4 Yıl Önce
Bir çok insana aşkı tarif etmelerini söylesek her bir ağızdan farklı kelimeler, her kişiden farklı isimler duyabilirdik. Her insan farklı insanlara farklı şekillerde aşık olurlardı ama bir insan gerçekten aşık olduysa ne olursa olsun ondan vazgeçmezdi.
Bilim adamlarının söylediğine göre bir insan ömrü boyunca bir kişiye aşık olabilirmiş. Her sevgiyi ve ya hoşlantıyı aşk sanan bir devirde yaşadığımız için çoğu kişi bunu inkar etse de gerçek bu.
Benim aşık olduğum oğlan şu an bahçemizde şortuyla beraber futbol oynayan Justin'den başkası değildi. Emindim, aşık olduğum kişi oydu.
Eğer ona karşı hissettiğim şey hoşlantı olsaydı bunu bilirdim ama benim ona karşı hissettiğim şeyler hoşlantının yanından bile geçmiyordu.
Abim bundan beş yıl önce onu bizim eve getirdiği zaman ondan ciddi anlamda hoşlanıyordum ama zaman geçtikçe hoşlantım sevgiye, sevgimse aşka dönüşmüştü.
Beni görmüyor, ilgilenmiyor ve en önemlisi de beni kardeşi olarak görüyordu. Bu durum o kadar canımı acıtıyordu ki size bunun hiçbir şekilde tarifini yapamazdım.
Abim olmasa benimle konuşacağını bile sanmıyordum..
Çevresinde lise birinci sınıfta olmasına rağmen bir sürü kız vardı ve ben o kızların hiçbiri kadar güzel ve iddalı değildim. Belki ömrüm boyunca onunla ben biz olamayacaktık ama onu ne olursa olsun unutmaya niyetim yoktu.
Zaten gülünce kısılan o mükemmel gözleri nasıl unutabilirdim ki?
Bazen diyordum , abim Justin'i buraya hiç getirmemiş ve ben Justin'le tanışmamış olsaydım kime aşık olurdum. Ama ne yapar ne eder yine Justin'e aşık olmayı başarırdım ben. Çünkü onda beni çeken bir şey vardı. Henüz bunun ne olduğunu bulamamıştım ama önümde bunu bulmak için uzun bir zaman olması bana yardımcı oluyordu.
Düşünüyordum, eğer gün gelir Justin beni severse ondan vazgeçmiş olur muyum diye. Ama ondan vazgeçersem bu aşk olmazdı. Eğer ona gerçekten aşıksam ondan vazgeçmemem gerekmez miydi? Sonuna kadar onun yanında olup onu sevmem gerekmez miydi?
Bunun cevabı hiç şüphesiz ki evetti. Bunun olumsuz bır yanıtı olacağını düşünmek benim Justin'den nefret etmem gibi bir şey olurdu ve kesinlikle Justin'den nefret etmem istemiyordum.
"Hey!" Diye bağırdım bahçede sabahtan beri futbol oynayan Justin, Ryan ve abime. Abim başını çevirip bana baktığında elimdeki tepsiyi işaret ettim. "Sıcak çikolatalar hazır. Gelin hadi."
Abim beni başıyla onaylarken Ryan çoktan yanıma gelip tepsideki en büyük bardağı almıştı bile. "Ne demişler sona kalan dona kalır." Deyip bana göz kırptığında ikimiz de sona Justin'in kalacağını biliyorduk. Ben bir şey hazırladığımda en önce gelip en büyük bardağı ve ya tabağı Ryan alırdı ve abim de gelip rastgele birini alırdı. Justin ben gidene kadar gelmezdi. Bunu neden yaptığını bilmiyordum ama onun yanındayken yüzüme bile bakmıyordu. Bazen nasıl göründüğümü bilmediğini düşünmeme sebep olup beni sinir edebiliyordu.
Doğru düzgün konuştuğumuz bir günümüz yoktu. Eve geldiği zaman bazen "Merhaba " diyebiliyordu ama o zamanlar da ya mecburiyetten ya da çok sevincinden dolayı oluyordu. Ama bunu söylerken bile yüzüme bakmıyordu.
Abim üzerine beyaz tişörtünü geçirip yanıma geldiğinde tepsideki bardaklardan birini aldı ve sıcak olmasını umursamadan büyük bir yudum içti. Ona göre sıcak çikolatanın yapılma amacı sıcak içmekmiş ama bana biraz soğuk içmek daha cazip geliyordu.
"Justin, hadi!" Diye bağırdı abim. Justin her zamanki gibi ayağında top sektiriyordu ve tişörtsüz vücudu gerildikçe izlemem için bana yalvarıyordu. Yalvarışlarına karşılık olarak kendimi Justin'in karın kaslarına bakarken buluyordum.
"Ben içeri gidiyorum. Biraz işlerim var." Dedim sıcak çikolatasını soğumadan içmesi için. Abimin ve ya Ryan'ın cevap vermesini beklemeden içeri girdim ve mutfağa girip oturdum.
Bir süre abimlerin gülüşlerini dinleyerek iç geçirdim, sonraysa acı dolu bir feryat koptu. Justin koşarak mutfağa daldığında beyaz tişörtünün üzerine bulaşmış kahverengi lekeden sıcak çikolatayı üzerine döktüğünü fark ettim ve telaşla yanına gittim.
Bir çırpıda tişörtünü üzerinden çıkardığında karın bölgesindeki kızarıklık gözüme çarptı. Oraya biz koymak için buzdolabının kapağını tuttuğumda elimin altındaki sıcaklığı hissettim. Aynı anda buzdolabına yönelmiş ve ellerimizin birleşmesine sebep olmuştuk. Elini hemen geri çekip yüzüme bir saniye gibi kısa bir süre baktı.
"Şey.. iyi misin?" Diye sordum. Kalbim elimin onunkine deydiği bir kac saniyede o kadar hızlanmıştı ki, sesini neredeyse duyabiliyordum.
"Evet, sanırım buza ihtiyacım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beside You.| Bieber
Fanfiction"Gülüşünü yakalayıp bir kavanoza koymak ve ömrümün sonuna kadar onu yanımda taşımak istiyorum." Texting