toward the sky • malik

shook me

"Yine mi sen sürtük?"

"Mayonez?" Ah... Yine şu rüyalardan biri olmalıydı. Öfkeli unicornum bana doğru kişneyip "Neden rüyalar aleminde senin sikik rüyalarında olmak zorundayım? Tanrı bana Alexis Texas' ı önerdiğinde kabul etmeliydim." deyip boynuzunu bana saplamaya çalışmıştı.

"Mayonez, yapma!"

"Merak etme burada ölmezsin koca kafa." Elimle başıma dokundum. Kafam gayet normal büyüklüğündeydi.

"Bu rüyadan nasıl çıkabilirim?"

"Üzgünüm, siktiğim patates püresine dönüşmüş beynin bir süre burada kalmanı istiyor." Oflayıp pamuk şekeri kayasına oturdum. Aynı zamanda kayadan bir parça pamuk şeker kopararak ağzıma tıkmıştım.

"Zayn seni daha da püreleştiriyor sürtük, ondan ayrıl. Ayrıl ki, ben de senden kurtulayım."

"Hayır, bence sen beni terk et."

"İnan bu tek dileğim."

Pembe bulutların arasından değişik sesler gelmeye başladı.

"Evet bebeğim! Evet, evet! Annene gel, annene gel. Siktir Kev, annen geliyor. Geliyorum!"

"Bu ne amına koyayım?" dedi Mayonez. Mayonez tuhaf bir şekilde kocaman bir salatalığa dönüşüp kanatlandı ve uçmaya başladı.

"Mayonez?"

"Elveda sürtük! Zayn' e söyle, siksin seni. Azmışsın, göt."

"Mayonez?!"

"Rosie? Rosie? Ne mayonezinden bahsediyorsun?" Gözlerimi açtığımda karanlıkta belli belirsiz görünen Zayn' in yüzü ile karşılaşmıştım. Göğsüm hızla inip kalkarken az öncekine benzer sesleri tekrar işittim.

"Kevin! Kev, daha hızlı, daha hızlı bebeğim!" Zayn iç çekerek kendini yanıma bıraktı ve benim gibi tavanı izledi.

"Bu ses... Miriam' dan mı geliyor?"

"Sana hala aktif olduğunu söylemiştim."

Yukarıdan kırılma sesleri geldi.

"Her neyse, uyuyacağım." Zayn' e sırtımı dönerek tekrar uyku pozisyonuna geçmiştim fakat iki dakika sonra "Rosie?" demesi ile tekrar gözlerimi açmıştım.

"Ne oldu?"

"O... uyandı."

"Nasıl?"

"Uyandı işte."

"Zayn, uyumadan önce onu güzelce uyutmuştuk?"

"Ama uyandı. Aklıma senin haykırışların gelmiş olabilir."

"Uykum var."

"Beş dakika?"

"Kapı kilitli mi?"

"Evet."

"Tamam."

"Tamam."

***