♥T.E 10. BÖLÜM♥

2K 136 23
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayım! Hikayemi baştan sona okuduğumda klişe yerler olduğu için birazcık düzenleme yapmaya karar verdim. Bu düzenleme yeni bölümlerin gelmesini asla etkilemeyecek bunu bilin belki araya bir kaç bölüm koyabilirim.

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

Arabanın uzaklaşmasıyla Eylül'e çevirdi bakışını hareket etmiyordu. "Eylül!"diye bağırdı Temmuz. Kafasını tutup kaldırdığın da Eylül'ün kafasından vurulduğunu fark etti. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı çoktan. Arabayı hızla çalıştırdı. 'Hayır ölmeyecek Eylül'üm' diyordu. Bu kötülüğü Eylül'e kim yapmış olabilirdi ki? 'Dayan Eylül'üm iyi olacaksın,' diye mırıldanıyordu. İyi olacak mıydı peki?

Hastanenin önüne gelmesiyle arabayı durdurdu. Bağırıyordu etrafındakilere ne dediğini bilmeden. Kaybetme korkusunu iliklerine kadar hissediyordu. Yan koltukta kanlar içinde oturan Eylül'ünü alıp gelen sedyeye koydu. "Onu kurtarın!"diye emirler veriyordu. Biliyordu onun kurtulacağını yada hissediyordu. Başını hayır dercesine iki yana doğru salladı. Eylül güçlü bir kızdı. Ölümü yenecek kadar güçlü bir kızdı.

Ameliyathanenin önüne herkes toplanmıştı. Annesi, babası , Eylül'ün annesi ve teyzesi herkes buradaydı. Eylül için herkes ağlıyordu. "Ağlamayı kesin ölmeyecek o" diyordu ama kendisi daha çok ağlıyordu.

Temmuz'un annesi çok pişmandı gelinine ettiği laflar için. Babası da pişmandı ona ettiği eziyetler yüzünden. Ama son pişmanlık neye yarardı?

Temmuz'un kalbi acıyordu. Sevdiği -yeni kavuştuğu- kız orda yaşam mücadelesi veriyordu. Ameliyathanenin kapısı açılmasıyla herkes kapının oraya koştu. Temmuz doktorun yakasını tutup sarstı. "Nasıl Eylül'üm yaşıyor de mi? İyileşecek bir şey olmayacak de mi?" Diye bağırıyordu doktora. Doktor karşısındaki adamın elinden kurtulmak istercesine geriledi. "Net bir şey söylememiz mümkün değil kafasındaki kurşunu hâla çıkartamadık ve durumu kritik," dedi başını eğerek. Temmuz yere yığıldı birden 'Hayır!'diye bağırıyordu kendini yırtarcasına. Annesi ilk defa böyle görüyordu oğlunu. Eylül'ün annesi de 'Hayır yaşayacak kızım' diyerek sinir krizi geçirdi. Hemşireler sakinleştirici yapıp odaya kaldırmışlardı.
Birden her şey tepe taklak olmuştu. Temmuz cebinden telefonu çıkartarak adamlarını aradı, "Eylül'ü vuran adamı bulun hemen ve ben gelene kadar dokunmayın!" Diye emir verdi. Yaşatmayacaktı o adamı. Ölümlerden ölüm beğendirecekti sevdiğine kıyan kişiye. Bilmiyordu kim olduğunu. Öğrendiği zaman burnundan getirecek, hayatı zindan edecekti o adama. Daha kendisi dokunmaya kıyamıyordu sevdiğine.

Tam bir hafta geçmişti. Komadaydı Eylül. O adamı hâla bulamamışlardı. Temmuz harap olmuştu üzüntüden.

Herkes Eylül ölmüş gibi davranıyordu. En çokta bu koyuyordu Temmuz'a. Her gün yanına gelip konuşuyordu dokunmaya kıyamadığı karısıyla. 'Keşke , keşke senin yerine ben yatsam bu yatakta, ben çeksem acılarını' diyordu ağlayarak. Her gün ağlıyordu durmadan.

Yine yoğum bakıma girmişti sevdiği ile konuşmaya. "Gül kokulum" diye söze atıldı Temmuz, "Biliyorum beni duyduğunu, seni çok özledim be sevgilim. Sebepsizce trip atmanı bile özledim. Hani derler ya 'İnsan kaybedince anlar sevdiğinin değerini' o söz ne kadar da doğruymuş. Ben senin değerini şimdi anlıyorum. Çok üzdüm seni, biliyorum. Ama seni kaybetmedim asla da kaybetmeyeceğim!" Yine kendini tutamadı Temmuz. Göz yaşlarını silerek kalktı yataktan, yoksa daha fazla dayanamıyacaktı. "Görüşürüz sevgilim dışardayım bir şey istersen," Eğilerek dudağını öptü. Dudağı buz gibiydi, eskinin aksine. Hemen geri çekti kendini. Delirmiş gibiydi. Odadan hızla çıktı. Her şeyin rüya yada şaka olmasını, birinin bir yerden fırlayıp 1 nisan demesini istedi. Ama aylardan nisan bile değildi.

Alışveriş yapmalıyım diye düşündü Temmuz. Eylül'e hediyeler alıp onu sevindirmek istedi. Koşarak hastaneden çıktı. Arabasına atlayarak alışveriş merkezine doğru sürdü. Geç kalmamalıydı. Korkardı belki Eylül onsuz.

Alışveriş merkezinin önüne geldiğin de bulduğu ilk yere park etti arabayı. Ne olsa Eylül'ü beklerdi. İlk önce oyuncakcıya girip ayıcık aldı. Sonra da bebek kıyafetleri satan mağazaya girdi. İlerde doğacak bebekleri için kıyafet almaya. Gözlerindeki yaşları zor tutuyordu. Vazgeçip kitapçıya girdi her gün kitap okuyordu Eylül'e belki kendine gelir diye. Raflarda duran 'Hayatın Adı "Sen" ' kitabı ilişti gözüne onu alıp çıktı kitapcıdan. 'Eylül'ü çok beklettim' dedi kendi kendine.

Koşarak çıktı alışveriş merkezinden. İnsanlar ona delirmiş gibi bakıyordu. Çünkü hem ağlayıp hem gülüyordu. Yeni yeni anlıyordu onu ne kadar da çok sevdiğini. Arabaya atladı hemen, ona anlatacağı çok şey vardı.

Gazı kökleyerek sürdü hastaneye. Arabayı park edip bagajdakileri alıp koşuşturdu. Eylül korkmuştur diye. Yoğum bakıma girmek için hazırlandı poşetlerle birlikte girdi içeri. "Sevgilim," dedi gülerek. "Bak sana ne aldım? Eminimki beğeneceksin" yatağın yanında yerini aldı. "Imm ilk hangisinden başlayalım. Hıh buldum"dedi ayıcığı çıkartarak. "Çok tatlı değil mi ama?"dedi. Ne olmuştu bu adama böyle? "Bak bunu baş ucuna koyuyorum ben olmayınca o bakar artık sana," dedi gülerek. "Zaten sen bana hep ayı derdin," birden gözleri doldu. Kendini sıktı. Güçlü olmalıydı, çünkü ölmeyecekti Eylül. "Bak sana kitap aldım ama şimdi okumayacağım. Bir kaç şeyden bahsedicem sana," dedi Eylül'ün saçlarını okşayarak. "N'olmuştu biliyor musun?"kıkırdadı,"Nerden bilebilirsin ki?"dedi, "Hani seni istemeye geldiğimiz gün, aslında çok heyecanlıydım, seni çok merak ediyordum. Küçükken de güzeldi, acaba şimdi nasıldır diye," diyerek gözünden akan yaşı sildi. "Senin üzerine makarna attığım gün, keşke geberseydim. Affet beni meleğim hepsi seni kıskandığımdandı," dedi anlını öperek. "Çok seviyorum be, ölürcesine seviyorum seni. Şu yatakta bile tatlılığını koruyorsun ya!" Dedi gülerek.

Durgunlaştı birden makinedeki kalp atışları hızlanmıştı Temmuz'a mesaj verircesine. Gülümsedi. "Sende beni seviyorsun demek," dedi.

Onca şey yaşamışlardı birbirleriyle. "Eskiden bir kızdan hoşlanıyordum. Orta okula gidiyordum o zamanlar. Ama kız bana bakmıyordu. Yakışıklıydım , zengindim yine de teklifime bir türlü evet demiyordu. Zaten iyiki de dememiş. Neden diyorsundur şimdi, okul da adı çıkmıştı altına ediyor diye. O günden sonra da kimseden hoşlanmamıştım taki sen karşıma çıkana kadar. İyi ki de çıkmışsın be gülüm. İyi ki de seninle evlenmişim. Babam ilk defa güzel bir şey yapmıştı beni seninle evlendirerek," Eylül duyuyormuş gibi geliyordu Temmuz'a. "Çocuğumuz olmasını çok istiyorum Eylül, senin gibi güzel iki tane kızımız bir tane de bana benzeyen onları koruyacak erkek kardeşleri olsun istiyorum, kabul ediyor musun?"artık yaşları gözlerin de durmuyordu. Hıçkırarak ağlamaya başladı. "Gel konuş benimle be Eylül'üm kız bana, trip at, vur, dök. Ama gel be güzelim, gel yat göğsüme. Kokuna olan hasretimi gidereyim. Gitme sakın benden. Yaşayamam ki sensiz. Olmaz ki böyle,"kendini tutamadan ağlıyordu. Neden her şey üst üste gelmişti ki? Ne istemişlerdi Eylül'den? Neden Temmuz'u vurmamışlardı? "Ah!"diye bağırdı. "Sana zarar verenleri bulup kendi ellerimle ceza vericem Eylül! Korkma hep yanın da olacağım, uyanacaksın!" Yataktan hışımla kalktı. 'O adamı bulup öldüreceğim' diye yemin etti kendi kendine. "Hoşçakal aşkım ," dedi anlını öperek.

Sizi çok seviyorum 💓 Bu bölüme sınır koymuyorum hemencecik atabilirim bölümü haberiniz olsun ikinci ailem 💜😚

KUZENİMLE EVLENMEK Mİ ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin