2011 Yazı, İstanbulUğultuların arasında uyuyakalmıştım. Gözlerimi kocaman, kollarında uyuduğum Ateş'in yanında açtım. Başım feci derecede ağrıyor, bedenimse pek de rahat olmayan çimenlerin verdiği pozitif enerjiyi alıyordu. İlk kez başım babamın iftiralarla dolu söylemleri yüzünden değil de, delice içtiğim için ağrıyordu. Biraz doğruldum ve başımı tutarak çevreme boş boş bakındım. Bir anda yerde papatya dolu tacımın bölünüp, üç beş tane papatyanın açıldığını gördüm. Onu gördüğüm anda dün geceyi düşündüm ve 32 diş gülümseyerek yanımda gözlerini aralayan Ateş'e baktım. O da doğrulup elleri başında bana döndü.
"Çok mutlusun." dedi. Öyleydim.
"Öyleyim." dedim. Boynuna atladım. Hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Beni boynundan kurtarıp yüzümü kendininkinin hizasına getirdi.
"Bu sefer ki mutluluktan, öyle değil mi?"
"Teşekkür ederim. "Hayatım boyunca söylediğim en samimi itiraftı bu. Alnıma bir öpücük kondurdu ve yerdeki tacı eline aldı. Şöyle bir göz gezdirip yastık olarak kullandığı sırt çantasından dün gece çoğunu kullandığı ipi çıkardı. Ben kalkıp üzerimdeki toprağı silkelerken, Ateş taç ile uğraşıyordu. Bir kaç dakika içerisinde bitirdi. Ben arkam dönük manzaraya bakarken arkamdan bir el boynumu kaplayan uzun saçlarımı kenara atıp açık kalan omzuma bir öpücük kondurdu. Ben Ateş'in yaptığını bildiğim halde beklenmedik bir hareket olduğu için şaşkın şaşkın arkamı dönüp ona baktım. Tam o sırada arkasında sakladığı mis kokulu papatya tacını saçlarıma yerleştirdi. "Sen de benim papatyamsın." dedi. Kolunu omzuma attı ve öylece duran şehri izledik.
~~~
Günümüz
Gülmekten karnımdaki kelebeklerin kanatlarına sancılar girmiş, gözlerimi ondan ayırmaksızın ağlıyordum. O ise yalnızca gülümsüyordu.
"Duygularını pek dışa vurmazdı zaten, hiç belli etmezdi hissettiklerini. Dudağının bir kenarı kıvrıldı mı anlardım ben, ya mutluydu derinden, ya umutsuz ya da gururlu. Benim
için bile zordu ayırt etmek bazen. Tecrübe sonucu ezberliyor insan sevdiğini, ya hislerine güveniyor, ya da sevdiğine..."Göz yaşlarım hafiflemeye başlayınca Ateş'in uzattığı eline dayanarak ayaklandım.
"Sana yemin ediyorum, seninle beraber olduğum sürece, bir daha senden gizli hiçbir şey yapmayacağım."
Bunun üzerine Ateş gözlerime baktı. Ne anlamlıydı o bakışı bir bilseniz. Gözleri affetmişti beni, sözlerine lüzum yok.
![](https://img.wattpad.com/cover/69478910-288-k134955.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatyanın Beyaz Gölgesi
ChickLitUpuzun saçları, çillerle kaplanmış tenini okşuyordu. Kimse, ama hiç kimse sıradan değildi. Yalnızca farklıydı... Herkes, her şey, her an, her zaman; Birbirinden bağımsız saç kesimleri, boy farkları, zeka seviyeleri, ten renkleri, medeniyet anlayışla...