3. Bölüm 'Fırtınama Kuyruk'

8 0 0
                                    


Sıcak suya alışan bedenime, soğuk sular mı dökmüşlerdi? Kalbimde miydi bu fırtına? Karnımda mı uçuşuyordu bu kelebekler, yoksa damarlarıma kadar işlemişler miydi? Kalbimin hızı normal miydi? Küçücük kağıdın, kesiği miydi ruhumu acıtan? Mutlu muydum, bir öfkeye yenik mi düşüyordu bedenim? Buzlarım mı eriyordu yavaş yavaş? Yoksa kabuk bağlayan yaralarım mıydı zarar gören? Gözlerimde çakan şimşekler neden, mutlu olmam gerekirken...

Uzun süredir görüşmemiştik, hayatımın dönüm noktasını yaşamama yardım eden kişi gelmişti sonunda. Şaşkın gözlerle bakmaya başladım o özlediğim yüze, arkadan Bade'nin sesini duyunca kendime geldim anca. '' Sürpriiizz! ''

Sürprizini sevdiğim, Berk'i de getirmişti yanında. Küçüklük aşkım, şimdiki ağabeyimi getirmişti bana. Dayanamayarak sardım kollarımı ona. Bu sırada '' Hoşgeldin, hoşgeldin, hoşgeldin... '' diyerek sıralamaya başlamıştım aynı kelimeyi. Gülümseyerek itti ve '' Yeter Beste! Buradayım işte bende geldim yanınıza. '' dedi. Mutluydum. Gerçekten. Uzun süredir ilk kez, ruhum mutluluğu tatmıştı. Özlemiştim. Hatta Bade'den bile çok, Berk'i özlemiştim ben...

***

KAMP GÜNÜ

Berk de geldikten sonra, gece ikiye kadar oturup sohbet etmiştik. Erkekleri salona atıp, iki kişilik yatağa üç kız sığmaya çalışmış ama dedikodular yüzünden bir türlü uyuyamamıştık.

Sabahın erken saatlerinde, herkes hazırlanmaya başlamışken aşağıdan Berk ''Benim minik kelebeğim, hazırlandın mı sen?'' diye bağırıyordu. Kızlar olarak hazırlanıp aşağıya inerken, Bade çoktan sitem etmeye başlamıştı bile.

''Hayır yani 9 yıldır aynı olayı yaşıyoruz! Haksızlık değil mi ama Büşra? Öz kardeşi benim ama benden daha çok Beste'yi seviyor! Bana bile minik kelebeğim demedi hiç!'' Büşra mırıltılı sesleri eşliğinde Can'ın koluna girdi.

Berk, bir bana bir de Bade'ye bakarak, '' Gelin bakalım benim minik kelebeklerim!'' diyerek gülüp, bizi kolunun altına altına aldı ve arabaya yürümeye başladık.

Arkadan Aras yüksek bir sesle ''Afedersiniz, bu güzel tabloyu bölmek istemem ama kızlar kişi başı iki valiz getirmiş! Hemde 2 günlük bir kamp için! Gün başına bir valiz mi düşüyor? Sizi cidden anlayamıyorum.'' diyerek sırt çantasını takıp, arabaya yürümeye başlamıştı ki ''Bu arada bir de şey var, 6 valizi tek başıma getiremezdim, ben de oraya koydum. Artık siz alır alır getirirsiniz.'' diyerek bizim valizleri unutmamızı, sitem edercesine dile getirmişti. Ufak bir göz devirmeyle, Büşra Can'a, Bade ise Berk'e bakıyordu.

Onların bakışmalarının uzun süreceğini bilerek, kendi valizlerimi alıp arabanın yanına geçtim. Aras bagajda bir şeylerle ilgilenirken ben de valizlerimi bagaja koymaya çalışıyordum. Büşra sığmayan kıyafetlerini benim valizime koymuştu ve düzleştirici de neydi! Lütfen ama... Sahile gidiyorduk ve Büşra'nın saçını düzleştirebileceği hiçbir yer yoktu ki! Fişi kuma sürtüp de çalıştıramazdı ya!

Benim uzun çabalarımı büyük bir zevkle izleyen Aras, elimde ki valizleri alıp bagaja koydu. ''Söylemen yeterdi biliyorsun değil mi, minik kelebeğim?'' diyerek bakmaya başlamıştı bana. ''Hıhı ondan işte, her neyse.'' diyerek arka kapıyı açıp arabaya bindim. Aras da yanıma oturunca, 'Sen araba sürmeyecek miydin?' der gibi baktım. Aras kaşlarını kaldırıp ''Ne?'' deyince, ben de kaşlarımı kaldırdım. ''Beste ne kaş göz yapıyorsun? Bir de garip garip bakışlar atıyorsun. Ne demeye çalışıyorsun anlamıyorum ki!'' diye söylenirken Büşra ön koltuğa oturdu, Berk ise yanıma. Bade'yi araba tuttuğu için onu hep cam kenarına oturturduk.

Bade ve Büşra'ya bakıp, ''Kızlar bakın şimdi, size bir şey anlatmaya çalışacağım. Aras'a yaptım ama anlamadı. Siz tercüme eder misiniz bay psikopata?'' diyerek, 'Sen araba sürmeyecek miydin?' diye kızlara bakmaya başladım. O sırada Berk, ''Arabayı Can sürüyor ya minik kelebeğim.'' diyerek yanağımı sıkıp gülümsedi. Biz üç kızda gülmeye başlayınca Aras ve Can Berk' bakmaya başladı. Berk tek kaşını kaldırınca, Can ''Kardeşim sen kızcayı nereden öğrendin? Ben 6 aydır Büşra'yla çıkıyorum...'' derken Büşra onu ''7 canım. 7 aydır çıkıyoruz biz!'' diye düzeltti. Can ise yarım kalan sözlerine devam ederek, ''Pardon kardeşim 7 aydır çıkıyormuşuz. Ama bu daha kötü! 7 ayda öğrenemedim ben kaş göz işaretlerini!'' dedi ve kafası karışmış bir şekilde önüne döndü.

İçimdeki SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin