uyurdum. O ise ben onu bu kadar çok severken beni aldatıyordu. Her şeye katlanırdım da ihanete dayanamazdım. Ben onu düşünürken o bir başkasını düşünüyordu. Madem o kalp başkasına atıyordu neden onun için atan kalbi kırmayı tercih etti ki?
Bir gün ona bir resim çizmiştim. Ben ona hiç dokunmamıştım. Yani bana hiç dokunmadı elimi bile tutmamıştı. Benim ise tek hayalim bir kerecik ona sarılmaktı. Resim yeteneğim olduğu için bende bu hayalimi resme dökmeyi düşündüm. Resmi çizmek tam 4 ayımı aldı. Ona sarıldığım anı çizdim. Ben onu çizdim. Resim bittiğinde o kadar çok sevinmiştim ki o duygu anlatılmazdı. Hemen resmi elime aldım ve koşa koşa onun maçlarına hazırlandığı spor salonuna gittim. O kadar çok heyecanlıydım ki ona haber vermek aklıma bile gelmemişti. İyi ki haber vermemişim. Salona geldim ve hızla üst kata onun odasına çıktım. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Kapısı açıktı. Yani bir kısmı açıktı. Tam kapıyı itecekken beni hayattan koparan o cümleyi duydum. "SENİ ÇOK SEVİYORUM CANSU" bu cümleyi kuran kişi Can dı. Kalbim o an durdu. Kapıyı biraz ittim ve odada ki manzaraya baktım. Can o kızıl saçlı kıza sarılıyordu. Resmi açtım ve baktım. Benim hayalini kurduğum resimde ki adam karşımda hayalimi bir başkasıyla yaşıyordu. Göz yaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Gözümden akan bir damla yaş resimdeki gözlüme düştü. İste o an anladım. Hayalim, gerçek olmayan resmim bile ağlamıştı. Sessizce geri çekildim. Sessiz sedasız ağladım. Her gece yaptığım gibi.
O gece babamla konuşup yurt dışına çıkmak istediğimi söyledim. Bu kararıma çok şaşırmıştı. Ama hiç uzatmadan kabul etti. Sonuçta cici annem yani babamın benden 3 yaş büyük taş karısıda yurt dışındaydı. Seve seve kabul edecekti. O günden sonra kimseyi sevemedim. Zor olan kısım şuydu ben tüm bunları Doğa'ya nasıl anlatabilirdim ki...
Beni buraya çağıran kişi de Can'dı. Ondan şu an da nefret ediyorum. Doğa kötü sana ihtiyacı var demese asla gelmezdim. Peki ya şimdi ne yapacaktım?
Doğa beni rahat bırakmazdı buna emindin bir sürü cevap alamayacağı sorular soracaktır. O soracakta ben nasıl cevap verecektim sorun o işte.
Kendi düşüncelerimden sıyrılıp Doğa'ya odaklandım. "Artık burdayım Birtanem seni bir daha asla bırakmayacağım. Üzme artık kendini beni böyle mi karşılayacaksın Doğa hanım ne yani sabaha kadar salya sümük ağlayacakmıyız?" diyip gülmeye başladım. İçimdeki kırık dökük geçmişi ona belli etmemeye çalıştım. Galiba bunu başarmıştım ki Doğa sırıtmaya başlamıştı. "Seni çok özledim Bağde" diyince kendimi tutamadım ve ona sım sıkı sarılıp "Bende seni hayatım. Bende seni çok özledim" diyip gözümden akan yaşları sildim. Oda da bize hayran hayran bakan 3 erkek olduğunu unutmuştum. Hemen ayağa kalktım ve kendimden emin bir şekilde "Artık sizi dışarıya mı alsak beyler" dedim. Can hemen lafa atladı. "Ben hiç bir yere gitmiyorum." diğerleride onu kafalarıyla onaylayıp kalacaklarını belirtince tekrar konuşmaya başladım. "Bana şimdi burada pijama partisi yaptırtmayın beyler. Damarıma basmayım çekerim pijamalarımı sabaha kadar oje, makyaj, törpü,dedikodu ve duygusal filimler izlerim. Emin olun ki bunu yaparım. Hem Doğa'ya da moral olur. Eğer oje sürüp makyaj yapmak isteyen varsa tabikide kalabilir." diyip göz kırptım. Galiba Can beyi sinirlendirdim. Ama bu bir gram umrumda bile değil. Can oflayarak çıktı. Diğerlerine bakıp kafa salladım. Sonra gözlerimle kapıyı işaret ettim. Onlarda gülerek dışarıya çıktılar.
Sonra direk Doğa'nın üzerine atlayıp sarılmaya başladım." Kusura bakma Doğa üzerimizde o kadar göz varken üzerine atlayamazdım. Seni çok özledim be kızım." diyip daha sıkı sarıldım.
"Dur Bağde öldüreceksin beni deli kız" diyip gülünce kendime gelip onu nefes alması için rahat bıraktım. İkimizde birbirimize bakıp salak salak sırıttık.
"Bizde kalacaksın değil mi Bağde?" Doğa bu soruyu sorunca yüzümdeki sırıtışın yerini şaşkınlık aldı Doğa'yla aynı evde kalmayı tabikide çok isterdim ama Can ile aynı evde kalmak mı? Hayır hayır bu olamaz. Tamam Can'a karşı artık bir şey hissetmiyorum ama yinede onunla aynı evde kalmak bana iyi gelmezdi. "Dünya dan Bağde' ye, dünya dan Bağde'ye" diyen sesle kendime geldim ve yalandan da olsa ufak bir tebessüm ettim. "Üzgünüm Doğa sizde kalamam bir iki gün otelde kalırım. Sonra kendime uygun bir ev bulur ve oraya yerleşirim. Hem siz daha yeni taşındınız. O kadar işiniz gücünüz var birde benimle uğraşmayın o kadar işin gücün içinde ama sık sık yanında olacağım hayatım." bence bu onu kırmadan reddetmenin en nazik yoluydu ve galiba bunu başardım."
Dağa'nın yüzü düştü ve bana masum kedi yavrusu gibi bakmaya başladı. "Saçmalama Bağde demiyorsun size yardım edemem senle uğraşamam otelde kafa dinleyeceğim diye lafı nasılda kıvırıyorsun." Ulan Doğa sen var ya sen duygu sömürüsü yapıp beni ikna edecek aklınca ben yermiyim be kızım. "Hayır tabikide hayatım onlar nasıl sözler öyle tabiki bende size yardım ederim sürekli yanında olurum ama size rahatsızlık verip düzeninizi bozmak istemem. O yüzden öyle dedim yanlış anlama hemen birtanem." diyip tebessüm ettim. "Ne rahatsızlığı Bağde sende o evin bir kızısın. Hem düzenimizi bozmayız. Can'ı alt kattaki odaya göndeririz sende Can'ın odasına yerleşirsin. Hem tam benim yan odamda olursun." Can'ın odası mı? Yok artık bu asla olamazdı. "Ya Doğa hayır Can'ın düzeni bozulur o zaman da" diyip yüzümü astım. "Bağde bu konu kapandı Can'ın odasına yerleşiyorsun ve bizimle yaşamaya başlıyorsun. Can ve annem de seni çok seviyorlar zaten. Uzatma konu kapandı." diyince kabul etmek zorunda kaldım ve başımı olumlu anlamda sallayıp tebessüm ettim. Dur bakalım bundan sonra başıma neler gelecek...