hang out

7.4K 420 267
                                    

zayn: Schneeflocke

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

zayn: Schneeflocke

"NE!?"

"Aptal mısın Finn?" Sözlerim onaydı evet ama ben kendimi Zayn' in paylaştığı son fotoğrafımdan alamıyordum.

Ayrıca 'Schneeflocke' da ne demek? Almanca mı bu?

Tekrar fotoğrafa baktım.

Sarhoştum... Gün doğuyordu. Ve beni güneşle birlikte öpmüştü.

"Öptükten sonra ne oldu? Siktir şunu tam anlatır mısın? Harika bir haber bu!"

"Sonra o kadar mutlu oldum ki karşılık vermeyi unuttum. Benden ayrıldı. Sırıttı ve gülerek gitti." Değişik sesler çıkarıp heyecanla yatağında zıplarken kendimi "En Yakın Arkadaş Sendromu" ile avutuyordum. Biz Finn ile bu tuhaf ve korkutucu duygu patlamasına böyle diyorduk. En yakın arkadaşının başına bir şey geldiğinde delirmiş gibi olmak, işte bu.

Eh, bazen ben de bu sendroma yakalanabiliyordum. Bir keresinde Finn hoşlandığı kişi ile çıkmaya başladığında mutluluktan yatakta kendimi oradan oraya atmış ve ağzımdaki sakız boğazımda kalarak sadece yirmi saniye içinde ruhumun bu dünyadan gideceğini hissetmiştim.

"Siktir, çok mutluyum Rosie! Ne yani artık çıkıyor musunuz?"

İşte bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Kederli bakışlarımı dizüstü bilgisayarımın ekranındaki Finn' in gözlerine çevirdim.

"Bilmiyorum. Ve onu görünce ne yapacağımı da bilmiyorum."

"Bence gidip konuşmalısın. Belki o da senin gibi hissediyordur."

Rosie J. Turner olmanın bir numaralı kuralı:  Ne olursa olsun her zaman karamsar ol.

Her zaman en kötüsünü istemeden de olsa düşünen bir insandım. Dün gece sarhoştuk. Finn' in düşündüğü gibi her şey pembe bir rüya da olabilir ya da alkolün verdiği etkiyle Zayn' in erkeksi istekleri sonucu beni öpmüş olması da olabilirdi. Boş, eğlencesine, öylesine verilmiş küçük bir öpücük... Bunu düşünmek gözlerimin dolmasına neden oldu.

Finn' e hislerimi anlatınca benim bir gerizekalı olduğumu bağırıp Skype' ı yüzüme kapattı. Birkaç saniye sonra ise telefonumun melodisi dikkatimi dağıttı.

Finn arıyordu.

"Ne var?"

"Hazırlan ve bara git. Kendini yiyerek hiçbir şey yapamazsın."

"Beni görmemezlikten gelirse?"

"O kaybeder. Her neyse, şimdi gitmem lazım. Aptal köpek yine koltuğun üzerine sıçtı. Bu arada yeni bölüm birazdan geliyor. Uzun yorum istiyorum."

Telefon görüşmemiz bittiğinde yaptığım ilk şey çeviriyi açıp Zayn' in yazdığı 'Schneeflocke' kelimesini çevirmek oldu.

Kelimenin anlamı ise kar tanesi demekti.

toward the sky • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin