DUALARIMIN PRENSESİ 👸 3

8.1K 504 64
                                    

Star Light şirketinin en güçlü rakibimiz olarak katıldığı bir ihale bugün lehimize sonuçlanmıştı. Onların verdiği tekliften çok az bir farkla almıştık ihaleyi. Khalid'in o anki yüz ifadesi gitmiyordu gözümün önünden. Gerçekten benimle baş edebileceğini mi düşünmüştü? Kim bilir neler kurmuştu kafasında. Birinin ihale tekliflerini sızdırdığını düşünüyordu belki. Halbuki olay daha başka gelişmişti. Şirket müdürlerine bizim yapacağımız teklifle ilgili yalan bir rakam uçurmuştum. Verdiğimiz teklifin biraz üstünde bir teklif vereceklerini biliyordum. Böylece bugün Khalid'in düştüğü hale beni düşüreceklerdi. Ava giderken avlanmışlardı.

Sahte hesabımla Facebook'tan Khalid'in tansiyonunu biraz daha yükseltmek istiyordum.

Facebook'un arama motoruna dokunduğum anda arama geçmişi dizildi alta.

Gulfem Cinar. Bu ismi görünce istemsizce yüz hatlarım gevşedi. Yüzüme bir gülümseme yayıldı. İsmin üstüne dokundum.

Profil resmini değiştirmişti. Denizin göründüğü bir tepede mavi eşarbının uçları rüzgarda uçuşurken yüzünde sevimli bir gülümsemeyle kameraya dönmüş halde poz veriyordu. Gene çok güzel gülümsüyordu. Dinlediğim hikâyeden mi etkilenmiştim bilmiyorum, çok masum, samimi görünüyordu. Hesabı arkadaş isteklerine kapalı olmasa istek gönderir hakkında daha fazla şey öğrenirdim. Ama kapalıydı hesabı. Profil resmine yeniden baktım.

Bu kız bana hiç yabancı gelmiyordu. Sanki çok uzun yıllardan beri tanıyordum onu. Bir yerde karşılaşmış olma ihtimalim var mıydı acaba? Belki Türkiye ziyaretlerimden birinde? Ya da o başka bir yere seyahat etmişti de ben onu orada görmüştüm... Tanıdık geliyordu bu gözler, bu gülümseme, bu içimi dolduran samimiyet.

Görünür paylaşımlarına baktım. Mescidi Aksa, bir Türkmen çocuğu, bir Beşar Esad karikatürü...

Tekrar profil resmine bakmak istiyordum. Yukarı çıktığımda gözüm başka bir şeye takıldı. Mesaj butonunun bu kadar parladığı başka bir hesap görmemiştim daha önce.

Bir şey yazmak istiyordum. Mesaj yazısına tıkladım.

"Haksızlığa göz yummayıp, başkasına ait yüz dolar için o adamlarla tartıştığın için çok teşekkür ederim. Senin gibi iyi insanların var olduğunu bilmek çok güzel."

Bir süre parmağım gönderme tuşunun üstünde bekledikten sonra ekrana dokundum.

4 gün sonra

Faysal Beyle görüşmemden önce raporlara son bir göz gezdiriyordum. Dağınık masanın üstünde nereye koyduğumu hatırlamadığım telefonun bildirim sesi geldiğinde raporlara bakmayı henüz bitirmiştim. Kâğıtları toparlayıp telefonuma bakındım. Oradaydı işte. Messenger mesajı...

Telefonu açtım. Kızın biri Qusay Ebrahim'e o gün olanları nereden bildiğini soruyordu. Mesaja dokunup sayfayı açtım. Gulfem Cinar..

Hemen cevap yazmak istediysem de durdurdum kendimi. Dört gün sonra bana cevap veren birine dört saniye sonra karşılık gönderemezdim. Telefonu kapatıp masaya bıraktım yeniden.

*****

Faysal Bey gittikten sonra Tarık'a görüşmenin raporunu hazırlamasını söyledim. Bir süre TV'den haberlere baktıktan sonra aklıma bir saat önce Gulfem Cinar'dan gelen mesaj geldi. Telefonu aldım elime.

"O gün olanları nereden biliyorsun?" Arkadaşım anlattı dersem çok meraklı bir tip gibi görünürdüm. Ve böyle bir durumda teşekkür mesajı atmak da bana düşmeyeceğinden yanlış anlaşılırdım.

"O gün ben de oradaydım." Yazıp gönderdim.

Bu sefer beni çok bekletemeden karşılık verdi.

DUALARIMIN PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin