YALANCIYA

68 1 0
                                    

Dök içini satırlara kalanlar benim olsun...
Kandırıldıgını bilen biri buna ses çıkarmıyorsa, kandıran kişi sonunu rahatça hazırlasın diyedir. Kendi sonunu hazırlaman içindi bunca suskunlugum. Daha ilk yalanında anlamıştım seni ama... Ama aşkta söylenen yalanlara akıl inanmasada kalp aldanmak istiyor  daima. Sonra bir itiraf bekliyor insan, bir özür içten içe. Bir elinde küsmeler saklıyor sevdigine... Öbür elinde barış... Belki biraz da gözyaşı, sitem, bir kaç bagırış çagırış... Ama affetmeye hep hazır, hep hazır...
Senden beklediğim dürüstülügü bana hiç göstermedin. Hatta kendi gözümdeki degerimi daha da düşürdün. Nasıl mı? Karşındaki sana kıyamıyor gibi yaptıkça süslü yalanlarına daha özensiz olanlarını ekledin. İnsan kandırdıgı insanın değerini, söyledigi yalanların ucuzluguyla bile düşürebiliyormuş anladım. Keşke beni bu kadar basite almasaydın.
Ama aşkta söylenen her yalan, bilinmezlige doğru yürünen o yolda, kandırılanı yanlızlaştırır. Bir sürü sonra bir de bakarsın ki o yolda yapayalnız yürüyorsun ama elinde bir el vardır. Digeri kimde belli degil...
Bir "Gidiyorum" a katlanabiliyorsa insan, "Neden?" sorusuna ihtiyacı yoktur.
Sadece unutsam yaralanacaktım, hatırladıkça öldüm! Yinede ayaktayım. Ruhumu katletmiş olabilirsin ama hala bir ölü degilim. Dilinde lanetlerle de yaşayabiliyor insan.
Aşkı anlamaktan korkanlar, düşünmeden severler. Anla diye yazıyorum sana bunları. Ama sene yine de şiir gibi oku. Çünkü bazı şiirler, yeniden başlasın diye degil, herşey bitsin diye yazılır. Sana son nasihatim; sen sen ol bir başka kapıya uzanırken, çıktıgın kapıyı açık bırakma.
Bir yanım sen oldugu için vazgeçemiyorum öte yanımdan.
Gözümde yaş varken bana yagmuru anlatma.

GitmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin