Karlos;
Gün ışığıyla birlikte gözlerimi açıp yanıma baktığımda Yaren yoktu. Yataktan hızlı hareketlerle çıkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indiğimde salonda şöminenin önündeki minik masadaki kahvaltılıkları gördüm. Mutfaktan gelen sesleri duyunca gülümseyerek mutfağa yöneldim. Yaren dalgın bir vaziyette menemen yapıyordu. Geldiğimi fark etmediği için hareketlerinde herhangi bir değişme olmamıştı. Yavaşça yanına yaklaşıp beline sarılınca hafifçe irkildi. "Benim kız benim korkma" deyip burnumu boynuna bastırıp güzel kokusunu içime çektim. "Günaydın" diye neşeyle mırıldanınca iyice kendime bastırıp "Günaydın güzelim" diye boğuk bir sesle konuştum. "Senin için menemen yaptım bilmiyorum sever misin ama?" deyince boynundan çekilip yanağından öptüm. "Menemen sevilmez mi kız? Ben menemeni sevmeyeni sevmem o derece yani" deyince neşeli kıkırtısı kulaklarıma ulaştı. Bende istemsizce gülüşüne karşılık verdim. "Birlikte hazırlardık kız niye uğraştın bir sürü şey hazırlamışsın sabahın köründe kalkıp"
"Aman Karlos ne olacak uyuyordun sende hem yorgunluğunu atmış oldun. O kadar saat araba kullandın bir de sana kahvaltı mı hazırlatsaydım" kolundan tutup kendime döndürdükten sonra tezgaha yaslanmasını sağladım. "Hımm kıyamazmışda hiç bana" deyip gözlerimi dudaklarına diktim. Yaren heyecanlı bir nefes verip gözlerini yüzümde dolaştırdı. "Kıyamam tabii" diye yavaş bir sesle konuşunca dudaklarına eğilip yavaşça öpmeye başladım. Yumuşacık dudaklarını dudaklarımda hissettikçe içimde yanan ateş daha da harlanıyordu. İçim heyecanla titrerken Yaren'in de benden farkının olmadığını göğsüme yaslanan göğsünden hissettiğim kalp atışından anlayabiliyordum. Kalbi kuş gibi çırpınırken birbirimizi hasret kalmışçasına öpüyorduk.
Yaren yavaşça dudaklarımdan ayrılınca yüzünün her bir noktasına minik öpücükler bırakmaya başladım. "Karlos dur Allah aşkına menemen yanacak" sesi o kadar buğulu geliyordu ki bu haline gülmeden edemedim. "Tamam yakma menemeni" diye mırıldanıp uzaklaştım. Yaren menemenin son işlemlerini yaparken bende tezgahın üzerinde kalan kahvaltılıkları içeri taşıdım. En sonunda Yaren'le birlikte büyük bir iştahla kahvaltımızı yapmaya başladık.
"Beğendin mi nasıl olmuş menemen?" büyük bir merakla yüzüme bakarken bende gözlerimi kapatıp menemenimi yiyordum. "Nasıl mı olmuş hayatımda yediğim en lezzetli yemek olduğunu söyleyebilirim valla. Ellerine sağlık balım" Yaren güzel bir gülümsemeyle bakıp başını salladı. "Eee nasıl buldun evi? Beğendin mi beğenmediğin bir şey varsa değiştirebilirsin. Bende çok gelme fırsatı bulamadım malum yıllardır ilk aldığım zamanki düzeniyle duruyor"
"Yok canım gayet güzel bir ev bence. Çok da güzel döşenmiş baya zevkliymişsin sende yani" deyince "Teşekkür ederim efendim" deyip kıkırdadım. "Niye kimsenin haberi yok peki buradan?" diye merakla gözlerime bakmaya başladı. Çayımdan bir yudum alıp bende Yaren'e baktım. "Tek başıma kaçacağım bir yer olmasını istedim. Kimseye buranın varlığından söz etmedim. Burası benim sığınağım gibiydi. Kafamı dinlemek istediğimde bir şeylerden kaçmak istediğimde soluğu hep burada alırdım. Ne iyi yapmışım burayı almışım bak herkesten uzakta baş başa kaldık seninle güzelim" Yaren hafif bir gülümsemeyle başını salladı. Ne olursa olsun peşindeki adamların bizi bulmasından korktuğunu hissedebiliyordum.
