"Beni sevdiğini düşünmüştüm ama o Melisayı tercih etti."
"Yalnız kalmak istiyorum Yağmur, lütfen yanlız kalmak bana daha iyi gelicek"
"Asla seni bu halinle yanlız bırakamam"
"Hadi ama yağmur ben bebek falan değilim kendi başımın çaresine bakabilirim anlıyormusun?"
Kapıyı açıp elimle dışarı çık dercesine yolu görterdim. Bana sinirlendiği için çantasını yerden alıp evden dışarı çıktı kapıyı ayağımla kapattım mutfağa giderken Emir aklıma geldi. 2-3 saat öncesinde ondan nefret ederken şimdi ona karşı birşeyler hissediyordum yani aşık falan olmuyordum ama içimdeki nefret duygusu ortadan kakmıştı. Odama gidip montumun cebinden Emir'in bana verdiği adresi okudum bizim eve pek yakın sayılmazdı yaklaşık 15-20 dakikalık bir yol olması gerekiyordu.Neyse ney nede olsa gitmicem niye düşünüyorum ki. Mutfakta Yemek için birşeyler aramaya başladım ama yemem için doğru düzgün hiç birşeyn yok markete gidip yiyecek bir şeyler almam gerekir. Marketin kapısında içeri girdiğimde kasalarda Doruk'la Melisa'yı görmemle marketin içinde hızlıca yürümeye başladım. Tabiki beni gördüğü için peşimden geldi kolumu tutup beni durdurdu. Gözlerimin içine bakıp "Herşeyi açıklay...." "Kapa çeneni Doruk neyi açıklamayı bekliyorsun ayrıca bak Melisa seni bekliyor onu yanlız bırakma !!!" Arkama bakmadan yürüyordum ki "Dur seni seviyorum" . Sesi okadar üzgün çıkmıştıki gerçekten beni sevdiğini düşündüm ama yani beni sevseydi , benle birlilteyken başka bir kızla birlikte olmazdı !.
Biz Doruk'la tartışırken Melisa duvara yanslanmış bizi isliyordu. Ne kadar sinirli olduğunu gözlerinden anlayabiliyorum. Doruğun yanın gittikten sonra Doruğa attığı tokatın sesi içeceklerin olduğu yere kadar geldi. Ama bunu hak etti. Kafam o kadar karıştı ki ne almam gerektiğini unuttum o an canım ne istediyse aldım ve marketten çıktım. Eve gittiğimde televizyonda şansıma komedi filmi vardı. Belki moralimi düzeltebilirdi. Hemen mutfağa gidip aldığım abur cuburları tabaklara koydum. Televizyonun karşısına geçip filmi izlemeye koyuldum. Ama tek başıma hiç zevki çıkmıyordu. Hemen aklıma Yağmur geldi. Telefonu elime alıp numarasını tuşladım. Açar açmaz ona kendimi affettirmek için elimden geldiğince yalakalık yaptım ve sonunda beni affetti. Her zaman yalakalık yaparım :) 10-15 dakikaya zil çaldı .Tabi ki de Yağmurcuğum gelmişti.Kapıyı açar açmaz kolundan tutup içeri çektim daha ayakkabılarını bile çıkaramamıştı kızacağız. Gerçekten mutlu olmuştum çünkü Yağmur bana her zaman iyi geliyordu. Onu herkesten çok seviyordum. Sevilmeyi kesinlikle ama kesinlikle hakediyordu.
Hemen televizyonun karşısındaki koltuğa oturup filmi izlemeye başladık. Abur cuburları unutmuştum! Mutfaktan yiyeceklerimizi alıp sehpaya dizdim. O kadar çok abur cubur almıştım ki bütün sehpayı kaplamışlardı
."Yağmur Hanım, hangisinden başlamak istersiniz ?" diye sordum.
Yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu.
"Ben çikolatadan alıyım lütfen" dedi. Birden bire gülmeye başladık. Sebepsiz yere gülüyorduk. Bir an olanların hepsini unutmuştum sanki. Yağmur tam çikolatalı gofretten bir ısırık alacaktı ki telefonunun zil sesi onu durdurdu. Arayan annesiydi. Telefona cevap verdi. Annesine "Nee ? hemen geliyorum anne sen merak etme beni bekleyin 5 dakikaya yanınızda olurum" dedi. Bunları derken ayağa kalkıp çantasını koluna almıştı. Koşarak dış kapıya yöneldi. Çok endişeli gözüküyordu.
"Yağmur ne oluyor ?" diye sordum. Telefonu kapattıktan sonra
"Şuan anlatacak vaktim yok. Hemen gitmeliyim. Sana sonra her şeyi anlat..."derken. Kapıyı kapattı o kadar acelesi vardık ki. Sözü bile yarım kalmıştı.
Vee evde yalnızdım. Ne olduğunu çok merak etmiştim aynı zamanda da korkmuştum. Çok değişik şeyler dönüyordu .Her şey üst üste geliyordu. Ama neden hepsi benim başıma geliyordu ki .Benim suçum neydi? Neden ben?
Sonrasında kapı zili çaldı. Şaşırmıştım bu saate kim olabilirdi? Korkarak kapı deliğinden baktım. Gözlerime inanamadım. Bu saatte neden bu halde ? Kapıdaki EMİR'di. Üstelik dövülmüş bir haldeydi. Berbat gözüküyordu. Fena dövülmüştü. Kapıyı açar açmaz kapının önüne yığıldı. Bu haldeyken neden ilk bana gelmişti ? Neden bu haldeydi ?