İnanmaktır başlangıç, ölesiye sevmek sonsuz bakış, gülüş,hissediş,titreyiştir, en derinlere dalmaktır. Hasrettir içi yakıp yıkan. Terketmek, ölüme davetiye çıkartmaktır . Peki ya aşk? Ne demektir. Yaşamakla yaşatmak arasında var mıdır ince bir çizgisi. Yoksa diller arası farklılık mı gösterir. Ya ötesinde ki sırlar. Kalpten kalbe dökülen, kendinden sakladığı, büyüttüğü, yaşattığı, dokunmaya korktuğu, dilindeki o üç harflik sözcük kalbinde nasıl da kocaman bir dünya haline geliverir
Ansızın gidişinin ardından kalp; sınırlarının dışına çıkmaya, kaybolmaya yüz tutmuş ruh gibi.
Artık kalbin atımını hızlandıran, vücudu titreten hisler bir bir tükenmekte. Bomboş kalmış sokak içinde savrulup dönen sözcükler. Yapayalnız Kaptanı olmayan gemi gibi sonsuzluğa akıp gider.Çaresizliğe kapıldın mı kör, sağır, dilsiz oluverirsin. Alev topu gibi yanarsın. Her seferinde küllerinden yeniden oluşursun. Aşka düşman kesilirsin. Terkedildğini düşünürsün Halbuki aşk, terkedilmiş şehrin ışığı, solmuş gülün suyu, kalplere cennetken neden kalbi sarmaşıklarından söküp atsınki. Sen onu canlı tuttukça çığ olur büyür. Sen söndükçe aşk diretir. Buna rağmen aşka sadakat kalmamış. Ruh, beden, kalp aşkı değersiz kılıyor...
Bundan sonrası mı???!!!
Aşk düşman olmuş cümlelere, neden bu kadar çok kelimeyle anlatılıp bir çırpıda silinebiliyor. Aşk her şeyi ifade ediyorsa neden karanlık çöküyor kalplere... Kulağı çınlatan ses nasıl bir duygu içinde harmanlıyorsa bizi, aşkta; ordan oraya götürür. Yaşatır. Yeşertir hayatıı. Karış karış gezdirir aşk diyarını. Bahçesindeki muazzam aşk suyundan yudumlatır. Sarhoş sarhoş dolanırsın. Gönüllere sevda düşürür en şiddetlisinden. Bunların üzerine perde çekmek yok saymak aşka olan ihanetin bir rengidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bir Liman
Teen Fictionhayata hangi yönüyle bakarsan bak kendi filminin artisti sensin