Kahvaltımızı bitirdikten sonra Yaren masayı toplarken bende şömineyi yaktım. İkimizin de işi bitince Yaren'i büyük kanepeye çekip göğsüme yatırdım. Sakince saçlarını okşarken Yaren de göğsüme sinmiş yanan ateşi izliyordu. "Neden korkuyorsun bu kadar be güzelim?" yavaş mırıltımla Yaren başını göğsümden kaldırıp yüzüme baktı. Bende soru soran gözlerimi üzerinde gezdirdim. Gözleri dolarak tekrar göğsüme yattı. "Bir buçuk sene önceydi. Ben daha bu işlere başlayalı altı ay filan olmuştu. Bir akşam bir adam geldi görmüş beni pavyonda ben farkında bile değilim tabii adamın... odasına istedi beni çıktım yukarı. Gözlerine ilk baktığım an da vuruldum adama yani Ali'ye... onunda benden bir farkı yoktu tabii. Üç ay boyunca her akşam geldi yanıma. Ondan başka kimsenin karşısına çıkmama izin vermedi. Çok aşık olduk biz içimiz eridi. Mutluluğumuzun üzerine bir mutluluk daha yaşadık ben bir aylık hamile olduğumu öğrendim. Ali'ye söylediğimde sevinçten havalara uçtu. tuttu elimden çıkalım gidelim buradan yepyeni bir hayatımız olsun evlenelim dedi. Nasıl mutluydum anlatamam. Sevdiğim aşık olduğum adamla bir hayat kurmak bir bebeğimizin olması her şeyin ötesindeydi benim için. O zamanlar acemiyim bir de... sanıyorum ki Kandemir'in karşısına çıksam ben gidiyorum desem çiçeklerle yollayacak beni. dedim ya bilmiyorum diye çıktım karşısına benden bu kadar ben sevdiğim adamla gidiyorum dedim. Bir hafta boyunca dayaktan kan kusturdular bana... Ali'nin yüzünü görmeme izin vermediler hiçbir müşteriye çıkarmadan kilitledikleri odada kan kustum bir hafta. Sonra geldi Kandemir "Bundan sonra Ali filan yok unut dedi. Yoksa o çok sevdiğin adamın canını alırım" ben bir şey demedim ama gideceğim Ali'yle nasıl olsa bir şey yapamazlar benim için niye öldürsünler Ali'yi benden başka bir sürü sermayeleri var diye düşünüyorum. Ali de pavyondaki kızlardan haber yolluyor bana ne yapıp edip kaçıracağım onu çok uzaklara gideceğiz diye... Beni kilitledikleri odadan iki hafta sonra çıkardılar bir şekilde. Bende hemen Ali'ye haber yolladım. Belirlediğimiz yerde buluşup defolup gideceğiz İstanbul'dan. Üzerime iki parça şey alıp gizlice çıktım otelden. Ali'yle buluştuk arkamızı döndük tam gidiyoruz Ferdi çıktı karşımıza. Ne olduğunu anlamadan elindeki bıçağı defalarca batırdı Ali'ye.... Kollarımda o an da can verdi Ali... Ferdi zorla geri getirdi pavyona... Bebeğimden de haberi olmuş zorla hastaneye götürüp aldırttı bebeğimi.. Ferdi'nin yaptıklarından sonra içten içe Kandemir vicdan azabı duydu bana karşı. Tamamen iyileşene kadar hiçbir müşteriye çıkmama izin vermedi. Sonra da sadece benim istediğim müşterilere yolladı. Ev aldı hep benim isteklerime uymaya çalıştı. Belki bırakadabilirdi ama sert imajının bozulmasından korktuğundan bırakmadı. Bende sen gelene kadar yaşamış olmak için yaşadım. Kimseyi sevmem artık derken ne olduğumu bile anlamadan sen çıktın işte karşıma. Yerini unuttuğum kalbim yine kuş gibi çırpınmaya başladı." Susunca gözümden akan yaşları hızla sildim. Göğsümden kalkıp yaşlı gözlerle bakınca parmak uçlarımı incitmekten korkarak nemlenmiş yanaklarına sürüp silmeye başladım. "Sana bir şey olursa ben ölürüm Karlos... Sana zarar vermelerine dayanamam. Yine aptallık yaptım hiç ders almamış gibi geldim sana. Şimdi o kadar çok korkuyorum ki sana bir şey olacak diye. Bu korkumun tarifini anlatmam mümkün değil" hafifçe gülümsemeye çalışıp alnından koklayarak öptüm. "Korkma güzelim. O adamlar bana hiçbir şey yapamaz. Seni de benden asla alamazlar. Senin hiçbir şey için endişen olmasın. Seni de kendimi de korumak için elimden ne geliyorsa yapacağım söz veriyorum sana" deyip şevkatle sarmaladım. İçten içe yemin ettim Yaren'in yaşadığı her şeyin hesabını o Ferdi denen adamdan tek tek soracaktım. Bu kadar naif ve kırılgan bir kadının hiç hak etmediği halde bu kadar büyük acılar yaşamış olması bana çok ağır gelmişti. Yaren'in yüreğinde taşıdığı acıyla kendi kalbimde hissetmek nefes alamama sebep oluyordu. İkimizin de yüreğinden bu yarayı bir nebze olsun kaldırmak için o adamı bulup sevdiğim kadının intikamını ne olursa olsun alacaktım.