Beni alkışlayan milyonlara döndüm.
“hey.” Dedim elimdeki mikrofona.
Etraf sessizleşti.
Devam ettim.
“hey. Neden alkışlanıyorum?”
Gülüşmeler.
Ama ben ciddiydim. Ve gülmüyordum.
Boğazımı temizledim.
“yaptığım hiçbir şey yok ve ben alkışlanıyorum, öyle mi?” alkışlar kesildi. “ne kadar da yazık. Siz İngilizlerin kibar ve adaletli olduğunu sanırdım.” Dedim sahte olduğu çok belli olan bir üzüntüyle.
Sunucu boğazını temizledi.
Ona döndüm.
“merhaba.”
Gülümsedi. Az önceki sert halimden korkmuş gibiydi.
Kıkırdadım ve seyircilere döndüm.
“gördünüz mü, onu korkutmama sebep oldunuz.”
Kalabalıktan bir iki ufak gülüşme.
Kız zoraki gülümsedi ve yerime geçmemi işaret etti.
Yerime oturdum.
“Melanie. Harry’yi iyileştirdin.”
Başımı salladım.
“kendini çok iyi hissediyor ve artık eskisi gibi oldukça neşeli. Hala görüşüyor musunuz?”
Yutkundum.
“bazen. Çevresi benden hoşlanmıyor. Onun sürekli bana bağlı kalmasından korkuyorlar.”
Kadın kıkırdadı.
“bağlılık mı? Aşk anlamında mı?”
Omzumda, kollarımda ve karnımdaki kasların kasıldığını hissettim.
Size söylemeliyim. Kızardığımı hissedemem. Sadece yanaklarımda ve karnımda mide bulantısı kadar iğrenç bir sıcaklığın bastığını söyleyebilirim.
“bana aşık olduğunu söylemedi. Demek ki değil.”
“sana aşık değil. Peki sen?”
Gülüşmeler.
“eğer o bana aşık olursa, ben de ona olurum.” Dedim kestirip.
Kaşlarını çattı.
“bu da ne demek?”
Gülümsedim.
“disleksin mi var?”
Hakaret yemiş gibi kendini geriye attı.
“ben hasta değilim!”
Dudaklarımı büzdüm.
“sana hasta dediğimi hatırlamıyorum.”
Sinirden kasılan vücudunu daha kadınvari hale getirmek için uğraştı.
Kameralara iğrenç bir gülümseme gönderdi ve bana döndü.
“yani harry’nin sana aşık olması durumunda sen de ona olursun, öyle mi?”
Hayır, sürtük. Eğer o bana aşık olduğunu söylerse ben de ona onu ne kadar çok sevdiğimi ve o sanayi mahallesindeki sevişmeleri özlediğimi söylerim.
“evet.”
Elindeki kartlara baktı. Yüzünü bana döndüğünde, sırıtıyordu. Hani şu “ben bir sürtüğüm ve seni delip geçeceğim.” Sırıtışı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THIS SILENCE KILLS #1 : Laserlight. (Lonely N' Reckless)
Fanfic“Bir şey unuttun.” Dedi yavaşça. Kaşlarımı çattım. “Neymiş?” Dudakları kulağımda durdu. “İkimiz de birer katiliz.” Bir ateistin en acı anı, başı sıkıştığında dua edemeyecek olduğunu fark etmesidir. Peki ya İsa'nın meleği? O da mı dua edemiyordu? ©...