Buğra neler diyordu Allahım.
Emin'le, beni görüp yanlış anlamıştı sormamıştı bile.
Ben öyle birimiydim beni hiç mi tanıyamamıştı bana bunları yakıştırmıştı çok canım yanıyordu.
Önce beni bırakıp gitmişti sonrada birden ortaya çıkıp ağır sözler söyleyip terk etmişti. Daha biz olmadan, bizi bırakmıştı.
Ne kadarda özlemiştim oysa.
Ben onun sevdigiydim başkasının olamazdım.
Ne Buğra gibi bakardı bana ne de ben Buğra'yı sevdiğim kadar sevebilirdim başka bir adamı.
Ilk defa kalbimin üstünde böyle bir ağırlık vardı böyle kolay vazgeçemezdim ondan.
Yarın ilk işim gidip konuşmak olacaktı.
.
.
.
Sabah olunca Elif'i arayıp ders saatlerini ögrenip çıktım evden.
Buğra'nın fakültesine gidip sınıflarının önünde beklemeye başladım
Birkaç kere Elif için gelmiştim Allah'tan yoksa sınıflarını bulamazdım.
Dersleri bitmişti nihayet sınıftan öğrenciler çıkarken gözüm Buğra'yı arıyordu.
Buğra çıkınca cesaretimi toplayıp Buğra'nın yanına doğru yürüdüm. Beni farkettiği an şaşırsada umursamadan yürümeye devam etti.
Ardından ilerleyip;
- Buğra biraz konuşabilir miyiz ?
- işim var
Yanımıza gelen ve adını bilmediğim arkadaşı;
- Abi bana karışmak düşmez ama bir dinle kızı .
- Ömer siz gidin ben geliyorum
- Dün gördüğün şeyler tamamen...
- Yüsra artık beni ilgilendirmiyor ne yaptıgın günahı senin boynuna bırak beni daha fazla günaha sokma
Dayanamadım artık
- Niye beni dinlemiyorsun Ben öyle biri miyim söylesene?
- Yeter lan yeter O tablonun neyinin açıklamasını yapacaksın
Elif'in yanımıza geldiğini konuşana kadar fark etmemiştim.
- Kıza ne bağırıyorsun sen Buğra kendine gel herkes size bakıyor
- Sen karışma Elif ve sana gelince umrumda bile değilsin
- Madem Emin'in kim olduğunun senin için bi önemi yok tamam bende açıklamaya çalışmayayım boşuna sen beni iğrenç pislik olarak bil böyle devam et sana bir kelime bile etmem bir daha kusura bakma rahatsız ettim
- Emin Yüsra'nın...
- Elif sus bir kelime dahi etme
- Yüsra ama...
- Ben gidiyorum artık siz konuşursunuz.
Diyerek uzaklaştı Buğra.
Arkasında kocaman bir enkaz olarak beni bırakarak.
Kendimi zor tutuyordum hıçkıra hıçkıra ağlamamak için.
Gözlerim daha fazla dayanamamış bir bir göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı bile.
Ben hala Buğra'nın arkasından bakıp ağlamaya devam ederken Elif;
- Ne oldu ben hiç bişey anlamadım. Buğra'yı ilk defa böyle görüyorum. Hem Emin'le ne alakası var ki.
Anlatmak ister misin gel bir yerde oturalım ağlama ya kıyamam ben sana al iç şu suyu hadi
Kendine gelirsin azıcık.
- En iyi sen anlarsın beni zaten gidelim zaten iyice rezil oldum
.
.
.
Bizim kampüsün kafesine gidip oturduk herşeyi en başından başlayıp anlattım
Buğra'nın eskiden beni sevdiğini biliyormuş az buçuk arada dertleşiyorlarmış.
Ama hiçbir zaman isim vermemiş Buğra bey kimi sevdiğiyle alakalı O yüzden Elif'te biraz şaşırdı.
Yinede tepkisine bi anlam veremedi aynı benim gibi.
- Ortada bi yanlış anlaşılma var ve Buğra dinlememekte ısrarcı.
Peki Yüsra böyle boyun mu eğiceksin hiçbir şey yapmadan bekleyecek misin?
- Ne yapayım Elif inanmıyor işte. Dinlemiyor beni.
- Bak Elif Buğra gerçekten seni seviyor. Kızma ama sende seviyorsun bizimkini hiç başlamadan bitsin mi yani herşey yazık edersiniz sevginize.
- Doğru diyorsun ama beni neyle itham ediyor baksana Elif.
- Bak farkındayım büyük gerizekalılık yapmış. Aslında başka bir şey denir de neyse. Bak şimdi ben ne yapacağımızı buldum. Emin'in kim olduğunu kendi kendine öğrenmesini sağlıyacağız.
.
.
.
Oturup bir saat plan yapmıştık. inşallah işe yarardı.
Ben Emin'i geri Bursa'ya çağıracaktım cumartesi günü elif'le kafe de karşılaşmış gibi yapıp ve Elif'in ısrarıyla Buğra'ların masasına oturacaktık.
Tabi ben Emin'i masadakilere tanıtırken Buğra'da anlıyacaktı böylece yaptığını hatayı.
Ona çok kırılmıştım ama beni böyle bilmesini istemiyordum.
Şimdi bir de Emin'i yeni gitmişken çağırmak vardı.
Nasıl yapacaktım
Allah bilir.
.
.
.
Eve gider gitmez Emin'i aradım.
- Kuzucuğumm... dediğimde
Konuşmamdan anlamıştı birşeyler istiyeceğimi.
Emin'le aramızda sır yoktu. Herşeyi konuşurduk. Kendisinden birşey saklamamı istemezdi kardeşten çok arkadaş gibiydik.
Onun vermiş olduğu rahatlıkla Buğra'dan bahsettim.
Bizi görmüş olduğunu, yanlış anladığını, bana hatta inanmadığından bahsettim.
Yaptığımız planın da yüzeysel özetini geçtim. Sonunda onu cuma günü gelmeye ikna etmiştim.
Aslında ona kalsa bugünden gelecekti beyefendi. Müstakbel eniştesini ilk ağzını burnunu kırıp sonra tanıması lazımmış. Ablasına uygunmuymuş. Bunları test etmesi gerekmiş bla bla.😂
Susmak bilmemişti bir türlü canım kardeşim.
Cumartesiye kadar beklemek vardı şimdi de...
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karadenizli Sevdiceğim
EspiritualYüsra ; Neşeli, hayalleriyle mutlu olan kendi halinde, feraceli bir kız. Yüsra'nın sıradan hayatı istediği ünüversiteyi kazanmasıyla değişmişti. Feraceli bu hayalperest kızın, Karadeniz kadar hırçın bir genç adamın kalbine düşüşüyle başlamıştı he...