-Bölüm 2-

150 8 3
                                    

                     Ona yaklaşınca yürümemi birazdaha yavaşlattım. Beni gördü, bir araba köpüklüyordu. Hızla ellerini kovadaki suya soktu ardından bir havlu ile kuruladı. ''Sen burada yabancımısın'' konuşmamızı başlatan bu cümle beni ister istemez güldürdü. ''Evet bu sokağın sonundaki yıkık eve taşındık'' diyip yüzümü buruşturdum ve yine o gülümseme ön plana çıktı ''O evde nasıl yaşıyacaksınız, çok fazla eski'' ''Onu bende bilmiyorum'' dedim. ''Hm ben James Watson'' ''Larissa Sealer'' ''Memnun oldum'' ''Bende'' gülümsedim. ''Şimdi işim var daha sonra konuşuruz'' dedi. Tamam demekten başka bir çarem yoktu. ''Tamam, görüşürüz'' dedim. Tamam demekten başka bir çarem yoktu. ''Tamam, Görüşürüz'' Arkamı döndüm, eve gitmek şu an o kadar sıkıcı gelmiyordu Sanki. gelir gelmez yeni bir arkadaş edinmenin mutluluğu vardı içimde. Evin zilini çalamazdım, daha kapı zilimiz yapılmamıştı. Anahtarımı almak için elimi cebimin içine soktum ama anahtar yoktu, onun yerine bir kağıt parçası elime geldi, açtım ''İyiki taşındınız, hoşgeldiniz. Ölümünüzü nasıl tercih edersiniz ?''

                  Beynimden vurulmuşa döndüm. Bu kadarıda fazla bu olaylar gerçekten oluyordu. Banyo ve salonda gördüklerimde. Tekrar arkamı döndüm. James'i gördüm yere kadar koştum.Hala oradaydı.Bahçedeki arabayı kkuruluyordu. Tam içeri giriyordu ki bağırdım, burada tanıdığım tek kişi oydu. Bilse ancak o bilirdi. ''James lütfen dur !''Durdu ve arkasına baktı ''Birşeymi oldu Larissa ?'' ''Evin önüne gittim anahtarımı çıkarmak için elimi cebime attım ama anahtar yoktu, yerine bir kağıt koyulmuş'' Kağıdı ona verdim. O'da şaşırdı. ''O evi neden seçtiniz?'' ''Bilmiyorum'' ''O evin eski korkutucu bir hikayesi var'' ''Evde garip şeyler olduğu belliydi.''Ama onları yapan büyük bir ihtimalle Albert'tir. Sokağa taşınan yeni insanları sevmez.İlizyonist olduğu için kolayca buradan kaçırta biliyor insanları. Evlerine gidip anahtarını isteyelim, ne dersin ?'' ''Çok mantıklı.Burada ki ilk ve tek arkadaşım şuan sensin James.'' ''Benim de çok arkadaşım olduğu söylenemez.'' ''Neden?'' ''Yakın zamanda anlarsın.''

                Tam neyi? diye soracakken o önce davrandı.''Albert'lerin evi burası,kapıyı çalalım'' dedi.Kapıda DİE yazılı bir kapı süsü vardı,garipti.Kapıyı James çaldı.Albert dediği çocuk kapıyı açtı.''James seni burada görmek ne büyük onur'' pis pis sırıttı.''Albert kızın anahtarını ver.'' ''Nasıl anladın benim olduğumu?'' ve yine o pis sırıtışı.İnsanın vücudunu donduruyordu.''Nasıl anladıysak anladık ver gidelim.'' ''Küçük beyimiz sinirli anlaşılan,veriyorum sakin ol Jame'' ''James.'' ''Her neyse.'' İçeri gitti ve elinde anahtarlarımla geri döndü.Elinden sertçe aldım,sinirlenmiştim.Arkamı döndüm ve yürüdüm,James yetişti.''O çocuk çok ukala.'' ''Yapacak bir şey yok.'' ''Bencede.Okullar haftaya başlıyor.'' yüzümü astım.Aslında arkadaş çevresini merak ediyordum ama okuldaki dersler hiç bir zaman zevk aldıklarım bölümüne giremedi. ''Evet,o zamana kadar bir şeyler yapmalıyız.'' ''Ben büyük ihtimalle ailemin evi baştan yaratmalarına yardım edeceğim.'' ''Bende ederim'' dedi ve gülümsedi. ''Anlaştık.'' gülüşüne karşılık vererek ben de gülümsedim.''Yarın gelirim.'' ''Bekliyorum.'' ''Tamam görüşürüz.'' ''Görüşürüz.''

                  Arkamı döndüm yürümeye başladım böylece James'i eve davet etmiştim.Daha doğrusu kendisi istemişti.Kapıyı açtım içeri girdim,annem ve babam yine evin düzenlemesiyle uğraşıyorlardı.''Anne yarın eve arkadaşım gelecek.'' ''Kim? daha yeni geldik,hemen arkadaş mı buldun? '' ''Adı James,evet buldum ne var bunda?'' ''Tamam gelsin'' dedi annem.Babam annem ve beni izliyordu.''Evde olacak mısınız?'' ''Maalesef tatlım.Şehire inmemiz gerek bu ev için yeni eşyalar da lazım eski evimizin eşyaları bu eve çok az geliyor biliyorsun.'' ''Haklısınız.Ben odama çıkıyoruuum.'' Merdivenleri ikişerli üçerli çıktım.Odam da hiç bir şey yoktu normaldi bugün geldik zaten.Balkon kapısını açtım bir anda odama hava doldu bu çok hoştu.Küçücük balkonuma koyduğum sandalyeme oturdum etrafıma bakındım.Kiremitlerin düştüğü yerler çok fazlaydı ama çatının tam ortasında yığılmış eski minderlerin ne işi vardı? Birden oraya gidip minderlere oturmak geldi içimden.Kalktım balkon demirlerinin karşısına geçtim ve tuğlaların düştüğü yerlere basarak minderlere ulaştım oturdum ve etrafı seyrettim.Burası balkondan daha güzel gösteriyordu,çok hoştu.Ama bir den arkamdan biri iktirdi çığlık attım.                    

Lanetli KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin