KOLPA RÖPORTAJ

37 7 0
                                    

Grubun üç elemanı olarak, hepiniz Adanalısınız. Adana'da ayrı ayrı nasıl müzikle uğraşmaya başladınız ve nasıl bir araya geldiniz?

BARIŞ: Adana'da ayrı ayrı lise gruplarımız vardı. Milliyet Müzik Yarışması'na hazırlanan farklı okul gruplarının elemanlarıydık. Ama sonuçta arkadaştık, görüşüyorduk. Adana'da, özellikle müzikle uğraşan herkes çok iç içedir. O nedenle tanışıyorduk zaten. İstanbul'a gelince de Bora ve Cenk ile birleştik.

Grup ilk kurulduğunda aranızda olan Dinçer Çetin'in aranızdan ayrılması ve Cenk'in size katılması nasıl oldu?

BARIŞ: Geçen Aralık ayında oldu. Dinçer'in Amerika'ya gitmesi gerekiyordu. Cenk de Adana'dan arkadaşımız olduğu için yumuşak bir geçiş oldu.

KOLPA'nın, birkaç dakika öncesine kadar, neden sabit bir davulcusu yoktu?

BARIŞ: Aslında çok değerli davulcu arkadaşlarla çalıştık bugüne kadar. Hepsi de yakın arkadaşlarımız... Ama biz bir şekilde Adanalı tayfası olarak daha kendi içimizdeydik belki de. Diğer yandan hepsinin ayrı projeleri vardı ve bize yeterince vakit ayıramayabiliyorlardı. Samuray gruba girdiğinden beri işler biraz değişti ve bugün aramıza katıldı.

KOLPA ismi, okuduğuma göre afişe isim yetiştirmek gerektiği için bir anda alınmış bir kararla grubun ismi olmuş. Bu ismin sizi kötü etkilediği oldu mu hiç?

BARIŞ: İlk davulcumuz, "kolpa" kelimesini çok kullanırdı. Adana'da hiç duymadığımız bir kelimeydi bizim de... Garibimize gitmişti ama sevmiştik. Evet, afişe yetişmesi gerekiyordu, biz de "Kolpa" olsun dedik. Bunun bizi kötü etkilediği olmadı, ama o konuda şakalar çok oluyor. "Kolpacılar!" şeklinde. Ama hayır, kötü bir etkisini görmedik. Hatta belki de adımızın duyulmasını kolaylaştırdı.

İnternette KOLPA için funk, punk, pop, dance-rock, alternative-rock, pop-punk gibi birçok tarz yakıştırılmış durumda. Nedir sizin tarzınız?

BARIŞ: İlk başladığımızda, ilk bar programlarımız olmaya başladığı dönemlerde biraz daha sert çalıyorduk. "Rage Against the Machine", "No Doubt", "Muse"... Daha sonra biraz daha yumuşattık repertuarımızı. Çünkü son dönemlerde alternative-rock adına çok güzel şarkılar çıkmamaya başladı. Biz de hep aynı yerde kalmak istemediğimiz için biraz tarz değiştirdik ve şimdi altyapı da kullanmamızın etkisiyle daha pop, R&B şarkılar çalıyoruz. "Sexy Back" bile çalıyoruz yani.
BORA: Pulp, alternatif bir mekandı. Jazz Stop ise biraz daha pop bir mekan. Bizse bir dönemimizde Cuma geceleri Pulp'ta, Cumartesi geceleri Jazz Stop'ta çalıyorduk. Cuma günleri Pulp'ta alternatif tayfaylayız, Cumartesileri Kylie Minogue çalıyoruz. O ara bize bir şeyler oldu. Grup olarak yapmak istediğimiz şey eğlendirmek. Kendi hazzımız da önemli tabii, ama daha çok insanların eğlenmesine önem veriyoruz. Grup olarak müziğin globalliğine inanıyoruz. Zaten son dönemlerde müzikte tarzlar arası bağlantılar da iyice gelişti. Biz hepimiz de farklı tarzlarda müzik dinleyen insanlarız. Ama bir şekilde barışçıl bir ortak noktada buluşuyoruz. Dolayısıyla bazı rock grupları "Şu çalınır mı be!" der, bizde o yok. Biz biraz daha geniş bakmaya çalışıyoruz.

Bu kadar performansın arasında, beste yapmaya nasıl vakit buluyorsunuz?

BARIŞ: Beste, evde yalnız kaldığında ortaya çıkan bir şey. Gitarı eline aldığında bir şeyler çıkıyor. Ama tabii aslında yazın çıkamadı pek bir şey. Çünkü haftada üç gece çalıyorduk. Antalya'ya gidip geliyorduk ve hiç vakit olmuyordu. Şimdi artık haftada bir gece çaldığımız için biraz daha vaktimiz oluyor, uğraşabiliyoruz.

KolpaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin