Kız,
bir şey sormadan ayrılıyor.
Şair,
kızın ayrıldığını görünce
dönüyor buzdağına.
Uzun uzun bakıyor.
Ve gidiyor.Kız,
artık, buzdağını hergün ziyaret ediyor.
Ama şair yok.
Bir daha da gelmiyor.
Kız, cevabını bildiği halde
soruyor buzdağına.
"Bir daha gelmeyecek mi?"
Buzdağı suskun soru karşısında.
Kız ise hüzünlü,
mağrur.Kız,
gün geçtikçe anlıyor buzdağını.
Dev küçülüyor,
git gide yok oluyor.Kız artık her buzdağını gördüğünde
şiirler yazıyor,
okuyor.
Kız artık,
şiirden örülmüş bir halde,
gülümsüyor buzdağına.
Gördüğü ilk gün gibi
üşümüyor buzdağının karşısında.
O küçücük titreyen ruhu
şimdi
şair gibi
buzdağının karşısında.*