Silahları bileğime yerleştirdim, kıyafet hala üzerimdeydi, kemerimi ve bıçaklarımı yerlerine taktım.Şafak sökmek üzereydi.Büyüleyici sessizliği dinlerken içim ilk günkü gibi heyecan ve özgürlükle doldu.Zaten beni bu işe iten fikir buydu.Özgürlük... Yere eğilip hafifçe bağcıklarımı bağladım.Yavaş yavaş ışığa doğru adımlarımı atarken, sırtıma yayımı ve oklarımı yerleştirdim.Çatılardan Londra çok daha güzel gözüküyordu.Kapşonumu kafama geçirdim ve koşmaya başladım.Yeni bir görev, yeni ölümler demekti.Tabi ki dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için... Onu yeniden inşa etmek için... Ben Aeron Altair ve yemin ederim ki zulüm yapanlar karşılığını muhakkak bulacaktır.Ya bu dünyada, veya ötekisinde.
3 sene önce... Londra/İngiltere
''Koş, koş, koş!"
"Neler oluyor?"
"Sen sadece koş dostum.Tabi ölmek istemiyorsan."
"Bana ne olduğunu anlatacak mısın Kenway?" dedi Aeron.
"Peşimizde ellerine düşmek istemeyeceğimiz türden adamlar var Aeron.Canını seviyorsan koş."
"Ben durup savaşacağım Kenway.Sen git.Artık kaçmaktan yoruldum.Kaybedecek hiçbir şeyim yok.Bir keresinde bilge bir adam bana aynen şunu demişti:'Evlat, eğer kaybetme korkun yoksa, muhakkak sen galip olursun.' " dedi ve arkasını dönüp bıçaklarını kınından çıkardı.
"Hadi Aeron, mallık etme kardeşim.Seni kaybedersem ben ne yaparım?"
"Hayır, hayır ben korkmuyorum.Asıl onlar korkmalı." diye içinden birkaç cümle mırıldandı ve sessiz bir şekilde adamları beklemeye başladı.Aradan çok geçmemişti ki üç adam yan yana çocukların karşısına dikildiler.
"Demek siz veletler bizim paramızı çalarsınız, ha!" dedi sanki üçünün lideriymiş gibi duran adam.
"Bizim çaldığımız falan yok!" diyerek bağırdı Aeron."Zaten sizin olmayan bir malı nasıl sizden çalabilir ki?" dedi arkadan Kenway.
Sonra adam hafifçe gülümsedi ve Areon'u tutmak için yeltendi fakat bir anda Kenway onun önüne geçti.Adam Kenway'i tuttuğu gibi yumruğu suratına geçirdi ve Kenway çatının bittiği yere kadar yuvarlandı.Sonra aynı adam Aeron'u tutmaya çalıştı ancak Aeron çevikliği sayesinde kurtulmayı başarıp adamın kolunu kesti.Adam o acıyla Aeron'a bir tokat attı ve yere yığdı.Aeron yere yığıldığı sırada çatının üstünden bir parça tuğla fırladı ve Kenway'a çarptı.Kenway çatıda tutunduğu kiremiti acıyla daha sıkı kavrayınca kiremit yerinden koptu ve Kenway çatıdan aşağı yuvarlandı.Tam düşmek üzereyken bir boruya tutundu.bu arada iri adam öfke ve acıyla karışık bir duygu patlaması yaşıyordu.Bunu kılıcını kınından çıkartıp Aeron'a savurarak belli etti ama tam o sırada birisi kılıcı eliyle tuttu ve büktü.İri adam şaşkınlıkla birlikte başını çevirdi ve karşısında gerçek bir Assasin gördü.Bunu görünce zaten bayılacak gibi oldu ama o daha bayılmadan Arno(kılıcı büken assasin) kendi kılıcını adamın karın boşluğuna kılıç adamın arka tarafından çıkacak şekilde sapladı ve adamın saniyeler içinde ölüşünü izledi.Sonra arkadaki iki adama sadece bir saniye bakıp omzundan beline doğru astığı kemerindeki 6 sivri ve keskin bıçaktan ikisini tek eliyle iki adama aynı anda fırlattı ve her ikisininden bir anda boyunlarından kan fışkırmaya başlamıştı.Çünkü: Arno onları tam boyunlarının ortasına gelecek şekilde vurmuştu.Olaylar gerçekleştikten sonra birkaç saniye sessizlik oldu ve Aeron karşısında dikilen Assasin'e bakakaldı.Arno bir anda sessizliği bozarak çatının kenarına doğru koştu ve Kenway'ı yukarı çekti.Bir çocuğun çatıdan sarkmış halde bu kadar uzun bir süre dayanması imkansizdı ve muhteşemdi.Herşey bu 10 dakikada gerçekleşirken Kenway orada öylece durmuştu sadece.Daha sonra Arno Aeron'a dönerek:
"Seni burdan götürmeye geldim Aeron." dedi ve elini benimle geliyorsan elimi tut der gibi Aeron'a uzattı.
Arno bunları söylediği anda Aeron'un aklımda bir sürü tilki dolaşmaya başladı.Benim adımı nasıl bilebilir?Neden bana yardım ediyor?Kim?Nereden geliyor?Neden benim gibi ailesi olmayan yetim birine yardım etsin ki derken:
"Sen kimsin?" deyiverdi.Şaşkınlığı gizleyemeyerek adama bakıyordu.Arno anlamış olacak ki:
"Efendim, ben sizin babanızın çok yakın bir arkadaşıyım." dedi, önünde tek dizini kırıp saygı göstererek.
"Hayır, sen babamın arkadaşı olamazsın.Onun bütün arkadaşlarını tanırım ben.Hem ....hem o öldü." dedi ve gözünden birkaç damla yaş süzüldü.Sonra tekrar Arno'nun gölerinin içine baktı ve doğru söylediğinden emin olmak istedi.Ve sonra kaderine razı olup:
"Tamam kabul ediyorum." dedi.
"Öyleyse bir an önce yola koyulmalıyız."
"Hadi Kenway gidiyoruz." deyince Arno bir anlığına duraksadı ve Kenway'a baktı.Daha sonra tekrar Aeron'a baktı.Herkes olayı anlamıştı.Kenway Aeron'a dönüp:
"Sen git Aeron, sanırım ben gelemiyorum.Ama unutma ki kalbim hep seninle kardeşim." dedi.
"Hayır öyle bir şey olmayacak sen de bizimle geliyorsun dostum." dedi ve Arno'ya dönerek:"Eğer o gelmiyorsa seninle işimiz bitmiştir." dedi.
Arno bir anlığına duraksadıktan sonra izlendiklerini fark etti ama çocuğu götürürse görevi 2. çocuğu getirmek olmadığı için üstadın cezası olarak onu eğitmek zorunda kalacaktı.Gerçi çocuğa tekrar bakınca bu eğitimi kaldırabileceğine karar verdi ve başını kabul ediyorum ma'nasına gelen bir şekilde öne eğdi.Sonra cesetlerin yanına gidip birisinin boğazındaki bıçağı çıkardı ve 2 ev öteden onları gözetleren adama fırlattı ve onu alnının ortasından vurdu.Aeron adamı göremiyordu bile ancak Arno bıçağı iğne deliğinden geçirerek adamı öldürdü ve iki parmağıyla ileri işareti yapmasıyla birlikte üçü birden koşmaya başladılar.Zaten Aeron ve Kenway doğdukları yeri avuçlarının içi gibi biliyorlardı.Hiç sıkıntı çıkmadan Thames nehrinden bir kayığa bindiler ve bir süre sonra limandaydılar.Orada onları bekleyen bir gemi buldular ve bindiler.Bu gemi siyah bayrağı olan bir gemiydi.Siyah bayrak normalde korsan gemilerinde bulunur ve korsanlar limana giremezdi ancak bu gem limana girdiğine korsan gemi olamazdı.Büyük kamarası be devasa büyük taaruz topları vardı.Sanki az sonra savaşa girilecekmiş hissi veriyordu.Gemiye bindiklerinde Arno kaptana nir el işareti yaptı ve gemi harekete geçti.Gemi harekete geçtikten bir süre sonra Aeron geminin kenarından denize bakıyor ve geleceğini düşünüyordu.Sonuçta ani bir kararla yabancı birisine güvenmişti, arkadaşını da tehlikeye atmıştı, ailesini özlüyordu...Ama bunun yanında eline bir fırsat geçmişti.Ne için mi?Ailesinin intikamının almak için.Sonuçta Arno'nun yapabildiklerini görmüştü ve gidecekleri yerde onları yapmayı kendisinin de öğreneceğini düşünüyordu.O aklından bunları geçirirken yanına Arno geldi ve biraz sessiz bir şekilde bekledikten sonra:
"Eminim aklında çok fazla soru vardır.Sana yanıtlayabileceklerimi yanıtlayacağıma yemin ederim efendi Altair."
"Ne dedin sen?Bana yalnızca babam böyle hitap ederdi." dedi ve aklına bir şey gelmiş gibi şaşırdı ve ekledi:
"Kavga etmeyi öğretirken.Anlamının da hep 'Uçan Adam' olduğunu ve çok eski bir savaşçıya ait bir isim olduğunu söylerdi." dedi ve sanki herşeyi anlamaya başlıyormuş gibi Arno'ya baktı.Arno sırıtıyordu.Ve Aeron'un ağzından çıkan ve konuşmayı bitiren sözler şunlar oldu:
"Babam bir Assasin(suikastçı)'di."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suikastçı - Varoluş
FantasyYine teçhizatlarım üstümdeydi.Onları ne zaman çıkardım ki zaten.Biliyorum çünkü; eğer onları çıkarırsam, gardımı indirirsem, dikkatsiz olursam, ölürüm.Kapşonumu kafama geçirdim ve çatılara çıktım.Londra çatılardan daha büyüleyici görünüyordu.Koşmaya...