Öldüğünü görmek istemiyorum.
Gözümün önünde solduğunu...
Sensiz yarınlara küsüyorum.
Dünleri daha çok seviyorum,yarınlardan
Sabahın aydınlığını görmek
Gecenin karanlığını hissetmek,haksızlık gibi geliyor.
Şimdi ışık yakmak zorunda kalıyorum.
Eskiden senin ışığın yeterdi bana...
Güneş bile az geliyor
Doyamıyorum...
Hep aynı şeyleri yiyorum.
En son yediğimiz yemek...
Hiç aynı tat gelmiyor,yine de yiyorum işte.
Senin en sevdiğin fincanı kırdım geçenlerde
Gülmeyi unuttum.
Saatlerce ağlamayı tattım ikinci kez,ölümünden sonra
Güzel değil tadı...
Üzülme sakın hemen
Topladım parçalarını yerden,yapıştırdım kırıkları.
Aynı bana benzedi
Kırıldığı belli oluyor işte.
Özlemişim seninle kahve içmeyi
Hatır kokmayı...
Gelirim belki yanına bir kırık fincan,bir de kırık kalp ile.
İçeriz yine...
Seni suçlamıyorum,üzülme sakın!
Sen gitmedin yanımdan.
Bozuk saat gösterir ya günde iki kez doğruyu
Saat düzeldi, geldi çattı ölümün.
Bakamadım son kez yüzüne
Gelemedim seninle,kırılma bana
İzin vermediler.
Gelemedim...
Yarım kalan kitabın var ya hani
Ben tamamladım onu
Hatta ezberledim tüm kitabı noktasına kadar.
Gelirim belki yanına, anlatırım
Sonu kötü bitti kitabın,ağlarsın sen kesin
Olsun yaslanırsın omuzlarıma, ben birkaç teselli ile gelirim yanına
Merak etme...
Bekliyorum saatin düzelmesini
Benim saatim bozuk daha
Gelince zaman,çatınca ölüm
Geleceğim yanına, bütün kırıklarla...