Kolpa, uzunca bir süredir belki de en çok turneye çıkıp, gece programı yapan gruplardan. Daha albümleri çıkmadan yaptıkları cover'larla isimleri kulaktan kulağa yayılan Kolpa, kendi bestelerinden oluşan ikinci albümleri 'Yatağın Soğuk Tarafı' ile karşımızda. Zaman içinde olgunlaştıklarını ve bunun müziklerine yansıdığını söyleyen grup, tarz konusunda kendileri kısıtlamaktan hoşlanmıyor.
- Yeni albümde, her şeyiyle daha oturmuş bir Kolpa var karşımızda...
Barış: Olgunlaşma dönemimizi anlatan bir albüm bu. 'Son Nefesim' şarkımızdan sonra bir süre ara vermiştik çalışmalara. Konser dönemimiz çok yoğun geçmişti. Bu sırada besteler yaptık. Grup, ruhsal olarak değişim içindeydi. Depresif diyebileceğimiz dönemlerimiz oldu.- Albümde de depresif şarkı çok. Hayatınız bu kadar depresif mi şu sıralar?
Barış: Sadece biz değil birçok insan bu halde Türkiye'de. Şehir hayatı yalnızlaştırıyor. İnsanlarda bir bıkkınlık var. Herkes farkında.
Bora: Yüzyılın hastalığı yalnızlık... İnsanlar kalabalık içinde yalnızlar. Bu albümdeki şarkılar, ilk bakışta aşk şarkısı gibi algılanıyor ama öyle değil. Bazı sözler süregelen hayatı muhakeme etme üzerine söylenmiş sözler.- 'Yatağın Soğuk Tarafı' şarkınızda alaturka melodiler kullanmışsınız; bu depresif durumu daha iyi anlatabilmek için mi?
Barış: O şarkı, prodüktörümüzün bestesi. İlk duyduğumuzda çok beğendik. O alaturka tatlar var ama kıvamında. Bu bilinçli bir seçim değildi. Öyle bir beste çıktı ortaya.
Bora: Biz şarkılarında Türk unsurları olmasından çekinmeyen bir grubuz. Daha önce bu tarzda şarkılarımız çok yoktu. Şimdi daha fazla var. Çok değişik tarzda müzikler dinliyoruz. Bunlar zaman içinde harmanlanıp kendi müziğimize yansıyor.
Samuray: Türk insanın dilinden konuşmak lazım. Bu coğrafyada yaşıyorsak bunu müziğe de yansıtmalıyız.DUDUK VE BENDİR KULLANDIK
- Albümde Türk sazlarına da yer vermişsiniz. Bu kez oldukça renkli bir albüm bekliyor dinleyiciyi...
Barış: 'Son Nefesim' şarkımızın akustik versiyonu var albümde. Grup 84'ün solisti Tuna ile beraber söylüyoruz. O şarkının düzenlemesini Haluk ve Tuna'ya bıraktık. Daha farklı olması için. Şarkıya çok yakıştı bendir. Ayrıca 'Nasıl Öğrendin Unutmayı' şarkımızda da duduk kullandık. Ayrı bir tat kattığını düşünüyoruz.- İlk albümünüzle bu son albümü yan yana koyduğunuzda farklar neler?
Bora: Olgunlaşıyoruz Barış'ın söylediği gibi. Bu müziğimize de yansıyor. Birinci albümden farkı temelde bu...
Barış: İlk albümdeki tüm besteler bana aitti. 5 sene önce farklı duygularla yapmıştım o şarkıları. Şimdi aradan geçen zamanla, yaşadıklarım, hissettiklerim değişti.- Tarz konusunda hep bir değişim olacak mı?
Bora: O konuda kesin konuşmamak en iyisi. Bunu kontrol altına almaya çalışmamak lazım.
Samuray: Değişimi seven bir grubuz. Sound konusunda prodüktörümüzün yol göstermesiyle hareket ediyoruz. Tek başımıza karar vermiyoruz. İlla brit pop ya da sert rock yapıyoruz diye keskin tavırlar sergilemek bize biraz ters.- Sizi cover şarkılarla seven bir dinleyici kitlesi de var. Yeni şarkılarınızı onlara kabul ettirmek zor oluyor mu?
Barış: Aslında biz o cover albümleri ticari amaçla yapmamıştık. Biz zaten o şarkıları yıllardır sahnemizde kendi düzenlemelerimizle çalıyorduk. 'Kadınım' ve 'Böyle Ayrılık Olmaz' şarkılarının orijinalleriyle alakası yoktur örneğin. İnsanların isteklerine cevap verme adına yapılmış bir albümdü o. Konserlerde dinledikleri o şarkıları evde, arabada dinlemek istediklerini söylediler. Biz de onlara armağan ettik.
Cenk: Yeni şarkı yaparken kamuoyuna beğendirme endişesi vardır. Biz onu düşünmedik. 'Son Nefesim' şarkımıza çok güveniyorduk. Samimi bir şarkıydı ve halkın er ya da geç beğenisini kazandı.- Yeni bir cover albüm düşünüyor musunuz?
Barış: Şu anda düşünmüyoruz. Belki ileride çok değişik düzenlemeler gelirse aklımıza ve şarkı bambaşka yerlere giderse, düşünebiliriz. Şarkıyı aynen alıp, üstüne davul, bas eklemeyi sevmiyoruz.- Bolca konser ve gece programı yapıyorsunuz. Boş zamanınız hiç yok gibi. Hırslı mısınız?
Bora: Kontrollü bir hırs bizimki. Albümümüzün olmadığı zamanlarda bile biz her yeri geziyorduk. O dönemlerde birçok albüm yapma fırsatı sunuldu. Ama biz mümkün olduğunca sağlam adımlar atmaya çalışıyorduk. O dönem verdiğimiz kararların çok doğru olduğunu düşünüyoruz.
Barış: Bir şey olacaksa tam olsun istiyoruz. Yarım yamalak olacaksa hiç olmasın daha iyi. Doğru prodüktörü, doğru zamanı ve doğru besteleri bekledik hep. Şimdi hırslıyız. Tam gaz devam edeceğiz.Eurovision'a savaşa gider gibi gidiliyor
- Şu sıralar çok sevilen Pis 7'li dizisinde 'Hiç Bitmez Bu Masal' şarkınız kullanılıyor.
Barış: Albüme koymayı düşündüğümüz bir şarkıydı. Şarkının sözleri dizinin hikayesine de uyuyordu. Yapımcılarının da hoşuna gitmiş ve kullanmak istemişler. Biz de verdik. Çok keyifli oldu.- Diziye şarkı verdiniz. Sizi bir dizide oynatmak isteseler...
Cenk: Oynayabilirim ama replikleri unuturum (gülüyor).
Barış: Ben de ezberlerim ama oynayamam (gülüyor).
Bora: Bunun için zaman ayırmak lazım. Bizim şu an öyle bir zamanımız yok.- Eurovision konusuna grup olarak nasıl bakıyorsunuz?
Bora: Türkiye'de çok fazla ciddiye alınıyor. Ciddiye alındıkça temsil edecek kişinin de üzerinde savaşa gidiyormuş gibi bir baskı oluşuyor. Bu hoş bir şey değil. İnsanların memnuniyetsizliği de ayrı bir konu. Kim olsa, bir taraf memnun kalmıyor. Sakin olmakta fayda var.
Samuray: Giden kişinin en azından listelerde yükselmiş bir iki hit şarkıya sahip olması gerektiğini düşünüyorum. En azından bu yolla neler yapıp yapamayacağını görelim ve ona göre bir desteğimiz olsun.
Barış: Eurovision'un amatör bir müzik yarışması olduğunu düşünüyorum. Can Bonomo iyi ve mantıklı bir seçim. Can'ın da amatör ruhla iyi bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Zaten sonuçta ne olursa olsun müzik değil ülkelerin politik tavırları puan alıyor.
Cenk: Yarışmayı izlemekten keyif almıyorum. Oturup araştırmıyorum da bu yüzden. Eurovision amatörleri profesyonelliğe taşıma olasılığı olan bir yarışmaya dönüştü.