psikolog ve fikirleri

11 1 0
                                    

 Kapıdan içeri girdiğimde her zamanki çilekli oda parfümü kokusu her yeri kuşatmıştı.Sekreter kız soğuk gülümsemesiyle;

'Muzaffer Bey içeride sizi bekliyor Doğa Hanım'

dedi kısık sayılabilecek sesten biraz daha yüksek bir tonda. Kapıyı tıklatarak 'gel' sesini duyunca derin bir nefes alıp içeri girdim.

Muzaffer Bey yine kendince mantıklı benim için saçma bir düşünceden olan fikirlerini söylemeye devam ediyordu.

'Bakın Doğa Hanım yaşadığınız çok büyük bir tranva haklısınız. Fakat böyle bir yere varamazsınız. Ne kadar mutlu görünmeye çalışsanızda içinizdeki kırgınlıkları hissedebiliyorum. Acilen yaşadığınız bu olayla yüzleşmeniz lazım. Sizin hayatınız da var hatta belkide tekrar birine güvenmeyi denemelisiniz. En azından kendiniz için.'

Kuracağım cümleleri fazla düşünmeden havaya savurmaya başladım.

'Ben küçücük kızımı ve eşimi kaybettim. Siz bana yüzleşmelisiniz diyorsunuz. Ben zaten her sabah gözlerimi açtığımda tekrardan yüzleşiyorum bu olayla tekrar tekrar üzülüyorum. Ayrıca iyi görünmekten başka bir çarem yok. Ben 2,5 yıldır yaşayan bir ölü gibiyim ama bunu aileme belli etmemem lazım bari onlar iyi olsun.'

Muzaffer Bey uzun olabilecek sakallarını avuşturmaya başlayarak;

'Siz böyle devam ederseniz tedaviden de bir sonuç alamayız. Bir süre tatil yapmayı deneyin en azından anılardan uzak bir yerde. İsterseniz yakın bir dostunuzla isterseniz yalnız başınıza ama sakın hatırlatcak bir şey düşünmeyin ve yapmayın emin olun biraz olsun iyi hissetmeye başlayacaksınız.'

Bu fikirler ilk başta saçma gelmiş olsada yavaş yavaş aklıma yatmaya başlamıştı. Gazeteciydim ve 2,5 yıldır işimede odaklanamadığım için düzgün bir haber çıkaramamıştım. Patronum ne kadar belli etmemeye çalışsada bu durumdan rahatsız olduğu apaçık belliydi. Uzaklara bir yere gitmenin işim açısından da iyi olabileceğini düşündüm. Muzaffer Bey'e teşekkür ederek odadan çıktım.

Dışarıda hava biraz serinlemişti. Tüylerimin diken diken olduğunu farkettim. Hastaneye gitmem gerektiği aklıma gelince, hızlı adımlarla durağa doğru ilerledim. Durakta duran küçük kız dikkatimi çekti. Kızın yüzüne rahatca bakabilmek için dizlerimin üstüne oturdum.

'Benimde kızım şimdi senin gibi olacaktı senin kadar güzel ve tatlı. Aaa bak benim çantamda çok güzel bir çikolata var ister misin?'

Küçük kız incecik ve ürkek sesiyle;

'Evet' dedi.

Tam elini uzattığı sırada arkadan annesi olarak düşündüğüm kadın çocuğu kucağına alarak;

'Ben sana yabancılarla konuşma demedim mi prensesim?' dedi.

Bir yandanda bana yüzünü buruşturup bir bakış attı. Dizlerimin üstünden kalkarak gelen otobüse bindim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜNEŞ DOĞARKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin