Mustafa uzaklaşmak istediğini söyleyince başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü karşısında dona kalmıştım
-Ne ?
-Ulaş böyle olmaz bu şekilde yürütemem ben seni koruyup kolladıkça sen kendini hep yokuş aşağı sürüyorsun
-Mustafa şaka yapıyorsun değil mi böyle bir zamanda bunu kaldıramam acıtasyon yaptığımı düşünmeni istemiyorum ama en azından konuşalım sana açıklayabilirim ben kötü bir şey yapmadım
-Ulaş kendimi yorulmuş hissediyorum ikimizde biraz düşünelim istiyorum
-Bak gerçekten dün sen yokken sarhoş olduğum için bir yönetmen beni eve bırakmak istemiş ama hatırlayamamışım yerini , o yüzden geceyi onun evinde geçirmişim adam bana iyilik yaptı hiç kötü bir şey olmadı
-Bak gerçekten bunu konuşmamıza gerek yok kararlıyım ben
Mustafa o kadar kararlı görünüyordu ki onun gitmesini engelleyebilecek bir cümle daha kuramıyordum
Bana karşı olan sevgisini gözünde göremiyordum ama onsuz yapamazdım. Mustafayı seviyordum hem çok alışmıştım bu hayat düzenine , ya geri dönmezse ben ne yapardım , ona aşıktım
Gitmesine engel olmak için arkasından koşup önüne geçtim ve sarılarak dudağını öpmeye başladım, ama bana karşılık vermiyor olduğu yerde duruyordu beni nazikçe kenara çekip
-Kendine iyi bak Ulaş
Neydi bu şimdi bana kendimi bir böcek gibi hissettirmişti resmen benden kurtulmak istiyordu
Çok utanmıştım odaya doğru yürümeye başladım odaya girdikten sonra ise kendimi yatağın üstüne atıp ağlamaya başlamıştım uyuyana kadar gözümde ki yaş dinmemişti onun yastığına sarılıp kokusunu içime çekiyordum sanki bir yerlerim koparılmış gibiydi içimde hiçbir zaman tarif edemeyeceğim bir yerlerde kıyametler kopuyordu
Sabah ezanın sesiyle uyandım korkuyordum ama bu sefer karanlıktan sessizlikten değil onsuzluktan korkuyordum
Erkenden doğrulup okula gitmek için hazırlanmaya başladım 10-15 dakika sonra okula gitmek için kendimi odadan dışarı attım ve Mustafayı görebilmek için fakültesinin önüne gittim
Ders saati gelmişti ama ortalıkta görünmüyordu belki uyuyakalmıştır bir sonra ki derse gelir diye beklemeye devam ediyordum
Son dersinin bitişine kadar bekledim ama Mustafa gelmemişti içimde ki kaybetme korkusu canımı acıtıyordu yurda dönmek için metroya bindim
Uzun süren ama benim için hiç bir anlam ifade etmeyen bir zaman diliminin ardından odama girdim içine sığamadığım bu odada durmakta zorlanıyordum
İçimde ki sıkıntıyı atamıyordum Orhanı arayıp görüşmek istediğimi söylemeyi düşündüm hem Orhanla görüştüğümü öğrense bile Mustafa onu tanıyordu ve ortada yanlış anlayacağı bir durumun olmadığını biliyordu
Biraz düşünüp kendimi Orhanı ararken buluverdim ama telefonu kapalıydı zaman aralıklarıyla toplamda üç sefer olacak şekilde iki kez daha aradım ama telefonu hala kapalıydı ve hava iyice kararmıştı
Hiç bir zaman güçlü bir yapıya sahip olamadım korkularımı her zaman yanımda olan insanlar sayesinde geçirebiliyordum bu huyumdan her ne kadar nefret etsemde engel olamadığım benliğime yerleşmiş bir huy olarak kalmıştı bende
Aşağı inip büfeden kırmızı bir şarap alıp odaya çıktım ve içmek için bir kadeh doldurdum kendimi içtikçe daha iyi hissediyordum başım dönmeye başlayınca içmeyi durdurdum ama biraz zaman geçtikçe kendimi kontrolümü kaybetmeye başladım bünyemin içkiye dayanıklı olmadığını bir kez daha anlamıştım ama kafam hala yerinde sayılırdı neyi yapıp yapmamam gerektiğini algılayabiliyordum ta ki bir kaç kadeh daha şarap içene kadar
Mustafayı aradığımda beni meşgule atmıştı (çok utanç vericiydi) çok sinirlendim
Çevremde Mustafa, Orhan ,Gürkan dışında hiç kimse yoktu Orhanın telefonu kapalı olduğu için son çarem olan Gürkanı aradım ve yanına gelmek istediğimi söyledim
📞-- Tabi gelebilirsin yalnız adresi hatırlıyor musun ?
📞--Hayır hatırlamıyorum ama bulurum herhalde (Sarhoş tonlamasıyla konuşuyordum sözcükleri tam kuramıyor yuvarlıyordum)
📞--Sen yurtta mısın? Ulaş
📞--Evet yurttayım şu an
📞--Anlaşıldı ben geliyorum seni almaya sen odanda bekle ben seni geldiğim zaman arayacağım
Gürkanın aramasıyla aşağıya inip arabasının ön koltuğuna oturdum bana iyi misin derken ona sarıldım başımı omzuna koydum kulağına hadi gidelim dedim
Gürkanın evine doğra giderken bir eli direksiyonda diğer eliyle de ona yaslanmış olan bedenimi kavramıştı
Gürkanın evine gittikten sonra ona olanları anlatmaya başladım Mustafayı çok sevdiğimi ona aşık olduğumu söylüyordum
Gürkanın bana flörtöz yaklaştığını anlayabiliyordum ama beni rahatsız etmemeye çalışıyor ve sorunların hallolacağını söylüyordu iyi niyetini hissedebiliyordum
Saat epey geç olmuştu Gürkan bana daha öncedende giymiş olduğum pijamaları giydiriyordu yatağa yatırdıktan sonra ışığı kapatıp salona gitmişti
Sabaha doğru yataktan sıçrayarak uyandım ve hemen salona gittim Gürkanda sese uyanıp bir şey mi oldu dedi ona sadece kötü bir rüya gördüğümü ve yanlış anlamazsa yanında yatmak istediğimi söyledim
Öğlene doğru uyandığımda Gürkan bana sırtımdan sarılmış nefesini ensemde hissediyordum ve işin kötüsü penisi sertleşmiş bir şekilde popomun hizasında duruyordu
O an tek istediğim arkamda ki nefesin sahibinin Mustafa olmasıydı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBULUN ÇOCUĞU (GAY)
RomanceYüksek oranda cinsellik ,eşcinsellik ve gizem içerir Ulaş üniversiteye başlamasıyla İstanbulla tanışmıştır Bir anda dağılma noktasına gelen hayatını düzeltebilmek onun elindedir