Küçüklüğümden beri düşünüyorum, acaba ne olsam? Vee sonunda o gün karar verdim. Anasınıfına gidiyordum,küçüktüm. Polisler ne yapar? Polisler vatanı uğruna,canı pahasına bizleri korur,bizleri tanımasa bile sahip çıkar. Ben de polis olup canımı hiçe sayıp vatanımı korumak istedim. Bu ortaokulun sonuna kadar böyleydi. Taa ki o en sevdiğim öğretmenle karşılaşana kadar. Olay şöyle gelişti:
Ders matematikti ve bitmesine 5-10 dk vardı. Bir arkadaşım:
-Hocam ben büyüyünce pilot olucam, çok istiyorum.
Ben de ardından atladım:
-Öğretmenim ben de polis olucam,vatanımı koruyacağım, dedim.
Öğretmenim ise bana şöyle cevap verdi:
-Bak Büşra'cığım benim polis arkadaşlarım var. İşlerini severek yapıyorlar ama onların ailesi çocukları var ve hep çocuğuna zaman ayırmaya çalışıyor. Senin hayallerine karışmış gibi oldum yine de sen bilirsin,dedi.
Zil çaldı,òğretmenim bana göz kırptı ve çıktı. Öğle arası vardı,acıkmıştım yine de oturuyordum,düşünüyordum.
Arkadaşım Sema gelmiş sınıf kapısında bekliyor:
-Büşra büşraaaa heyyy!! Duymuyor musun!! Sana diyom heyy!!..
Ben öyle dalmışım ki hayallere,Sema'yı duymamıştım. Sema'nın kuzeni Eda geldi. Sema bana:
-Sen iyi misin? dese de ben onu takmadım. Bizim okulun orada öğle aralarında sıkça gittiğimiz bir simitçi var oraya gidiyorduk. Ben öğretmenimin söylediklerini o kadar kafaya takmıştım ki açlığımı bile unuttum. Sema ve Eda benim bu halimi farketmişler ve yolda aniden durmuşlar. Ben farkında bile olmadan gidiyorum. Sema yine:
-Ne oldu? İyi misin sen ya!.. Kendine gel artık!!
O gün böyle geçti. Akşam oldu. Yemek yedim, ders çalıştım falan ama hiç anneme babama bahsetmedim. Geç olduğu için yattım,yattım ama uyuyamadım. Hâla düşünüyordum "acaba öğretmenim haklı mı?" Nasıl oldu bilmiyorum düşünürken uyuyakalmışım.(normalde hiç düşünürken uyumam ama)
Yine bir sabah oldu,güneş doğdu. Uyandım, deli gibi hâla onu düşünüyorum. Kalbim"sen polis olacaksın" diyor, beynim ise "ögretmenin haklı sen polis olma" diyordu. Evde ruh gibi gezinip hazırlandım. Neyse okula gittim,ilk ders matematikti. Delirmiş olmalıyım dersi bile dinleyemedim,düşünmekten. Artık beynim karışmıştı. Ders sonunda öğretmenime:
- Öğretmenim dünden beri çok düşündüm. Kalbim ve beynim ayrı şeyler söylüyor. Hangisini dinlemeliyim?
- Kalbini dinle çünkü kalbin aslında beyninden geçenlerin doğrusunu söyler. Beynin seni yanıltıyor,dedi ve sınıftan çıktı. Yine göz kırptı. (Bu arada öğretmen kadın.)