Mustafanın altında eziliyordum çok canım acıyordu hem daha çok erkendi onu engelleyememiştim ve sonunda bana sahip olmuştu benim hakkımdaki düşünceleri gay olmayışı onun için sadece rahatlama objesi olma korkusuyla beni becerdikten sonra yerimden kalkamadım o kadar çok yorulmuştum ki kolumu bile kıpırdatamıyordum
Tek hissettiğim popomdaki sıcaklık ile zonklama hissiydi Mustafa üstümden inip kendini yan tarafa bırakmıştı derin bir sessizlik kaplamıştı odayı tek duyduğum Mustafanın nefes sesiydi
Biraz zaman geçtikten sonra elini vücudumda dolaştırdığını hissetmeye başladım bir hışımla kalkıp duvardan tutuna tutuna banyoya attım kendimi ayakta bile duramıyordum doğru dürüst
Duş aldıktan sonra odaya gittiğimde Mustafa kemerini bağlıyordu
-Ben dışarı çıkıyorum canını acıtmak istememiştim ama dayanamadım sen dinlen ben bir kaç saat sonra geleceğim yemekle filan uğraşma ben dışarıdan getireceğim
Hiç konuşmuyordum havluyu bile çıkaracak dermanım yoktu kendimi yatağımın üstüne bırakmış acılarımın dinmesini bekliyordum zaman geçtikçe vücudumun her yerinde ağrılar hissetmeye başlamıştım üstümü giyinip yatağa girdim hemen uyumuşum uyandığımda gece olduğunu gördüm ve Mustafa yine beni yatağına götürmüştü yanımda yatıyordu
Mustafaya çok sinirliydim onu uyandırmadan kalkıp yatağıma geçtim tek başıma yatmak istiyordum yatağa girdiğimde tekrar uykuya dalmışım bu sefer sabah 6.00 gibi uyandım kendimi biraz daha iyi hissediyordum
Allahım yana bir döndüm yine Mustafanın yatağındayım bu çocuk bana nefes aldırmıyordu ona olan sinirim hiç geçmemişti kalkıp okula gitmek için üstümü giyindim ve odadan Mustafa uyanmadan erkenden çıktım
Yolda yürürken telefonumun titremesiyle irkildim elime alıp baktığımda Orhanın aradığını gördüm bu saatte aramasına şaşırmıştım açtım telefonu
-Merhaba Ulaş
-Merhaba
-Dün aradım açmadın okula götürecektim seni
-Aa evet dün gitmedim okula haber veremedim özür dilerim
-Yok sorun değil dışarıda mısın sen ses geliyor
-Evet okula gitmek için çıktım yurttan
-Tamam neredesin
-Metronun gerisinde ki eczanenin oradayım
-Bir yere ayrılma 5 dakikaya oradayım
Kimseyle konuşacak halde değilim neden açarsın ki o telefonu Ulaş zaten ayakta zar zor duruyorum diye içimden söylenirken bir duvara yaslanıp Orhanın gelmesini bekiyordum
5 dakikadan bile daha kısa sürede geldi yanıma dersimin kaçta olduğunu sordu ve daha derse 3 saat olduğunu anlayınca kahvaltı edeceğimiz bir yere sürmeye başladı bunu bana söylemese bile anlayabiliyordum
-Senin suratın niye bu kadar asık bakalım Ulaş efendi
-Bilmem biraz yorgunum diyedir
-Bak şimdi dersine daha 3 saat var kahvaltı edebileceğimiz güzel bir yer biliyorum oraya gidiyoruz itiraz istemem
-Hadi ya (hiç bilmiyordum sanki) aslında iyi olur(uzatmak istemedim)
Orhan arabayı sürerken çok neşeliydi sürekli bana sataşıyordu araba çok sıcak zaten çıkarsana şu fuları diyip fuları boynumda çekti ben baya panikledim ve elimle boynumu kapattım böyle yapınca Orhanın dikkatini çektim ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBULUN ÇOCUĞU (GAY)
RomanceYüksek oranda cinsellik ,eşcinsellik ve gizem içerir Ulaş üniversiteye başlamasıyla İstanbulla tanışmıştır Bir anda dağılma noktasına gelen hayatını düzeltebilmek onun elindedir