10 Bölüm

9 0 0
                                    

DENİZ

Ertesi sabah kalktığımda başım çok ağrıyordu, ayağa kalkıcam halim yoktu. Bu gidişle karakola gidemezdim. Amirim şevket'i aradım telefon çalar calmaz açtı.

-efendim Deniz

-amirim çok hastayım bugün gelmesem olur mu?

-tabikide zaten operayondan sonra çok yorgun gözüküyordun operasyon çok tehlikeliydi normal 1-2 gün gelme dinlen

-teşekkür ederim

        diyerek telefonu kapattım. çok hastaydım ve bu bana soğuk havalarla ilgili yazı yazma fikri vermişti böyle bir anda aklıma gelen fikirle gülümsedim ve ıhlamur yaptıktan sonra koltuğuma geçip yazmaya başladım.

 çok hastaydım ve bu bana soğuk havalarla ilgili yazı yazma fikri vermişti böyle bir anda aklıma gelen fikirle gülümsedim ve ıhlamur yaptıktan sonra koltuğuma geçip yazmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Bir kış günüydü ama hava o kadar güzeldi ki insanın içi ısınıyordu,kim bilir belki o kış günü yanında olanlar veya onun çok sevdiği biri ısıtıyordur içini. hayat o kadar yalan geliyor ki insanın hep canını yakan şeyler oluyor çünkü ya biri sevgilisinden ayrılıyor veya çok sevdiği birini kaybediyordu ve daha birçok şy oluyordu.Belkide çok kırılmıştır, çok yaralanmıştır. Belkide bu yüzden her şey ona çok normal geliyordur. çünkü onun o kadar canı yanmıştır ki bize o kadar kötü gelen şeyler ona ufacık bir şey gibi geliyordur. Bu yüzden hayat o kadar acımasızdır ki ne istenilen oluyor nede istenilen bir hayalden öte oluyordu işte bu yüzden bu dünya da  inandığım tek şey kırık bir kalp oldu. insan yaşadıkça o kadar çok şey öğreniyor, o  kadar çok şey yaşıyor ki her şey'den uzaklaşıyor, soğuyordu. işte bu yüzden sevgi diye bir şey yok, kalmadı artık. çünkü içimdeki bütün sevgiyi söktüler kalbimden, kopardılar. o yüzden beni gören biri neden senin içinde taş gibi bir kalp var, hiç kimseye sevgi göstermiyorsun? diye soruyor. Bende hayat o kadar acımasız ki insanın içinde ne sevgi kalıyor ne de başka bir şey diyorum. Bilseydi yaşadıklarımı anlardı belki ama asla benim kadar üzülemezdi,, artık benim için hiçbir şey kalmadı ne sevgi, ne saygı, nede AŞK benim için yoktu arık bu kelimeler çünkü insanın canını en çok yakan üç şeydi bunlar... Hiç aklına gelmemişmidir acaba ya beni canındançok seven birinin kalbini kırıyorumdur diye hiç mi gelmemiştir aklına ki ben onu kalbimde sevmiştim ama o beni ve kalbimi paramparça etti. Oysa ben  ona hiçbir şey yapmamıştım tek hatam onu sevmemdi zaten insan hep sevdiği için kaybediyor bu yüzden gerçek değil sevgi, benim için bu haytta..."

diyerek elimden kalemi bıraktım ve demlediğim ıhlamurumu içmeye devam ettim. Aradan fazla zaman geçmeden kapı çaldı kimseyi beklemiyordum, kalkıp kapıyı açtım ve karşımda onu gördüm, Murat'ı. Elinde bir torba vardı ve hasta olmuşşun bakıyorum diyerek ben daha bir şey diyemeden içeriye geçti ve poşettekileri çıkarmaya başladı. İlaç, vitamin,.. ve bir sürü şey getirmişti. Beni koltuğa oturtup konuşmaya başladı

-Deniz sen herşey'i yanlış anlamışsın benim vurulduğumu kardeşim öğrendiğinde hemen eve geldi ve sen beni aradığında uyuyordum telefonu kardeşim açmış ben uyandığımda beni aradığını söylemişti ama unutmuşum, o gün beni dinleseydin anlatıcaktım ama sen dinlememeyi tercih edip gittin.

 utancımdan yüzüm kıpkırmızı olmuştu ve ne söyleyeceğimi bilmiyordum

-Murat kusura bakma ben herşey'i yanlış anlamışım

       dedim bunun üzerine Murat beni utandırak cümleler söylemeye başladı

- neden telefonu bir kızın açmasına bu kadar takılıyorsun ki? 

   deyip beni kendisine tekrar aşık edicek bir şekilde yüzünde bir gülümsemeyle sözünü tamamladı. Ardından Murat'ın telefonu çaldı telefonun önünde Elif yazıyordu benim açmamı istedi ben ne kadar açmak istemesemde mecbur kalmıştım. Telefonu açtım ve konuşmaya başladık.

-alo

-Elif ben abinin karakoldan arkadaşı Deniz

- aaa evet biliyorum seni, abim senden defalarca bahsetmişti. Nasılsın deniz abla?

- iyiyim, Elifciğimsen nasılsın?

- iyiyim. acaba abim yanındamı onunla konuşmak istiyorum.

- tabi Elif kendine iyi bak tatlım.

  diyip telefonu Murat a uzattım ve Murat konuşmaya başladı. Konuşmaları bittikten sonra telefonunu cebine koydu ve gözlerimin içine baktı ve 'beni keşke dinleseydin' dedi. hiçbir şey diyememiştim, çünkü çok utanıyordum ardından benim telefonum çaldı, arayan babamdı ve ben onunla konuşmak istemiyordum çünkü yıllar önce sırf polis olmak istediğim için beni, özkızını evlatlıktan reddetmişti ama ben yinede telefonu açtım.

- Efendim

- Deniz, kızım ben çok hastayım ve son günlerimde seninde yanımda olmanı istiyorum

     ne yani babam ölüyormuydu. evet beni evlatlıktan reddetmişti ama ben onu hala çok seviyordum sadece kırgındım. ama yinede yumuşamadım yine aksi şekilde konuşmaya devam ettim.

AŞK VE TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin