Kazanılmış bir hikayem yok, ruhuma yazılmış bir gelecek de. Kabuslarım var, bar köşelerinde kurmak için saklanmış hayallerim. Biliyorum yağmur yağacak ve çırılçıplak koşacağım, herkes dışlayacak hayallerimi.
*****Bara girdiğimizde hızlıca bir tarama yaptım. Dağınık saçlı genç bizi tam köşedeki masada tek başına oturmuş bekliyordu.
Gidiple gitmemek arasında kalmış olamama karşın buse hemen kolumdan tutup sürüklemeye başlamıştı."Hadisene kızım. Bak bekliyor orda bizi çocukcağız" dediğinde her ne kadar gülmek istesemde bu isteğimi biraz daha bastırdım.
"Ooo hoşgeldiniz güzel hanımlar" dedi ve sanki 10 yıllık arkadaşımızmış gibi sıkı sıkı sarıldı bize.
Hayat ne kadar tuhaftı, anadan doğma bir abim yoktu ama 20 yaşımda yeni bir abiye sahip olmuştum.
Her zaman yanımda olacak,beni koruyup kollayacak,yüzümü her saniye güldürecek ve herşeyden önemlisi beni O'nunla tam anlamıyla tanıştıracak kişiydi.İsmi tansel'di. O gece ağzımız yırtılana kadar güldürmüştü bizi kerata.
Çocukluk anısından tutunda mahalledeki Sevtap ablasına olan büyük aşkına kadar her şeyini biliyorduk artık. Birkaç arkadaşı daha vardı bizi tanıştırmak istediği. Tam 3 ay boyunca kendime birsürü arkadaş edinmiştim ve her biri canımdan can, kanımdan kan olmuştu.O sabah içimde çok kötü bir hisle uyandım. Bu üç aydır o kadar mutluydum ki şuan bu his bana o kadar yabancı o kadar illet geldi ki anlatamam.
Buseyle kaldığımız yurda tansel sayesinde tanıştığımız sarışın bomba sevgi de gelmişti. O kızı da o kadar sevmiştim ki, buseyle o, bana ablamın yokluğunu hiç aratmıyorlardı. Belki de içimde ki bu hissin nedeni buydu. Neredeyse iki aydır konuşmamıştık ve ben onu çok ihmal etmiştim. Hemen telefonumu elime alıp ablamı aramaya başladım.
Telefon hala çalarken annemi düşünüyordum. Ah canım anam beni çok özlemiş miydi? Babam hala ona kötü davranıyor muydu? Peki ya ablam hala eniştemden dayak yiyor muydu? Daha 2 yaşındaki yeğenim ne yapıyordu peki?
Zavallı yeğenim daha bu dünyanın gerçeklerini bilmediği için doğduğuna şanslı olduğunu zannediyordur.
"Alo?" ablamın o tatlı naif sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Ne kadar da özlemişim onu farkında olmadan.
"Ablacığım benim hilal" dediğim anda göz pınarımdaki yaşlar benden izinsiz birer birer akmaya başladı.
"Ah kuzum benim bitanem nasılsın? iyimisin oralarda?"
O da ağlıyordu, tanırdım ben ablamı dayanamadı işte o da ağladı."İyiyim ablam sen nasılsın yeğenim nasıl? Dedim boğazımdaki yumruğa inat konuşmaya çalışarak.
"İyiyiz biz ablacığım sen bizi merak etme oku kendini kurtar ne olursun". O an derin bir vicdan azabı sardı hem bedenimi hem yüreğimi hemde aklımı.
Ben geldigimden beri bar bar sürtmekten derse dahi girmemiştim. Gözyaşlarım arttıkça konuşmam daha da zorlaşmıştı."Abla bana doğruyu söyle o şerefsiz Eniştem hala dövmüyor demi sizi?"
"Yok ablam değişti o..." dedi ama devamını getiremedi. Tanırdım ben ablamı sırf ben üzülmeyeyim diye bana yalan söylemeye çalışıyordu ama canı o kadar yanmış ki besbelli, yalan bile konuşamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
Подростковая литератураSaudade; bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin sonsuza kadar kaybolduğunu ve bir daha asla senin olmayacağını anladığın an yaşadığın hismiş, seni kaybettikten sonra anladım.