Güneş ışığı gözlerimin yavaş yavaş açılmasına sebep olmuştu. Çift kişilik yatağımdan pencereye bakıldığında hava bu gün oldukça güzel olacağa benziyordu. Güzel bir bisiklet turu için gerçekten çok güzel bir gündü. Ama dün geceki olaydan sonra bunların hiç birisini gerçekleştiremeyecek olmam ayrı bir konuydu. Birden aklıma Emir'in aşağıdaki kanepede uyuduğu geldi. Burada olduğu tamamen aklımdan uçmuştu. Hemen yataktan doğruldum. Tam kalkacaktım ki bir el ince bileğimden tutarak buna engel oldu. Başımı çevirmemle Emiri görmem bir oldu...
Mutfakta kahvaltıyı hazırlayan Emir eve alişmadan one gitmesi gerektiğini soylemeliydim fakat o yüzüne baktikça o morlukları gördükçe bi garip oluyordum...
"Emir ne zaman gidiceksin?"
"Gitmeyi düşünmüyorum güzelim"
"Pekii...Fakat burda kalamazsın."
"Sebep?"
"Çünkü senden korkuyorum tamam bazi şeyler için teşekkür ederim fakat bu sana olan nefretimi ve kızgınlığımı değiştirmez yani gitmelisin."
"Tamam"
Emir'in hazırladığı kahvaltidan pek bir ümidim yoktu fakat beklediğimden de güzeldi. Emirin telefonunun çalmasıyla ikimizde baktık. Telefonu açtığı anda yüz ifadesindeki değişiklik anlaşılıyordu.. Telefonun kapanmasıyla hicbirşey söylemeden evden çıktı. Acaba dün arayan çocuk muydu yada ailesiyle ilgili bir sorun mu vardi...
Arayan Yağmurdu dün için özü diledi ve onlara gelmem için yalvardi. Yağmurlarin ev bizim eve pek yakın sayılmazdı otobüse binmem gerekiyordu. Odama çıkıp siyah pantolonumu ve kırmızı kareli gömleğimi giyip saçlarımı da dağınık bir topuz yapip evden çıktım. Otobüs durağına doğru ilerledim durakta iki tane sırık gibi herif duruyordu oldukça uzak durmaya çalıştım. Otobüsün gelmesiyle en arka koltuğa yerleşmem bir oldu kulaklığımı takip müzik dinlemeye başladim hayallere dalmis bir sekilde kafamı cama yaslamıştım yanıma birinin oturdugunu koluma çarpmasıyla hissettim kim oldugu umrumda degildi fakat çocuğun gözleri üzerimdeydi hissedebiliyordum başımı hafifçe çocuğa doğru çevirdim bana baktığını gördüğüm an direk önüme döndüm. İnmem gereken durak yaklaşmıştı fakat çocuk yüzünden kalkamıyordum ne dicektim şimdi..
"İnmem gerekiyorda geçebilir miyim?"
"Evet"
Bu kadar kibar davranmişken, bu kadar soğuk karşılık vermesi sinir bozucuydu. Otobüsden indim ve Yağmurun evine dogru yürüdüm...
Zile bastığımda Yağmurun annesi Zeliha teyze kapıyı açtı Yağmur odasinda dedi ve içeri girdi ardından bende içeri girdim. Odanın kapısını açar açmaz koşarak sarıldı neler olduğunu anlamadan beni yatagına doğru çekiştirdi...
"Sanaldan bir çocukla konuşuyorum ve bizim buralarda oturuyormuş, çok yakışıklı ve çok tatlı" Yağmur heyecanla çocuğun fotografını gösterdi tanidik geliyordu bir yerde görmüştüm bu oydu...