Yürüyorum sivilcelerle dolu yüze benzeyen yolda.
Yürüyorum,sağımdan alev püskürten ejderha gibi
Sarı ışıklı direklerin yanından***
Çelme takar bazen
Ayak bastığım yerdeki göç eden taşlar.
Kalbimde bir his,acı
Haksızlığa uğrayan kimseninki gibi.
***
Karşıma dikildi,önümü kesercesine
Uzadı uzadıya sanki bir kara hançer.
Yarmış iki tarlayı ortadan.
Çıktım sırtına hançerin,yürüyorum.
***Eğilip kalkıyorlar hizmetkârlar gibi
Parktan bana uzanan koca ağaçlar.
Derken açıldı bana kucaklar
Oturdum kucağına,belki ben kucakladım.***
Hasret giderdim,belki de giderdi
Karanlığın yüz kirini giderdiği öksüz parkla.
Oturmuş bulunduğum tek tahtalı bankta.
Oturdum ters şekilde.***
Bağladım kollarımı önümde,banka dayadım.
Çenemi yasladım koluma
İzledim,izledim
İzledim,bomboş yolu,
Birini beklercesine.***
İki yıldız ışıldadı batıdan
O hırlayarak gelen bir araba
İzledim,takip ettim kaşlarımı kaldırarak
Masum,garip bir sokak köpeği edasıyla.***
Benle konuşturur parkı rüzgar.
Alır götürür uğuldayarak sessizliği
Aydınlatır yoldan geçen arabalar
Parka çökmüş kimsesizlik karanlığını.***
Ayrılmaz,yeller durur beni başımda
En sandığından hizmetkar
Kökleri olmasa,elbet o da durmaz kaçar.
Kalkar dönerim terkettim gibi çıktığım yere.