İkinci Bölüm

36.6K 98 12
                                    

Yaren;

Gözlerimi açtığımda belime sıkıca dolanmış kolu görünce gülümsedim. Ensemden doğru da Karlos'un nefeslerini hissedebiliyordum. Akşam uykuya daldıktan bir süre sonra dizlerimdeki yaralar acıyınca Karlos'un göğsünden kalkıp ona arkamı dönmek zorunda kalmıştım. Bacaklarımı yorgandan dışarı çıkarınca acım biraz olsun dinmiş rahat uyku uyumamı sağlamıştı. Karlos da göğsünden kalktığımı fark edip belime dolandıktan sonra başını da saçlarımın arasına gömüp uyumayı tercih etmişti.

Hayatımda ilk defa böyle huzurlu hissediyordum. İlk defa yüzünü ilk defa gördüğüm bir adamın kollarından çıkmak istemiyordum. Normal de olsa yatağında uyandığım adamlar daha gözünü açamadan alelacele orayı terk ederdim. Evime gelir kendimi banyoya kilitler saatlerce de kusardım. Ama bu sabah öyle değildi. Karlos'un sıcaklığından, kollarından, nefesinden uzaklaşmak istemiyordum. O kadar huzurlu ve güvende hissettiriyordu ki ömrümün sonuna kadar böyle kalabilirdim.

Uyandırmamaya çalışarak yavaşça elini tutup okşadım. Sıcaklığıyla içimin her saniye eridiğini hissediyordum. Yavaşça kıpırdanmasından uyanmak üzere olduğunu anladım. "Günaydın" diye kulağıma mırıldanınca bende yavaşa başımı çevirip gülümseyerek yüzüne baktım. "Günaydın" diye fısıldayıp yanağına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra yavaşça kollarından sıyrılıp yataktan kalktım. Karlos kendine gelmeye çalışırken bende banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp kendimi ayılttım. Dizlerime baktığımda yavaştan kabuk bağlamaya başladığını fark ettim. Otelin önünde yağan yağmurdan dolayı dengemi kaybedip düşmüştüm. Ferdi de sanki hiçbir şey olmamış gibi kolumdan tutup kaldırdıktan sonra yaralarıma bakmaya tenezzül etmeden kolumdan tutup sürüklemişti. Canım çok yandığından gitmemek için dirensem de engel olamamıştım. Onun yapmadığı insanlığı Karlos yapmış dizlerime kendi elleriyle pansuman yapmıştı. Hayatım boyunca kimsenin davranmadığı kadar nazik davranmış kendimi değerli hissetmemi sağlamıştı.

Belime bir an da dolanan ellerle ufak bir çığlık attım. "Şiştt sakin ol benim... Nerelere daldın böyle" Karlos kıkırdayarak burnunu yanağıma hafifçe sürttü. "Bilmem düşünüyordum öyle fark etmedim geldiğini aklım çıktı." Deyince yanağıma büyük bir öpücük bıraktı. "İşte şimdi ayıldım." Deyip hızlı bir hareketle kucağına alıp lavabonun kenarına oturttu. Kendi de elini yüzünü yıkadıktan sonra gözleri dizlerime kaydı. "Keşke buzda koysaymışız morarmış sanki" dikkatli gözlerle bakıyordu. "Sorun değil geçer birkaç güne" diye mırıldandım. Banyo dolabını açıp oksijenli suyla pamuğu çıkardı. "Bir kez daha yapalım pansuman açık yara mikrop kaparsın" deyip bir şey dememe fırsat vermeden yine pansuman yapmaya başladı. Bende dikkatli gözlerle Karlos'u izliyordum. Uykudan karışmış saçları, hafif şiş gözleri, hafif uzun sakallarıyla insanın nefesini kesecek kadar yakışıklıydı. Sanki içinin tüm iyiliği gözlerine yansımış gibi ışıklar saçarak bakıyordu.

"İşte bu kadar" gülümseyerek ayağa kalkıp yüzüme bakınca bende gülümsedim. "Teşekkür ederim" diye mırıldanınca yanağımdan makas alıp belimde kavrayıp kendine çekti. "Tutun bana içeri gidelim hadi" deyince bacaklarımı beline doladım. İkimizde birbirimize bir şey demeden kıkırdayarak içeri geçtik. Karlos yatağa oturunca bende yavaşça ensesindeki saçları okşamaya başladım. Karlos'un yüz ifadesi bir an da ciddileşince bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydı. Yüzümü hafifçe yaklaştırınca istemsizce ikimizin de gözleri kapandı. Kalbimin kuş gibi çırpındığını hissederken dudaklarımda Karlos'un nefesini hissediyordum. Beni öpmesi için yalvaracak durumdayken kapının çalmasıyla irkilerek gözlerimizi açtık. "Tam sırasıydı" Karlos'un sinirli homurtusuna istemsizce kahkaha attım. Kucağından kalkıp yavaşça yatağa oturunca kapıya doğru ilerledi. Bir süre sonra servis arabasıyla yanıma geldi. Üzerinde çeşit çeşit kahvaltılıklar vardı. "Sen lavabodayken kahvaltı söylemiştim o gelmiş. Hadi gel de şöyle güzel bir kahvaltı yapalım."

ATEŞ PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin