Giriş

29 6 28
                                    

Hikayeyi telefondan yazıp düzeltemeden yayınladım o yüzden yazım hatalarım varsa affola.
Yeni bölüm ne zaman gelir bilmiyorum çünkü çabuk yazamıyorum.
Ve bu hikayeyi benim en bir canıma, karamelime ithaf ediyorum. (tika135)

Hayatta hiç ummadığı şeyler olurken o sadece olanlara seyirci kalabiliyordu. Sesi çıksa kimse duyamayacaktı. Hiç kimse onu anlamayacak, hiç kimse ona elini uzatmayacaktı. Şu hayatta hep tek başına kalmıştı ve şimdide tek başına kalmıştı. Bu ıssız, köpeklerin bile dolaşmadığı yerde tek başına kalmış öylece bekliyordu. Neyi beklediğini oda bilmiyordu. Belkide bir aşk, ona elini uzatıp onu karanlığın çıkaracak bir aşk bekliyordu. Ona huzuru, saf sevgiyi ve hayatında hiç tatmadığı mutluluğu verecek birini bekliyordu. Ve hayatındaki karanlığını aydınlığa çevirecek birini bekliyordu. Asla gözü çok yükseklerde değildi. O sadece mutlu olmak istiyordu. Artık gerçekten ama gerçekten yaşadığı hayattan zevk almak istiyordu. Hayata karşı verdiği bu amansızca savaşı kazanmak istiyordu. Yenilmemek, hayatta kalmak için şans istiyordu. Ve o şansın kimden geleceğini bilerek, ondan istiyordu o şansı. Hayatta ne kadar zorluk yaşarsa yaşasın Allah'a olan inancını kaybetmemiş ve şimdide o şansı ondan istiyordu. Kurumuş dudaklarından çıkan kelimelerle yalvarıyordu Allah'a onu karanlığından çıkartması ve aydınlığa kavuşturması için.

~~~

Yuvasız başlamıştı hayata. Gözlerini açar açmaz kendisini bir cami avlusunda bulmuştu. Ağlamalarını kimse duymuyordu. Yada insanoğlu o kadar kördü artık her şeye karşı. Görmüyorlardı onu. Orada yatan çaresiz bedeni, gülücükler dökülmesi gereken dudaklarından çıkan hıçkırıkları duymuyordular. Sadece ağlıyordu. Doğar doğmaz sokağa atılmış, istenmemişti. Allah'ın onlara bahşettiği bu masum meleği istememişlerdi. Ve bu meleğin o soğukta hıçkırıklara boğulmasını gözleriyle birlikte vicdanları da körelmiş insan oğulları görmüyordu.

Kalpleri kararmış insanların yanında bir de halen daha vicdanını koruyan bir insan vardı. O hıçkırıkları duydu. Gördü o masum yavruyu ve şu dünyada çocuk sevgisini tatmasına yardımcı olacak o bebeği aldı yattığı yerden. Kucağında sıkıca sarmalarken bebeğin hıçkırıkları yavaş yavaş kesilmeye başlamıştı. O aslında sadece bir sevgi istiyordu başka hiçbir şey istemiyordu insanoğlundan. Ve o adam, kalbi halen daha iyiliğe atan adam o sevgiyi vermişti ona.

Şimdi mezarının başında elinde diploması ve göğsündeki gururla dururken. İçinden binlerce kez teşekkür ediyordu babasına. Onu büyütüp iyi bir insan olmasını sağladığı için, gerçekten onun istediği hayırlı bir birey olmasını sağladığı için ona teşekkür ediyordu. Ve söz veriyordu ona, asla gözlerini yummayacaktı. Kalbini bu hayatın kirliliğiyle kirletmeyecek ve babasına layık bir evlat olacaktı. Tıpkı onun gibi başarılı bir doktor olacak ve insanların hayatını kurtaracaktı. Ve bu sırada da hiç bir zaman insanlığını kaybetmeyecekti. Söz veriyordu ona.

~~~

Hava yine o bulutlu haline geri dönerken onunda içi kararıyordu. Asla sevmezdi böyle havaları. Çünkü bilirdiki böyle havalarda insanlar acı çekiyordu. Ve seslerini hiç kimse duymuyor, o perişan hallerini kimse görmüyordu. Hayatlar soluyor ve onlar tepkisiz kalıyorlardı. İşte bu yüzden hep güneşli günleri severdi o.

~~~

Açıyordu güneş, karanlığı aydınlığına çevirecek insan ona doğru geliyor ve sanki onun üstündeki kara bulutlar bir bir kayboluyordu. Sanki hava ısınmaya başlamış ve bu sırada da kalbinin ritimleri hafiften artmaya başlamıştı. Sanki aradığı huzuru bulmuştu. Artık o karanlık günler geri gelmeyecek hayatı hep aydınlık olarak yaşayacaktı. Bu hayatla savaşmak için tek başına değildi artık. Ama bunu anlaması için belirli bir zamanın geçmesini beklemeliydi ve kızın bundan hiç haberi yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbimin IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin