Bölüm 2

21 1 2
                                    


- Pınar yeter ama!! Dedim bıkkın bir şekilde. Çünkü saçmalamayi kesmeliydi. Ama o bana gıcıklik yapmayı hobi edinmiş olmalıydıki konuşmaya devam etti:

- Uzay.. ismi güzelmiş. Dedi ve yine sesli sesli güldü. Kafedekiler film gibi bizi izliyorlardi. "Bunlar deli mi?" Diyorlardir herhalde. Pınar artık sıkılmış olmalı ki sustu ve:

- O zaman ben kaçayim. Dedi. Hesabi istedik. Ve bir daha vedalaştik. Bende artık eve gitmeliydim. Bu kadar şeyden sonra hayla dışarda olmam saçmaydi. Zaten genelde Pinar için dışarı çıkardım. Onla da en fazla 2saat görüşebiliyorduk. Çünkü onu evde "kocası" bekliyor...

-----------------------------------------------------------

              Eve geldiğimde gördüğüm dağınıklığı nasil toplanacagimi düşünmeye basladim. Sanki çok yaptığım bir şeydi evi toplamak(!) Açtım. Hemde kafeden yeni dönmüş olsam bile karnim açtı. Buzdolabının üzerinde ki Pizzacı nin magnetini elime alarak orayı aradim ve 2 büyük boy pizza sipariş ettim. Evet "büyük boy".. Her zaman büyük alırdım ve 1. Pizzanin yarisinda doyuyordum. 

               Siparisim geldi ve televizyonun karşısına geçtim. Tüm kanalları teker teker gezmeye başladım. En son da ise çok tatlı karakterlerin olduğu bir animasyon buldum. Cunku animasyonları daha çok seviyordum. Çocuk olayım istiyordum. Ah keşke...Telefonum çaldı o arada. Tanımadığım bir numaraydı. Açmak ve acmamak arasında kaldım önce ama önemli olabilir diye açtım. Tanıdık yani daha önce duyduğum bir sesdi bu. "Alo" diyordu ciddi bir ses. Önce bilemesemde sonradan anladım ki bu kendini bana doktor diye tanıtan çocuk yani "Uzay" dı. Cevapladim. "Alo"diyerek. Sonra derin bir nefes aldi ve bana cevap verdi:

-Hmm.. şey. Burada bir çanta var. Içinde bir numara vardi. Sizin buralarda unutmuş olma ihtimaliniz var mi acaba? Dedi. Şimdi fark etmiştim.  Cantam yoktu. Orada unuttuğuma inanmiyordum resmen. Cantama bir şey olmuş muydu acaba? Sakinleşip cevap verdim:

- Evet evet. Benim çantam. Isterseniz ben alabilirim. Nerde bulabilirim sizi. Dedim sanki tanımamış gibi. Cevap bekledim bi süre beklediğim cevaptan daha değişik bir cevap aldim:

- Ah hanımefendi. Bizde bunun için varız zaten. Yardımcı olmak için. Isterseniz ben getiririm. Dedi. Ben şaşırdım. Birazda çantanın içindekiler için endiselenmedim değil aslında. Adres verdim ve televizyona geri döndüm. yaklaşık yarım saat sonra çantam gelmiş yani zil çalmıştı. kapıyı açtım beni tanımış olacak ki şaşkın bir bakış attı. bende sanki telefonda onu tanımamışım gibi davranmaya çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemezdi. Çantamı aldığım gibi içindekilere baktım. Bu arada benim bu halimi komik bulmuş olacak ki gülümsedi.  Her şeyin tam olduğunu görünce rahatladım kafamı ona doğru  çevirip:

- Teşekkürler.Çantamı getirdiğin için 'Doktor' dedim. 'Doktor' u bastıra bastıra söylemiştim. Güldü. ellerini dağınık saçlarının arasında gezdirdi ve şöyle cevap verdi:

-Ben doktor değilim dolandırıcıyım. once saka sandım gülerek söylediği için. Sonra yüzünün ciddileştiğini gördüm. Ciddi olmak ona göre değildi herhalde. Çok komikti. Dayanamayıp kahkahaya boğuldum ve aynı zamanda:

- Nee? diyordum. Ondanda gülmesini beklerdim ama yapmadı. Ciddi ciddi bekledi. Bende salak gibi susup kaldım. Şahsen böyle bir adamdan dolandırıcı olmasını beklemezdim. Ayrıca dolandırıcı olduğundan bana ne? Bana söyleme sebebi neydi?Dayanamadım o ciddi bakışlara. ve sordum:

- O zaman bana neden yardım ettin? bir dolandırıcı yardım etmezdi kimseye değil mi? cevap verdi dudaklarını ıslatıp:

- Yardım etmekten kastın çantaysa bu çanta benim tüm işlerimi mahvedebilirdi anlıyor musun? dedi. sesli sesli. sonra devam etti:

- Herhalde sana olan borcumu da ödemişimdir. Çünkü bunlardan ve senden daha önemli işlerim var benim .dedi sesini dahada yükselterek. arkasını döndü ve asansörü çağırdı. Onu kaç kez gördüm ki zaten 2-3 kere. ama hiç tanımadığım biri bile kalbimi kırmayı başarmıştı aferin.. Kapıyı kapamadan önce son bir kez seslendim arkasından asansör bu kata yaklaşırken:

- Sen de herkes gibiymiş sin.. Sana da aferin Uzay. dedim. ilk defa ismiyle hitap ettim herhalde. Bana dönüp:

- Sende herkes gibi kavgayı, barışı en çokta vedalaşmayı bilmeyen tiplerdenmişsin. sana da aferin Melodi.. dedi o da ilk kez ismimi söylemişti. Ama bu sözlerini düşünecektim... 

KazaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin