...
Arkamdan birisinin geldiğini hissediyordum. Sonra tahmin ettiğim gibi, gelenin Seungri olduğunu fark ettim. Yatağın ucundaki pufa oturdum.
Seungri içeri girince, kitaplığımda duran anahtarı aldı ve odanın kapısını kitledi.
Yanıma geldi, kafasını kafama dayadı ve zor duyulacak şekilde fısıldadı; "Hyung; sence de sen ve ben tek bir kişi olsaydık, mükemmel birisi olmaz mıydı?"
"B..Ben.. B-Bilmem??"
Uzun süren sessizlikten sonra Seungri'yi kollarımın arasında hissettim. Daha sonra odanın kilidini açıp aşağı indiğinde içimi ısıtan sarılmasının yerini soğuk esinti almıştı.
"Aaa! Camım açık kalmış. "
***
Of! Annem yine mi odamın perdelerini açmış. Ne gerek var yani? Hıh.. Perdeleri hemencecik örttüm ve dizüstü bilgisayarımı çıkardım. Oha! O kadar uzun zamandır e-postaları kontrol etmiyormuşum ki, 3582 tane postam var! 267 tanesi reklamdan, %67'si ise tekrarlı postalardan oluşuyor. Ne gerek var yani aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya?
"Günaydın bae'm (sevgilim)"
"Oppa nasılsın ❤"
"Seni o kadar çok seviyorum ki, bazen ağlıyorum 😭"
"Oppa, belki şuan bu mesajı okuman şans eseri olur. İhtimal %0,002 😢.. Saranghaeyeo~❤"
Bunun gibi bir sürü posta.. Vay canına.
Bunları okuduktan sonra kendini idol gibi hissetmemek elde değil. 😶
Birkaç dakika boyunca sıkıntıdan ve yorgunluktan yatağımda gömülü kaldıktan sonra başımı kaldırdım ve korkularımla yüzleşmek için üstüme hemen bir şeyler giyinip saçlarıma şekil verdim(bkz:medya) ve arkamdan gelen "nereye?!" seslerine aldırmadan evi terk ettim.
İşte geldim.. Her gün yeniden doğduğum yerde bir gün öldüğüm 'park'
Etraftaki her şey normaldi. Heh, ne bekliyordum ki zaten(!) diye düşünürken, uzaktan onlara çok benzeyen 5li bir çete geliyordu! Ah Tanrım!! Lütfen aynı şey olmasın..
5li bu sefer benim bulunduğum bölgeye değil, diğer bir grup insanın yanına gidiyordu ve ben aynı olaylara şahit olamazdım! Hem buraya korkularım ile yüzleşmeye geldim değil mi? Ama ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu..
"DURUN!!! BU DEFA İZİN VERMEYECEĞİM!! DAESUNG'U DA BENDEN SİZ ALDINIZ! BU SEFER SİZİ ONUN YANINA GÖNDERECEĞİM."
Dediğim gibi.. 'Ne yaptığım hakkında "HİÇBİR" fikrim yoktu..' 5 adam beni bir güzel dövdükten sonra yerde yatan yorgun bedenime seslendi:
"Bizim temizlikçi Daesung mu?" hepsi birden kahkaha atmaya başladı ve hedeflerindeki öbür grupta bulunan insancığı alıp götürdüler.. Aynı o günkü sahne canlandı gözümde.. Arkadaşları canı yerinden sökülene kadar savaşıyor, ama her bir darbede yere düşüyor, tekrar kalktığında daha kötüsü ile karşılaşıyordu.. 5li ile zorla yol alan kişi ise yardım çığlıkları ile herkesin yüreğine alev atıyordu..
Bu sahneye daha fazla katlanamazdım ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Üstelik... En acısı da, kaçırılan kişinin bir bayan olmasıydı..
Göz kapaklarım artık 'bırak beni kapanayım, çok yoruldum' diyordu.. Ben de salmaktan başka bir şey yapamadım.
"Jiyong!! İyi misin? Jiyong bana bak! Gözünü aç! Hyung, hadi ama bunu bize yapamazsın.. Ah tanrım! Ne olmuş ona böyle?!"
[_1.Part Sonu_]
Eveeet~ farkındayım aylardır yb yok ama takan da yok :P
Madem takan yok bende 4.bölümü 2'ye böleyim dedim.. Birkaç gün içerisinde belki de bu gün yb gelir ama neyse değil mi? :d
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ 5 Second ~ _Nyongtory_ ~Donna Go~
Fanfiction"Gitmek Zorunda mısın Hyung?" "Kalmam için bir sebep var mı?" "En azından..." "..." "En azından 5 saniyecik kal.." "Ne oldu? Neden?!" "..." "??" "Özür dilerim Hyung.." "Ne için??" "BUNUN İÇİN" .... '''''''...