Sadece onu görüyordu gözüm sadece onun yerde yatan bedeni,ağlamaktan şişmişlerdi zaten..
Önüme çıkan cesetleri bir bir ittim sanki bu çok uzun sürmüştü.Sonunda James'e ulaştım üstündekiler hala duruyordu gömleğini hızla yırttım görmek istemediğim bir şeyle karşılaşma tehlikesi beni çok korkutuyordu.Dikiş yoktu.Bu da hala kalbinin çıkmadığı anlamına geliyor biraz olsun rahatlamıştım.Ama şuan da bir sorunumuz vardı: Yukarı nasıl çıkacağız ?
Yerlerde yardımcı olabilecek şeyler aradım.Aradım ama hiç bir şeyin yararı olmayacağını düşünüyordum.Elimdeki fener söndü sönecekti diğer feneri aramaya başladım.Onu buldum ve cebime sokuşturdum ne olursa olsun buradan çıkacaktık ben ve James.Feneri elimde boş boş gezdirirken bir defter buldum.Açtım sayfalar o kadar çok eskiydi ki. Okumaya çalıştım bazı cümleler kesik kesikti ben tamamladım.Bu evin bir nevi tarihçesiydi.
Ağustos 12 / 1935
Ahh olamaz Bill yine bir yanlış yaptı.Bu deneyinde de başarısız olursa delirebilir.Ailesinden çok evin altına kendi tasarladığı bodrum katında vakit geçiriyor onu özlüyoruz. Kızım ve ben eski Bill'in gelmesi için Tanrı'ya Yalvarıyoruz.
Ağustos 27 / 1935
Bill kazanamadı.Yine bir insanın kalbini çıkadığında canlı kılabildi ama tekrar takmasında sorunlarını çözemedi ve Madam Olivia öldü.O yaptığı laboravatuara beni sokmadığı ona çok sinirliyim.Bu akşam yanıma yaklaştı ama başka bir yerde yatmasını söyledim sinirimi anladı ve fazla üstüme gelmedi.Beni anlamalıydı kocam bütün gününü orada geçiriyor ama beni sokmuyor.
Benden sakladığı bir şeyler olmasından korkuyorum.Onu çok seviyorum umarım sevgimizin arasında yalanlar yoktur.
14 Kasım / 1935
Ben hiç bir şeyi isteyerek yapmadım ama o yuvamızı yıktı.Aşağıya aldığı kadınlarla beraber oluyormuş ben onu burada beklerken.Çok sinirlenmiştim ben.. ben bilerek öldürmedim onu kendimde değildim duvarlara kanları bulaştı tabancadan çıkan iki kurşunla hem o kadını hem de Bill'in kafası dağıldı.Kızımız..O daha çok küçük.O,bende kendimi vurduktan sonra bu dünyada savunmasız kalmasın diye öldürdüm sadece bu yüzden.O daha sadece 3 yaşında kumral,kahverengi saçlı ve yeşil gözlü bir çocuk,benim çocuğum.Tanıdığımız bir kişi bile yok buralarda.Olsaydı ona bakabilirlerdi ama yok.Yalnız kalsın istemedim ben bunu istemedim.Duvarlara sıçrayan kanın üstünden geçtim siyah boya ile.Böylece anlaşılmaz vurularak öldürüldükleri,sadece benim kanımı sileceksiniz o kadar.Yanimda duran tabancaya bakıyorum da bu bana başka bir hayatın kapılarını açacak ama hiçte öyle göstermiyor.Son anlarımda bile yazıyorum belki okuyan biri olur ve beni anlar.Sadece küçük merhametlere ihtiyacım var..
"Trust no one because everyone hurts.-Hiç kimseye güveme çünkü herkes yaralar."
Defteri okurken her sayfasının tozunu silerek devam ediyordum bir yandan kadının yerine kendimi koymayı denedim ama hemen aklımdan fikri attım,çok korkunçtu.Defterin ben son sayfalarını okumuştum ve son sayfaya yapıştırılmış bir resim vardı çok genç sarışın harika güzellikte bir kadının elinde yeni doğmuş bir bebek ve ayakta dikilirken gülümseyen bir adam.
Adama bakarken ister istemez nefretle bakarken kadının masum yüzü topuz yaptığı saçlarının yanlarından çıkardığı bir tutam lüle lüle inen saçları ve resim siyah beyaz olduğu için rengini göremediğim kurdelasıyla gerçekten göz kamaştırıyordu.Defterin başları vardı ama ondan önce yapacak başka işlerim vardı.Bill ve karısını aldattığı yeri ve cesetleri bulmak istiyordum.Belki orada halat veya başka şeyler bulurdum ve james'i yukarı çekerdim.Kesinlikle bakmadığım tek yer orası olmalı.Cesetlerin kollarından bacaklarından atlayarak geçtim bu hoşuma gitmiyordu ama yapmam gerekiyordu.İlerledim,ilerledim ve ilerledim.Ben düştüğümüz taraftan sadece sağa doğru ilerleyerek yürümüştük şimdi ise sola doğru gidiyordum.
Evet her şey okuduğum gibiydi.İlerleyebildiğim kadar ilerlemeye çalıştım ve sonra buranın diğer yerlerden farklı olduğunu hissettim.Burası süslüydü o zamanların trend eşyalarıyla süslediğine şüphe yoktu sırf karısını aldatırken o sürtük kadınlara daha güzel gözüksün diye.
Duvarın köşesine gerilmiş yırtık bir çarşaf vardı bugünlerde hastanelerde diğer insanlar görmesin diye kapatılan yere benziyordu.Oraya doğru ilerledim.Gördüğüm tozlu bir masa örümcek ağları ile kaplanmış iki iskeletleşmiş cesetlerdi.Derileri hala duruyordu ama kemikleri de gözüküyordu biraz daha bakarsam kusacakmış gibi hissettim.
Aralara baktım bir sürü deney tüpleri vardı.Kollarımın alabildiği bütün hepsini aldım ağzıma feneri koydum ve James'in olduğu yere doğru ilerledim.Hala orada baygın bir halde yatıyordu.Bir cesedin koluna sadece bir damla deney tüplerindeki şeyden döktüm parmağı kımıldadı,kolunu oynattı çığlık attım ama yaptığı tek şey buydu.Bütün tüpü James'e boşaltmaya karar verdim belki kendine gelirdi.
YARIM SAAT SONRA
James ayağa yeni kalktı ben diğer tüpleride ilk olarak cesetlerde denedim.Bazısı tamamen kuruttu bazısı parmağını oynattırdı en garip olanı ise konuşturandı son konuştukları cümlelerini söyledir ve tekrar sustular.
''James kendini toparlayabilirsen artık gidelim mi?''
''Evet iyi olur Larissa.''
''Tamam şuradan gidelim.''
Hızla aralardan geçtik.Artık ayakta durmakta zorlanıyordum yaklaşık 5-6 saattir burada olduğumuzu tahmin ediyordum.Merdivenlerden tırmandık ve dışarı çıktık.
''James.Annemler geldilerse hemen anlatmalıyız.''
''Ben bayıldığımda neler yaptın?''
''Çok şeyler buldum.''
''Söyle o zaman.''
''İlk önce annemler gelmişmi bir bakalım.''
''Tamam.''
Olabildiğince hızlı bir şekilde ve bağırırak anne ve baba diye bağırdım hala yoktular Tanrım kaç saattir yoklar.
''Hala gelmediler James.''
''Şehir çok uzakta Lari.''
''California'dan çok uzakta olduğumuzu bilmiyordum.''
''Biraz fazla uzak ''
''Anladım.''
''Bodrumda neler yaşadın artık anlatır mısın?''
''Tamam..'' dedim ve bütün yaşadıklarımı gördüklerimi anlattım.Aşağıda bulduğum günlüğüde ona gösterdim.Okudu ve resme iyice baktı tıpkı ben gibi.
''WOW.Aman Tanrımm! '' dedi James.
''Çok zor şeyler yaşamış sanırım..'' diyerek karşılık verdim.
''Evet,büyük ihtimal.'' mavi gözleri ve dağınık sarı saçları ile hala kendine tam olarak gelemediği belliydi.
''Zil çaldıı sanırım geldiler bizimkiler.'' Hızla merdivenden aşağı indim ve kapıyı açtım.
''Anne ve baba so.. Aman Tanrııım ! Bir dakika..Siz resimdeki kadınsınız.''
''Neler oluyor Lari?'' James yukardan seslendi.
''Günlüğünü okuduğumuz kadın burada Jamees.''
Kadın çok sakindi.Ama bu kadın ölmüştü.Ya da kendini öldürmediyse bile bu zamana kadar ölmesi gerekirdi 1935'ten beri yaşayamazdı ve hala o resimdeki kadındı genç ve güzel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Kalpler
Mystery / ThrillerYa acımız sonsuza kadar sürerse?Ya hiç bir zaman eski benliğimize ulaşamazsak ?Belkide olması gereken budur.Kalplerimiz lanetlenmeli ve biz bir insandan bile değil bir evden bir odadan kısacası her şeyden korkarak hareket ederek ölmeliyiz.Sonumuz ol...