Vücuduma yayılan ısı gerildiğimin belirtisiydi. Güvende hissetmiyordum kendimi. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu âdeta. Bu adam bana hiç güven vermemişti. Şimdi yetmezmiş gibi tekrar karşıma çıkmıştı. Ya beni kaçırırsa diye düşünmekten alı koyamadım kendimi.
"Saatin farkında değildim otobüs vardır diye düşündüm ama saate bakınca..."
"Tamam bu kadarı yeterli."
Nasıl ? Bu adam bana hesap mı sormuştu. Ve ben... cevap vermiştim. Ben hesap vermiştim karşımda ki yabancıya.
"Siz resmen bana hesap sordunuz. Size ne benim ne yapıp yapmadığımdan. Sizin taksinize binmek zorunda mıydım ?"
Sadece dikiz aynasından gözlerimin içine bakmıştı. Hemde çok sert. Korkuyordum.
Kısık sesle konuşarak ev adresime yakın bir yerin adresini verdim. Aptallık edip bu ruh hastasına evimin adresini vermeyecektim tabikide.
Aradan biraz zaman geçmişti ne taksiciden çıt çıkıyordu ne de benden. Fazlasıyla yorgun hissediyordum kendimi. Adresi verdiğim yere doğru yaklaştığımızı farkederek ceketimi giyinmeye başladım. Ben giyinene kadar taksi de durmuştu zaten. Parayı uzattım.
"Buyrun."
"İn."
Bu. Bu nasıl bi konuşma tarzıydı. Ben adama para uzatıyorum o bana in diye emir veriyordu. Gerçekten artık bu adamın normal olmadığını düşünecektim. Hangi taksici para almaz ki.
"Siz her müşterinize bu tarzda mı konuşuyorsunuz. Sizi şikayet edeceğim. Gece gece uğraştığım şeye bak ya."
"İn dedim."
Bir hışımla taksiden indim. Öyle çok sinirlendim ki indiğim anda tekerleğini tekmeledim. Hemen plakasını aldım ve koşarak evin yolunu tuttum.
Eve sessizce girdim ve odama doğru ilerledim. Hemen telefonumu alıp taksi durağını aradım.
"Merhaba yarım saat önce bi adrese taksi göndermenizi istemiştim. Sağolun en magandasını gönderdiğiniz için. Herifin bi beni dövmediği kalmıştı. Bu adam her müşterisiyle böyle konuşursa işiniz çok zor şimdi size plakasını vereceğim."
Plakasını verdikten sonra adam kendi içinde homurdandı veya yanındakine bir şey dedi sanırım.
" Hanımefendi bu plaka bize ait değil. Biz size taksi gönderdik lakin verdiğiniz adreste kimse yokmuş."
"Nasıl ya bir taksi geldi işte. Bildiğiniz taksiydi yani lütfen diğer taksi duraklarına da sorar mısınız?"
"Sormamıza gerek yok bu bölgeye ait bi taksi değil plakadan anladığımız kadarıyla. Size tacizde mi bulundu yoksa hemen polise şikayet edebilirsiniz."
"Hayır taciz değil de emir kipiyle konuştu benimle ve bende sadece sizi uyarmak istedim. Şuan yaşadığım olayla şok olmuş durumdayım"
Telefonu kapattım ve şaşkın gözlerle karşımdaki aynayla bakışmaya başladım. Az önce ne olmuştu. İçim içimi yiyordu. Zaten gözüm tutmamıştı. Ya bana bişey yapsaydı. Ah kendimi bir çıkmaza girmiş gibi hissediyordum.
Adamın suratına da dikkatle bakmadım ki yüz hatlarını hatırlıyım. Sadece masmavi gözleriyle kahverengi gözlerimin buluştuğunu hatırlıyorum.
***
Okula geç kalıyordum yine. Neden hiç dakik birisi değilim ki ben ya. İlerde işe başladığımda ne yapacaktım çok merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peşimdeki Gölge #Wattys2017
Literatura FemininaHayatımda her şey yolunda giderken ansızın geçirdiğim trafik kazası hayatımı mahvetmeye yetmişti. Bana çarpan kişi kadın mı erkek mi henüz bir bilgim yoktu. Tek bildiğim şey bu kazadan sonra anne ve babamın aralarının buz gibi olmasıydı.