Multi Başak♡ Mesajlara cevap veremiyorum hesabımda bir sorun var. En kısa zamanda hallederim diye düşünüyorum. Yorumlar için teşekkürler :)
Gün ışığının hayal dünyasını karartan aydınlığı, gece olunca çekip gider ve geride sadece hayallerin, anıların, acıların ve kalp kırıklıkların kalır. Kendini oyalayabileceğin herhangi bir uğraş olmadığı için bu burukluğu ya da acıyı içinden atman, yüzünden gözünden silmen çok zordur. Sana dokunan bir el olsun istersen belki ama yoktur. Biri gözlerindeki hüznü görsün istersin oda yoktur. Sadece gece ve sen, sadece sen ve gece, birde yalnızlığın...
Onu yakandan atamayacağını düşünmene sebep olan gecenin umarsızlığı ve acımasızlığıdır. Yalnızlık hep dokunur ama gece daha çok dokunur. Geceleri daha çok hissedilir yalnızlık.
Penceremden süzülen sokak lambasının ışığı. Ne gereksiz değil mi? Yıldızları var gecenin, sokakların, yalnızların. Işığa ne gerek var? Yıldızlar neyinize yetmiyor.
Sahi yıldızlar. Dönmeye karar verdiğimden beri yıldızlara bakamıyordum. Küçüklüğümden gelen bir alışkanlık, yıldızlara bakıp hayal kurmak.
Önceden 'Türkiye'ye döndüğümde şunu yapacağım bunu yapacağım' diye kurduğum hayaller vardı. İlk yapacağım dediğim hayalim, canım ülkemin toprağını öpmek olacaktı. Öptüm oldu. Bir Ali Ağaoğlu değiliz ama bizimde 'yaptım oldu' luk deneyimlerimiz var hani. Neyse. Nerde kalmıştık? Hayaller... Ufak tefek çoğu hayalimi gerçekleştiriyordum.
Her gün annemin yanına gidip, ona anlatmam gerektiğini düşündüğüm şeyleri anlatıyordum. Evet hayallerimin ikinci sırasında da bu vardı. Kuzenlerimle iyi anlaşmak ve arkadaşlarımın beni anlayışla karşılamasını beklemek de hayallerimin arasındaydı tabi. Henüz bu hayalimi gerçekleştiremedim. Bülent bana kırgın olduğunu geldiğim günden beri belli ediyordu. Hilal Ablam hemcinsim olduğu için beni anlıyordu. Ya da bana öyle geliyordu. Bana yardımcı olmaya çalışıyordu. Her zaman bir ablam ve bir abimin olmasını istemiştim. Hilal Ablam bunları bildiği için bana ablalık yapıyordu. Onu çok seviyorum ama geçen yıllar zarfında onu da hal hatır için hiç aramadım. Sadece doğum günlerinde mesaj atıp, babaannemden öğrendiğim hastalık gibi özeldurumlarda arıyordum. O kadar yıl neden kimseyle iletişim kurmak istemediğimi ben bile bilmiyorum. Yalnızlığı hep sevmişimdir. Küçüklüğümden beri yalnız bir kızdım. Bu kadarı fazla mıydı bilmiyorum ama insanlardan uzak kalmak bana iyi geldi. Buna eminim.
Farklı düşüncelere dalmışken bu gece de bana uykuların haram olduğunu anladım. Derdi olan uyuyamıyor yahu..
Susadığımı fark edince üşene sıkılan pencerenin yanındaki masaya ilerledim. Suyu bardağa doldururken bu gece yıldızların az olduğunu fark ettim. Yalnız fark ettiğim tek şey o değildi. Pencereye biraz daha yaklaştığımda dışarıda bir karartı gördüm. Biraz daha dikkatli baktığımda bu karartının bir insan olduğunu anladım. Geniş omuzlarından erkek olduğu anlaşılan çocuğa bakmaya başladım. Sigara içiyordu. Arkası dönüktü. Gökyüzünü izler gibi bir hali vardı. Yan komşumuz olduğunu öğrendiğim, gülüşüme hakaret eden ve beni her gördüğü yerde sinir bozucu bakışlar atan, her şeye rağmen çok yakışıklı olan Ateş'in kapısında oturuyordu. Acaba tanıdığı falan mıydı yoksa öylesine oturmuş biri miydi merak ettim. Yüzümü pencereye biraz daha yaklaştırdım. Hâlâ yüzünü göremediğimde burnumu ve yanaklarımın bir kısmını cama yapıştırdım. Küçükken bunu arabanın camlarından insanlara yapardım. Amacım onları sinir etmekti ama gören gülerdi.Perdeyi kapatacağım sırada çocuk da ayağa kalktı. Meraklı yanım kim olduğunu öğrenmemi istedi. Ee merakı kırmak olmaz ama dimi?
Ne yapacağını merakla beklerken çöp kutusuna doğru ilerledi. Bittiğini düşündüğüm sigara paketini çöpe attı. Zaten bitmese niye atsın ki?
Yüzünü bana dönüp karanlıkta bile parlayan mavi gözlerini gözlerime doğru diktiğinde kal geldi, inme indi, felç oldum. Yarım saattir merak ettiğim kişi Ateş miydi yani.
Resmen donmuş bir şekilde bakışıyorduk. Daha doğrusu donan kişi bendim o gayet rahat rahat evine yürüyordu. Hâlâ ne yapacağıma karar veremediğim sırada pencereyi açmam için işaret verdi. Vücudum bir anda titremeye başladığında neden bu kadar stres yaptığımı düşünmemeye çalıştım. Şimdi sırası değildi.
"E e eff en dim" aptal kız neden kekeliyorsun alt tarafı yakalandın!
"Uyku tutmadı sanırım ha?" Ah ne güzel ses.
"Öyle oldu." Nedense konuşmak istemiyordum.
"Beni mi izliyordun?"
"Ne izlicem seni be!" birden sesli bağırdığımı fark edince bu sefer kısık sesle "Ne izlicem seni be!" diye tekrarladım sözlerimi. Sonra neden böyle bir şey yaptığımı düşünürken bu sefer de normal ses tonuyla "Ne izlicem seni be!" dedim. Biri beni öldürsün.
"Başak iyi misin ? " başımı evet anlamında salladım .
"Emin misin? Bir cümleyi 3 kez tekrarladın. Geçen gün başına yediğin topun etkisi olabilir mi?" Ah o geçen gün. Anıl'ın arkadaşlarıyla maç oynarken top kafama gelmişti. Tesadüfe bakın ki Ateş beyimiz geçerken görüyor, gördüğü yetmiyor yarıla yarıla gülüyor! Verdiği cevaba kendi kendine kahkaha atarken bende gülmeye başladım. Sen misin benim gülüşüme hakaret eden? Gör bakalım nasıl gülüyorum.
"Ahhahhah sakin kalamıyorum ahahhaah" şakayı kakaya çeviren bir adet Başak. Gerçekten bir gün bu dengesizliğim yüzünden kendimi dünyadan men edicem. Ne boş insanım ya.
"Ben bi laf sokarsın, cırlarsın diye düşündüm ama neyse. Bu halini de sevdim koçum." senin koçuna ben varya..
"Niye ben çirkef biri miyim? Değilim. Öyle davrandığım zamanlar oldu evet ama hak ettiğin içindi. Bide bana askerlik arkadaşınmışım gibi davranmayı kes." sözlerim de hafif kırgınlık bolca kızgınlık vardı. Oda anlamış olacak ki "Dalga geçtiğimin farkındasın?" farkındaydım ama bana erkek fatma gibi davranmasını istemiyorum. Bu ona özel olan bir şey değil. Kimsenin bana erkek fatma gibi davranmasını istemiyorum. Eskiden olsa isteyebilirdim ama artık...
"Neyse. Sen neden sigara içiyordun? Hemde kapıda. Hemde bu saatte?"
"Hesap mı soruyosun? İçesim geldi içtim işte. Pencereyi kapatsan iyi olur sabah namazı kılacak amcalar geçiyor ve hepsi de beni tanıyor. Seninle anılmak istemiyorum." Ayy götüm.
"Aman n'olur iste! "
"Bi düşüneyim.. 4 saat sonra kahvaltıya ne dersin? Bence insanlara güzel bir dedikodu malzemesi olur." pişkin pişkin sırıtırken dediğinin gerçeklik payını düşünmeye başladım. İlk defa birinden şaka bile olsa teklif alıyor olabilirdim!
"Sessizliğini evet olarak mı kabul ediyorum?"
"Sen ciddi misin?" dikkat kalbim durabilir .
"Kardeşimle buluşacaktık hem sizde tanışmış olursunuz. Sana arkadaş olabilir. KIZ arkadaş. " kıza vurgu yapmasının sebebi beni sürekli erkeklerle görmesinden dolayıydı. Zaten kız arkadaşım da yoktu ki benim. Hep erkeklerle kanka oldum. Mahallede kız yok ki ben n'apiyim!
"Olabilir aslında. Hem anlaşırsak yalnız kalmamış olurum. Biliyosun çoğu arkadaşım bana kırgın. "
"Zamanla düzelir merak etme. Hem Ecmel'le anlaşırsınız siz ya. Sana bakınca onu görüyorum sanki. Oda senin gibi mal. Samimiyetim o yüzden." Ne kadar mal sensin demek istesem de sustum. Çok heyecanlanmıştım.
"O zaman ben kapıda beklerim seni?" yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirip " o zaman bekle sen" dedi. Samimi olduğuna inandığım gülümsememle pencereyi kapatıp perdesini indirdim. Ne kadar sevmesem de yeni birileriyle tanışmak iyi olabilirdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında
Fiksi Remaja"Mavi nurdan bir ırmak Gölgede bir salıncak Bir de ikimiz kalsak Yıldızların altında."