Rüya arabadan iner inmez markete doğru gitmeye başladı. Annesinin nasihatlarını düşünerek böyle birşey yapmıştı. Arabasından indiği yabancının, evinin açık adresini bilmesini istememişti. Bahaneyle marketten eksikleri aldıktan sonra eve gitti. Eve girer girmez aldıklarını dolaba yerleştirip sırıl sıklam giysileri çıkarıp sıcak bir duş aldı. Bu kadar ıslanmanın sonucunda hasta olacağını biliyordu.
Atilla ise eve gidip sakinleşmek için piyanonun başına geçti. Her tuş her nota onu biraz olsun sakinleştiriyordu. Tabii ki bu uzun sürmedi. Annesi eve geldiğinde yine canı sıkılmıştı. Annesinin otoriter ve baskıcı tavrı onu hayattan bezdiriyordu. Babasıyla ayrıldıktan sonra Atillayı daha fazla bunaltır olmuştu. Sadece Atilla yı bunaltmakla kalmamış hayatını zindana çevirmişti.
Atilla annesiyle mümkün oldukça az konuşurdu. Annesi Atilla yı piyano başına görünce oğlunun canının sıkkın olduğunu anladı. Daha fazla canını sıkmamak için birşey demedi. Odasına gidip deliler gibi üzerinde çalıştığı deneylerini gözden geçirmeye başladı.
Atilla piyanonun verdiği huzurla ayağa kalktı ve ceketini alıp Cenklerin evine gitmek üzere yola çıktı. Havanın kasveti yağmur sayesinde dağılmıştı. Hatta öğlene göre birazcık daha sıcak bile denebilirdi. Atilla Cenklerin evine vardığında her zaman ki gibi ekibin toplandığını gördü.
Rüya kendi çapında lezzetli denebilecek yemeğini yemeden önce alt komşusu Selime teyzeye de bir tabak ikram etti. Nedense Selime teyze kendi anneannesini hatırlatıyordu ona. Eve geldiğinde dumanı üstüne tüten pilav ve köftesini yemeğe koyuldu. Yemeğin ardından ufak bir ders tekrarı yaptı. Sonra her zamanki gibi en sevdiği çay olan kuşburnu çayını kupasına koydu ve biraz hava almak için balkona çıktı.
Atilla PES te her zamanki gibi liderliğini kanıtladıktan sonra evdekilerin kız muhabbetinden sıkılmıştı. Hava almak için balkona çıktı. Gerçekten manzara güzeldi ışıklar şehir harika gözüküyordu. Ardından bir mırıltı duydu. Etrafına bakındığında yan binanın terasında onu gördü. Bugün arabasına aldığı adının Rüya olduğunu öğrendiği kızı. Kız elinde kupasıyla terasın demirlerine ellerini yaslamış şehir ışıklarını izliyordu. Atilla kızın şarkı mırıldandığını ara ara esen rüzgar sayesinde duyuyordu.
Kızı gecenin karanlığında, etraftaki şehir ışıklarıyla incelemeye başladı. Beline kadar olan dalgalı saçları bu mesafeden dahi görülüyordu. Beyaz tenli olduğunu bugün arabasında görmüştü ve de yanağındaki gamzelerini. Fakat kız minyon birazda zayıftı. Saçları dışında diğer kızlardan pek bir farkı olmadığına dair kendini iknaya uğraşıyordu Atilla ama nedensizce bu kızı düşünürken buluyordu kendini.
Telefon çaldığında Rüya hırkasının cebinden telefonunu çıkardı. Arayan annesiydi. Bir süre konuştuktan sonra annesini ne kadar sevdiğini her zaman ki gibi dillendirdi ve telefonunu kapattı.
Atilla'nın gözleri yan binada bir kat aşağıya denk gelen terasa kilitlenmişti. Rüya nın telefonla samimi konuşmasını az çok duymuştu. Sevgilisi olduğuna kanaat getirip derin bir nefes aldı. Arkasından üstüne abanan Fatih neredeyse nefesini kesmişti. Öksürmeye başladığında balkona Cenk ve Berkay da gelmiş geyik muhabbetine balkonda devam etmeye başlamışlardı. Atilla göz ucuyla Rüya'nın olduğu terasa bakmıştı. Ama artık teras boştu ve artık o kadar da güzel gözükmüyordu.
Rüya telefonu kapamış çayını yudumlarken yüksek denebilecek kahkaha sesleri duydu. Sesin nerden geldiğini anlamak için etrafa bakınmaya başladı. Yan binanın üst katlarında bir balkonda erkek grubunu gördü. Anlaşılan kendi aralarında şakalaşıyorlardı. Gecenin karanlığında kim olduklarını görmese de üşütmemek adına içeri girmeye karar verdi. Çayı bitince canı sıkıldığı için sosyal medya hesaplarına bakmaya karar verdi. Uzun süredir hesapları aktif olmadığı için birazcık hesaplarını güncellemek istedi. Profil resminden başlayarak kendisinin bu yaz tatilinde denize bakarken ki fotoğrafını profil resmi yaptı. Birazcık müzik paylaşımı yaptı ve okulunun yeni takibe başladığı itiraf sitesine baktı. Ama yapılan paylaşımlar oldukça gülünç ve çocukça geldi. Ardından saat geç olduğu için yarın ki ders geç kalmamak içi kendini uykunun kollarına bıraktı.
Atilla o akşam rahat edemese de Cenkler de kaldı. Okulda sürekli birlikte vakit geçirseler de okul dışında görüşmek daha farklı oluyordu. Sabah her zaman ki gibi en erken uyanan Cenk ve kendisiydi. Ama uyanmasıyla gördüğü manzara karşısında önce sinirlendi sonra da gülmemek için kendini zor tuttu. Berkay kendisine bir ahtapot gibi sarmış ve ağzı açık bir biçimde uyuyordu. Fatih ve Cenk için de durum pek farklı sayılmazdı. Cenkle kısa bir süre bakışmanın ardından hızla ikisi de kendilerini sarmalayan arkadaşlarından kurtuldular. Saati görmeleriyle ikisinin paniği daha da arttı. Derse geç kalmak istemiyorlarsa biran önce hazırlanıp okula gitmeleri gerekiyordu. Tabii ki Fatih ve Berkay ı uyandırmak o kadar da kolay olmadı. Her zamanki gibi derse gitmek istemeseler de Berkay'ın aklına gelen Saadet yüzünden inanılmaz bir biçimde en son uyanmasına rağmen en önce Berkay hazırlandı. Evdekileri de peşinde sürükledi. Fakat evdekilerin bilmediği şey Berkay'ın Saadet'i görmek için okula bu kadar aşkla gitmesiydi.
Rüya her zamanki gibi hazırlanıp okula gitmişti. Bu sefer fakültenin önündeki çimlerde oturan Saadet'i görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Sonunda arkadaşı da ona benzemeye başlamıştı. Yanına gidip çimlere oturdu. Saadetle biraz sohbet ettikten sonra heyecanla arkadaşına telefonunu çıkarıp kendisine yapılan itirafı göstermeye başladı. Rüya arkadaşına yapılan itirafı görünce istemsizce gülümsedi daha doğrusu ikisi birlikte gülümsedi.
'Sen kızılım, sen Saadetim, ben artık mutlu bir Saadet istiyorum. Mutluluk tamam ama Saadetim eksik.'
Kızlar mesajı bir kere daha sesli okuyup gülüştüler. İtirafı kimin yaptığı belli değildi. Ama işin eğlencesi ve gizemi oradaydı. Tahminler sınırsızdı ve tahmin etme oyunu gerçekten eğlenceliydi. Rüya '' Saadet sen okumasan bu itirafı ben görsemde dikkat etmezdim. İyi güldürdü bu çocuk bizi bakalım gizli yanık aşık kim'' Kızlar biraz daha lafladıktan sonra derse geçtiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIR
RomanceOnun gökyüzü mavisi gözlerine baktı. Onun gökyüzünde mavinin her tonu vardı.Onun gökyüzünde uçmak isteyen küçük bir serçe gibiydi. Nutku tutulmuştu. Gördüğü manzara eşsizdi. Zaman Rüya için durmuştu. Nefes almayı unutmuştu bir serçe gibi ufak ve kes...