Devam ediyordum hayatıma. Korkunç rüyalar görüyordum. Belki de rüya değil kabus demeliyim. Ama devam ediyordum.
Zeynep'in ablası Melek ablanın katilini bulmalıyım bunu biliyorum. Hemen olay yerine tekrar gittim. Biraz düşündüm neler olabilirdi,nasıl oldu bunca olaylar?? Biran içime bir ürperti geldi ve koşarak cinayet vakası dosyasını bulmaya gittim. Dosyayı uzun uzun inceledim.Olay yeri inceleme arkadaşlarım bir kanlı kulaklık bulmuşlar. Ben Melek ablanın ailesine haber vermeye gittiğimde bulmuş olmalılar ki çünkü ben bunu görmedim. Şuan o kulaklık inceleniyor olmalı, bir ya da iki güne sonuç çıkar. Bu aralar psikolojik olarak yıkıldım. Bu yüzden bir süre izinli olucam. Biraz kafa dağıtmam lazım. Ailemin yanına gideceğim.
Şimdi ise yunus polis olan Sıla'nın yanına gitsem iyi olacak,beni en çok o rahatlatır. Sıla benim liseden arkadaşım. Aslında arkadaştan da öte diyebilirim. Her neyse bir taksiye binip gittim. Onun iki hafta izin günüydü ve ben de izin alınca çok eğlenceli olabilirdi.Bir süredir görüşemiyorduk, özlemiştim. Vee kapıyı çaldım.
-Aaa Büşbüşüm gelmiş. demesiyle boynuma atlaması bir oldu.
-Canımm çok özledim seni. Tahmin ediyorum da bu ayakkabılar Sude'nin olmalı..
-Evet burda. Kapıda kaldın gelsene ama sessiz gel sürpriz olsun Sude'ye.
Usulca girdim içeri. Sude arkasına dönüktü, kapadım gözlerini.
- Aaa Büşbüşüm sen mi geldin?
-Eveet ben geldim.
Yeniden kapı çaldı.
- Birini mi bekliyordunuz? dedim.
- Hayır, ama şuan işim var sen baksana kapıya diye seslendi Sıla. Kapıyı açtım vee..